Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
internette kaybolan hayatlar:
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
internette kaybolan hayatlar:
Okul Ödevinin Yolu Nereye Çıkıyor?
''İnternetin Kararttığı Hayatlar'' adlı kitabıyla ilgili AA muhabirine bilgi veren Özsoy, kitabın yazılış amacının, başta çocuklar ve gençler olmak üzere, aileyi, toplumu internetin olumsuz etkileri konusunda bilgilendirmek, bilgisayar kullanıcılarının internet kaynaklı herhangi bir sorunla karşılaşmalarını engellemek, bu konuda Türkiye'de ve dünyada yaşanan örnekleri paylaşmak olduğunu belirtti.
İnsanlık tarihinin en büyük buluşlarından olan internetin yararlarını saymanın, hiç kuşkusuz ciltler dolusu kitap tutacağını ifade eden Özsoy, internet kullanıcılarının büyük bölümünün, internet kullanırken gösterilen dikkatsizliğin gelecekte büyük sorun oluşturma riski bulunacağının farkında olmadığını vurguladı.
Özsoy, günlük gönderilen elektronik posta sayısının 250 milyar, internette yayın yapan web sitesi sayısının 350 milyon, dünyada internete giren kişi sayısının 1.7 milyar, şu ana kadar sadece Facebook'a yüklenen fotoğraf sayısının 30 milyar ve 1 yılda gönderilen mail sayısının ise 90 trilyon olduğunu vurguladı.
Bu verilerin müthiş rakamlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özsoy, ''İnternet, başkalarıyla paylaşmak istemediğimiz kişisel bilgilerimizin, özel yazışmalarımızın ve mahrem fotoğraflarımızın kontrol edilmesi riskinin yanında, oluşturduğu bağımlılık, insan sağlığını tehdit eden yeni hastalık türlerine yol açması ve internet üzerinden işlenen suçlara, farkına varılmadan hedef haline gelinmesi gibi nedenlerle çok farklı sorunları da beraberinde getirmektedir'' diye konuştu.
Sadece bilgisayar kullanımına bağlı daha önce olmayan 7 bin 400 civarında yeni hastalık türünün çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Özsoy, hatta bazı bilgisayar vakalarının, Amerika'da acil servislerde tedavi edilmeye başlandığını söyledi.
Yapılan araştırmaya göre, 7-14 yaş arasındaki internet kullanan çocukların sanal dünyada aradığı anahtar sözcükler arasında ilk üç sırayı YouTube, Google ve Facebook alırken, ardından ''sex'' ve ''porno'' kelimeleri geldiğini dile getiren Prof. Dr. Özsoy, şöyle konuştu:
''Çocukların yüzde 80'i porno ile ilk defa ödev yaparken karşılaşıyor. Çocuk girmek istemese bile, linkler çocukları o kadar farklı yerlere getiriyor ki... Zararlı sitelere girilmesini engellemek için o kadar filtre programları geliştirilmesine rağmen, kesin bir çözüm bulunamadı. Bütün bilim dünyasının mutabık kaldığı, tek kalıcı önleyici çare, 'çocuğunuz bilgisayarının monitörü kapıya doğru dönük olsun, çocuğunuzun odasının kapısı da açık olsun'. Bunun dışında hiçbir formül bulunamadı. Bu çözüm ne kadar büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuza işaret ediyor. Ama anne babalar çalışıyorlar. Herkes çocuğun başında bekçi değil. Eğer, olası zararlarından sakınmak için, bulunan en makul çözüm buysa, bu da çözüm değil. Öğretmenler çocukların internetten ödev yapmalarını sağlarken, o kaynaklara nasıl ulaşacaklarını, bilgisayarı nasıl güvenli kullanacağını öğretmek zorundalar.''
Prof. Dr. Özsoy, çocukların, bilgisayar kullanımı konusunda anne ve babalarından, öğretmenlerinden çok daha ilerde olduğunu, insanların, doğal olarak, kullanımını bilmedikleri şeylerin denetimini sağlayamadığını bildirdi.
Prof. Dr. Özsoy internet kullanıcısı kız çocuklarının yüzde 63'ünün sanal ortamda tanımadıkları insanlarla bir araya geldiğini ve diyaloğa geçtiğini aktardı.
Kitabının, alanında bugüne kadar yazılmış en kapsamlı çalışma olduğunu, kitabın bir kişiye bile faydası olmasının, ''bu kadar çabaya değdi'' diye düşünmesine neden olacağını ifade eden Prof. Dr. Özsoy, şunları söyledi:
''Her gün medyaya, internet kaynaklı nedenlerle hayatı kararan insanlara dair çok sayıda örnek yer alıyor. Kitapta, internetten kaynaklanan sorunlar nedeniyle hayatları kararan insanların hikayeleri de var. İnternet kaynaklı nedenlerle hayatı kararan insanlara dair örnekler giderek artıyor. Kitapta kötü örnekleri vermek istemezdim, ancak internet çok yeni bir olgu olduğu için, insanlar deneme yanılma yoluyla bunun zararlarını öğrenebiliyorlar. Almanya'da bir kadın, oyun oynamasını engelleyen iki çocuğunu boğarak öldürdü. Çin'de bir doktor, acil servisteki hastasına, oyun başından kalkamadığı için zamanında müdahale edemedi ve hasta öldü. Ardından yapılan araştırmada, 'Bilimsel araştırma yapıyordum' dediği, hastanın öldüğü dakikalarda, doktorun oyun oynadığı tespit edildi. Yaptığımız her işlemde bir elektronik iz bırakıyoruz.''
İki haftada internet oyunları yüzünden kaybolan çocukların haberlerinin izlendiğini aktaran Prof. Dr. Özsoy, ''Çünkü bilgisayar oyunlarının karakterleri parayla alınıp, satılabiliyor. Bir bilgisayar mühendisi arkadaşımızın, bir bilgisayar oyununda puanı çok yüksek. Başka bir arkadaşı, ona bu yüzden onun kullanıcı adını ve şifresini almak için, 3-5 bin dolar para teklif etti. Çünkü fazla puan almış. Bu teklifi eden kişi, o puanla oyuna devam etmek istiyor. Olayın ulaştığı boyutu düşünün. Örneğin çocuklar internet kafelerde oyun oynayabilmek için, sokaklarda dileniyorlar'' diye konuştu.
''SANAL DOSTLUK KAVRAMI ORTAYA ÇIKTI''
Prof. Dr. Özsoy, insanların, sanal dünyada kelimelerden oluşturdukları hayal dünyasına, karşısındaki insanı dahil ettiğini, gerçek hayatta ise sanal dünyadan farklı bir dünyayla karşılaştıklarını belirtti. Özsoy, şunları kaydetti:
''Sanal dostluk kavramı ortaya çıktı. Sanal kişilikler o kadar ön plana geçti ki Avrupa'da binlerce insan sanal dünyada kullandıkları isimleri kullanmak için, mahkemeye başvuruyorlar. Çünkü sanal dünyada çok sayıda dost ediniyorlar. Sanal kimlikler gerçek kimliklerin önüne geçmeye başladı. Bağımlılık, 'onsuz olamamak' demektir. Bunu aşkta da günlük ihtiyaçlar itibariyle de tarif edebilirsiniz. Yaptığımız her iş kayıt altında. Eve girer girmez, üstümüzü değiştirirken zaman kazanmak için, bilgisayarın düğmesine basıp ondan sonra üstümüzü değiştiriyoruz. 20 sene önce olmayan bir şey bizi bu kadar etkisi altına aldıysa burada sorun vardır.''
''İNTERNETE EKLEDİĞİMİZ PROFİLLER...''
Prof. Dr. Özsoy, istihbarat ağlarıyla, sosyal ağlar arasında bir bağlantı olduğunu belirterek, insanların kendi elleriyle kendilerini ''fişlediğini'' savundu. Özsoy, şunları aktardı:
''Dayınız derdiniz olabilir. Facebook sayfana dayının fotoğrafını koymuşsun, altına da adını soyadını yazmışsın. İnternet ve telefon bankacılığında en kritik soru 'annenizin kızlık soyadı nedir?'. Annenin kızlık soyadı dayının soyadıdır. Gençlerimiz, tanımadıkları birçok kişiyi sosyal paylaşım sayfalarına ekliyorlar. İnsanlar bunlara dikkat etmiyorlar. Doğum tarihlerimizi, her bilgimizi paylaşıyoruz. Örneğin tatile çıkarken, sayfamıza '15 gün tatildeyim' yazıyoruz. Kendimizi risk altına atıyoruz. Hırsızlar bile insanların evde olup olmadığını internetten takip etmeye başladı.''
Genç kızların, tanımadıkları insanlarla kameradan görüşürken, kayıt altına alındıklarının farkına varamadıklarını kaydeden Prof. Dr. Özsoy, ''İnternette tanıştığı çocuğa güvenen kızlarımız, çok samimi diyaloglar kurdukları için, sakıncalı görüntüler ortaya geçiyor. Ardından kötü niyetli kişiler, bu görüntüleri internette yayma karşılığında, kızlara onlarla beraber olmayı teklif ediyorlar. Bu son zamanlarda çok yaygınlaştı. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, ailenize ve güvenlik birimlerine mutlaka haber verin. Sizden izin almadan sizi kaydeden bir insanın sözüne güvenilmez. Sizi daha büyük felaketlere sürükleyebilir'' dedi.
Bu tür bir olayın her genç kızın başına gelebileceğini, maalesef genç kızların büyük bir kısmının bu tuzağa düştüğünü kaydeden Özsoy, ailelerin böyle bir olay karşısında çocuklarına sahip çıkması ve güvenlik güçleriyle birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
UYARANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN....RAMAZAN ANTEPLİ...
''İnternetin Kararttığı Hayatlar'' adlı kitabıyla ilgili AA muhabirine bilgi veren Özsoy, kitabın yazılış amacının, başta çocuklar ve gençler olmak üzere, aileyi, toplumu internetin olumsuz etkileri konusunda bilgilendirmek, bilgisayar kullanıcılarının internet kaynaklı herhangi bir sorunla karşılaşmalarını engellemek, bu konuda Türkiye'de ve dünyada yaşanan örnekleri paylaşmak olduğunu belirtti.
İnsanlık tarihinin en büyük buluşlarından olan internetin yararlarını saymanın, hiç kuşkusuz ciltler dolusu kitap tutacağını ifade eden Özsoy, internet kullanıcılarının büyük bölümünün, internet kullanırken gösterilen dikkatsizliğin gelecekte büyük sorun oluşturma riski bulunacağının farkında olmadığını vurguladı.
Özsoy, günlük gönderilen elektronik posta sayısının 250 milyar, internette yayın yapan web sitesi sayısının 350 milyon, dünyada internete giren kişi sayısının 1.7 milyar, şu ana kadar sadece Facebook'a yüklenen fotoğraf sayısının 30 milyar ve 1 yılda gönderilen mail sayısının ise 90 trilyon olduğunu vurguladı.
Bu verilerin müthiş rakamlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özsoy, ''İnternet, başkalarıyla paylaşmak istemediğimiz kişisel bilgilerimizin, özel yazışmalarımızın ve mahrem fotoğraflarımızın kontrol edilmesi riskinin yanında, oluşturduğu bağımlılık, insan sağlığını tehdit eden yeni hastalık türlerine yol açması ve internet üzerinden işlenen suçlara, farkına varılmadan hedef haline gelinmesi gibi nedenlerle çok farklı sorunları da beraberinde getirmektedir'' diye konuştu.
Sadece bilgisayar kullanımına bağlı daha önce olmayan 7 bin 400 civarında yeni hastalık türünün çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Özsoy, hatta bazı bilgisayar vakalarının, Amerika'da acil servislerde tedavi edilmeye başlandığını söyledi.
Yapılan araştırmaya göre, 7-14 yaş arasındaki internet kullanan çocukların sanal dünyada aradığı anahtar sözcükler arasında ilk üç sırayı YouTube, Google ve Facebook alırken, ardından ''sex'' ve ''porno'' kelimeleri geldiğini dile getiren Prof. Dr. Özsoy, şöyle konuştu:
''Çocukların yüzde 80'i porno ile ilk defa ödev yaparken karşılaşıyor. Çocuk girmek istemese bile, linkler çocukları o kadar farklı yerlere getiriyor ki... Zararlı sitelere girilmesini engellemek için o kadar filtre programları geliştirilmesine rağmen, kesin bir çözüm bulunamadı. Bütün bilim dünyasının mutabık kaldığı, tek kalıcı önleyici çare, 'çocuğunuz bilgisayarının monitörü kapıya doğru dönük olsun, çocuğunuzun odasının kapısı da açık olsun'. Bunun dışında hiçbir formül bulunamadı. Bu çözüm ne kadar büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuza işaret ediyor. Ama anne babalar çalışıyorlar. Herkes çocuğun başında bekçi değil. Eğer, olası zararlarından sakınmak için, bulunan en makul çözüm buysa, bu da çözüm değil. Öğretmenler çocukların internetten ödev yapmalarını sağlarken, o kaynaklara nasıl ulaşacaklarını, bilgisayarı nasıl güvenli kullanacağını öğretmek zorundalar.''
Prof. Dr. Özsoy, çocukların, bilgisayar kullanımı konusunda anne ve babalarından, öğretmenlerinden çok daha ilerde olduğunu, insanların, doğal olarak, kullanımını bilmedikleri şeylerin denetimini sağlayamadığını bildirdi.
Prof. Dr. Özsoy internet kullanıcısı kız çocuklarının yüzde 63'ünün sanal ortamda tanımadıkları insanlarla bir araya geldiğini ve diyaloğa geçtiğini aktardı.
Kitabının, alanında bugüne kadar yazılmış en kapsamlı çalışma olduğunu, kitabın bir kişiye bile faydası olmasının, ''bu kadar çabaya değdi'' diye düşünmesine neden olacağını ifade eden Prof. Dr. Özsoy, şunları söyledi:
''Her gün medyaya, internet kaynaklı nedenlerle hayatı kararan insanlara dair çok sayıda örnek yer alıyor. Kitapta, internetten kaynaklanan sorunlar nedeniyle hayatları kararan insanların hikayeleri de var. İnternet kaynaklı nedenlerle hayatı kararan insanlara dair örnekler giderek artıyor. Kitapta kötü örnekleri vermek istemezdim, ancak internet çok yeni bir olgu olduğu için, insanlar deneme yanılma yoluyla bunun zararlarını öğrenebiliyorlar. Almanya'da bir kadın, oyun oynamasını engelleyen iki çocuğunu boğarak öldürdü. Çin'de bir doktor, acil servisteki hastasına, oyun başından kalkamadığı için zamanında müdahale edemedi ve hasta öldü. Ardından yapılan araştırmada, 'Bilimsel araştırma yapıyordum' dediği, hastanın öldüğü dakikalarda, doktorun oyun oynadığı tespit edildi. Yaptığımız her işlemde bir elektronik iz bırakıyoruz.''
İki haftada internet oyunları yüzünden kaybolan çocukların haberlerinin izlendiğini aktaran Prof. Dr. Özsoy, ''Çünkü bilgisayar oyunlarının karakterleri parayla alınıp, satılabiliyor. Bir bilgisayar mühendisi arkadaşımızın, bir bilgisayar oyununda puanı çok yüksek. Başka bir arkadaşı, ona bu yüzden onun kullanıcı adını ve şifresini almak için, 3-5 bin dolar para teklif etti. Çünkü fazla puan almış. Bu teklifi eden kişi, o puanla oyuna devam etmek istiyor. Olayın ulaştığı boyutu düşünün. Örneğin çocuklar internet kafelerde oyun oynayabilmek için, sokaklarda dileniyorlar'' diye konuştu.
''SANAL DOSTLUK KAVRAMI ORTAYA ÇIKTI''
Prof. Dr. Özsoy, insanların, sanal dünyada kelimelerden oluşturdukları hayal dünyasına, karşısındaki insanı dahil ettiğini, gerçek hayatta ise sanal dünyadan farklı bir dünyayla karşılaştıklarını belirtti. Özsoy, şunları kaydetti:
''Sanal dostluk kavramı ortaya çıktı. Sanal kişilikler o kadar ön plana geçti ki Avrupa'da binlerce insan sanal dünyada kullandıkları isimleri kullanmak için, mahkemeye başvuruyorlar. Çünkü sanal dünyada çok sayıda dost ediniyorlar. Sanal kimlikler gerçek kimliklerin önüne geçmeye başladı. Bağımlılık, 'onsuz olamamak' demektir. Bunu aşkta da günlük ihtiyaçlar itibariyle de tarif edebilirsiniz. Yaptığımız her iş kayıt altında. Eve girer girmez, üstümüzü değiştirirken zaman kazanmak için, bilgisayarın düğmesine basıp ondan sonra üstümüzü değiştiriyoruz. 20 sene önce olmayan bir şey bizi bu kadar etkisi altına aldıysa burada sorun vardır.''
''İNTERNETE EKLEDİĞİMİZ PROFİLLER...''
Prof. Dr. Özsoy, istihbarat ağlarıyla, sosyal ağlar arasında bir bağlantı olduğunu belirterek, insanların kendi elleriyle kendilerini ''fişlediğini'' savundu. Özsoy, şunları aktardı:
''Dayınız derdiniz olabilir. Facebook sayfana dayının fotoğrafını koymuşsun, altına da adını soyadını yazmışsın. İnternet ve telefon bankacılığında en kritik soru 'annenizin kızlık soyadı nedir?'. Annenin kızlık soyadı dayının soyadıdır. Gençlerimiz, tanımadıkları birçok kişiyi sosyal paylaşım sayfalarına ekliyorlar. İnsanlar bunlara dikkat etmiyorlar. Doğum tarihlerimizi, her bilgimizi paylaşıyoruz. Örneğin tatile çıkarken, sayfamıza '15 gün tatildeyim' yazıyoruz. Kendimizi risk altına atıyoruz. Hırsızlar bile insanların evde olup olmadığını internetten takip etmeye başladı.''
Genç kızların, tanımadıkları insanlarla kameradan görüşürken, kayıt altına alındıklarının farkına varamadıklarını kaydeden Prof. Dr. Özsoy, ''İnternette tanıştığı çocuğa güvenen kızlarımız, çok samimi diyaloglar kurdukları için, sakıncalı görüntüler ortaya geçiyor. Ardından kötü niyetli kişiler, bu görüntüleri internette yayma karşılığında, kızlara onlarla beraber olmayı teklif ediyorlar. Bu son zamanlarda çok yaygınlaştı. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, ailenize ve güvenlik birimlerine mutlaka haber verin. Sizden izin almadan sizi kaydeden bir insanın sözüne güvenilmez. Sizi daha büyük felaketlere sürükleyebilir'' dedi.
Bu tür bir olayın her genç kızın başına gelebileceğini, maalesef genç kızların büyük bir kısmının bu tuzağa düştüğünü kaydeden Özsoy, ailelerin böyle bir olay karşısında çocuklarına sahip çıkması ve güvenlik güçleriyle birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
UYARANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN....RAMAZAN ANTEPLİ...
şahmaran- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 302
Puanı : 377
Teşekkür : 31
Kayıt tarihi : 17/03/10
Yaş : 60
Geri: internette kaybolan hayatlar:
Güzel bir konuya temas etmişsiniz, uyananlardan olmamız duâsıyle..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur