Saat
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Acziyet
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Acziyet
İnsan, âciz. Geçmişine elini uzatıp onu olmasını istediği gibi şekillendirmediği gibi, geleceğe dair plan kurabilme lüksüne de sahip değil. Sadece ânı ile ilgilense yarını hakkında, sadece yarını ile ilgilense günü hakkında âciz. Ne kadar tedbir alırsa alsın hasta oluyor, ne kadar görmezden gelse de çevresindekiler ölümlerle eksiliyor, maddî kayıplara uğruyor, bunlar onun kendisi dışında bir varlığa sığınmasını zorunlu kılıyor. İnsanın aczinin bir yönü, yaratan-yaratılan denklemindeki farklı hayat kategorilerinin zorunlu bir sonucu, diğer yönü ise, bizatihi içinde yaşadığı dünyanın kullanılmaya elverişli bir aracı olarak konumlandırmasının meyvesi. Burada temas edilecek olan daha ziyade bu ikinci yön.
İnsanın âcizliğinin en büyük sebebi, zihninin bir bütün olamaması, birden fazla parçaya ayrılması ile ilgili. Bizzat kendisi dağılan zihin, dağınık gibi görünen şeyler arasındaki bağlantıları kuramaz oldu. Dünya ile âhiretin bağlantısı koptuktan sonra hayatı ne anlamı var? İnsan-insan, insan-kâinât, insan-yaratıcı, kâinât-yaratıcı bağlantıları o kadar yıpratıldı ki modern dönemle birlikte… Hayatı anlamsız kılmak için ne gerekiyorsa hepsi yapıldı. İnsan direnemedi. Âciz hale getirilen insan ise, yeni işleyişin işçisi olarak konumlandırıldı. Yaratıcının esmâsına âyine iken, yaratılmışların kaprislerinin yansımaları onun üzerinde görülür oldu. Bir olan yaratıcı ile olan bağını yitirerek bin yaratılmışa perestiş etti. Her yönüyle biricik olan özünü ve kâinâtı da sıradanlaştırdı.
İnsan, insan olarak değil dişli olarak hayatını sürmeye başladı şu acayip zamanlarda. Kocaman bir çarkın minicik bir dişlisi. Üretim-tüketim dengesinin hem üreteci hem de tüketici safhasında basit bir dişli. Satmak için üreten, kazanmak için tükettiren sistemin her yandan mağduru. Çalışırken tüm insanî vasıflarından arındırılan ve ne kadar makineleşirse o kadar övgü alan insan, ne kadar çok tüketirse kendisini o kadar memnun hissetmeye başladı. Daha fazla tüketmek için daha fazla üretimde pay aldı. Sisifos muydu şu Yunan mitolojisinde tepeye ulaştırmakla memur kılındığı kayasını bir türlü oraya eriştiremeyen eski kral? İnsan sisifoslaştırıldı… Gayesi madde kılındı.
İnsanın görerek, gözleri ile erişebileceği bilgi miktarı belki de tarih boyunca hiç modern zamandaki kadar olmamıştı. O, dinlemeyi bırakıp görmeyi merkeze aldığından beri özünden uzaklaşıyor. Çünkü dinleyebilmek, bilginin, kişinin dışında olduğunun bir tür kabulü iken görme bizatihi insanı merkeze alan bir şey. İnsanın kulak vermekten vazgeçtiği şeylerin en önemlilerinden biri de kendisi. Sürekli koşturuyor, sürekli olarak dönüş/türül/en ve her geçen gün daha yaşanılmaz hale ge/tiri/len dünyada. İnsan mantıkî tutarlıklık açısından hiç ölmeyecek gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışamaz. Bu tam anlamıyla bir zihin bölünmesi. Aslolan hayatın bütünlüğüdür. İnsan, kendini dinlemekten vazgeçerek, sadece dünyanın zâhirini gördüğü için âciz galiba.
İnsanın, özünden uzaklaşarak elde ettiği her başarı, onun âcizliğini gösteren iyi birer örnek. Eğer elde edilen makam, mevki, mal-mülk, sevgi, evlat vs. kişinin, kendisine yabancılaşmasını sonucunu doğuruyorsa gerçekten tam bir hezimet. Çünkü insanın referans noktaları farklılaşıyor ötelerle irtibatı olmayan başarılar sonucunda. O artık kendisini sadece kul olarak tanımlayamaz hale geliyor. İşi-maaşı, evi-arabası, eşi-evlâdı kalın perdeler olarak onunla hayatının anlamı arasına giriyor. İnsan başarı zannettikleriyle mi âciz oluyor yoksa?
Âcizliğin bir yönü de vicdân ile insan arasındaki mesafe ve insanın bu mesafe ile kaybettikleri. Ne kadar bastırmaya çalışsa da insan, vicdanı sürekli bir açlık çekiyor. Vicdanın bu açlığı, insanın aidiyetini gösteriyor: İnsan dünyalı değil, ukbâlıdır. Buradaki yani dünyadaki varlığı ise sınırlıdır ve sınırlı olan her şey gibi ona acı vermektedir. İnsanın nefsi/özü, onu buradan çekip ötelere götürme azmiyle hareket eder, diğer taraftan iyi eğitilmediği zaman sadece dünyaya bakan havâs-ı selîmeyi ve hatta her şeyi bir araç olarak kullanır ve insanı dünyaya bağlamak için elinden geleni yapar. Bu durumda şunları sormak gerek: Vicdân/ım benim için ne ifade ediyor; vicdân/ım kâinât için ne ifade ediyor? İki dünyalı tek bir hayat üzerinde düşünmek zorundayız…
Gökyüzüne bakabilmeli insan, yıldızları, bulutları görebilmeli, yeşilin tonlarını en ince ayrıntısına kadar fark edebilmeli, gökkuşağının renklerine hayran olabilmeli, kesinlikle sevmeli… Kendi dinlemeli sonra. Ve sonra kendi kendine sorduğu her şeyi değiştirebilecek olan soruya yine kendi kendine cevap verebilmeli. Kulluk, yaratıcıya olan aczin göstergesidir doğru, ama öte yandan kulluk, var edilen şeylere karşı aciz olmamanın ve anlamı bulmanın da göstergesi.
İnsanın âcizliğinin en büyük sebebi, zihninin bir bütün olamaması, birden fazla parçaya ayrılması ile ilgili. Bizzat kendisi dağılan zihin, dağınık gibi görünen şeyler arasındaki bağlantıları kuramaz oldu. Dünya ile âhiretin bağlantısı koptuktan sonra hayatı ne anlamı var? İnsan-insan, insan-kâinât, insan-yaratıcı, kâinât-yaratıcı bağlantıları o kadar yıpratıldı ki modern dönemle birlikte… Hayatı anlamsız kılmak için ne gerekiyorsa hepsi yapıldı. İnsan direnemedi. Âciz hale getirilen insan ise, yeni işleyişin işçisi olarak konumlandırıldı. Yaratıcının esmâsına âyine iken, yaratılmışların kaprislerinin yansımaları onun üzerinde görülür oldu. Bir olan yaratıcı ile olan bağını yitirerek bin yaratılmışa perestiş etti. Her yönüyle biricik olan özünü ve kâinâtı da sıradanlaştırdı.
İnsan, insan olarak değil dişli olarak hayatını sürmeye başladı şu acayip zamanlarda. Kocaman bir çarkın minicik bir dişlisi. Üretim-tüketim dengesinin hem üreteci hem de tüketici safhasında basit bir dişli. Satmak için üreten, kazanmak için tükettiren sistemin her yandan mağduru. Çalışırken tüm insanî vasıflarından arındırılan ve ne kadar makineleşirse o kadar övgü alan insan, ne kadar çok tüketirse kendisini o kadar memnun hissetmeye başladı. Daha fazla tüketmek için daha fazla üretimde pay aldı. Sisifos muydu şu Yunan mitolojisinde tepeye ulaştırmakla memur kılındığı kayasını bir türlü oraya eriştiremeyen eski kral? İnsan sisifoslaştırıldı… Gayesi madde kılındı.
İnsanın görerek, gözleri ile erişebileceği bilgi miktarı belki de tarih boyunca hiç modern zamandaki kadar olmamıştı. O, dinlemeyi bırakıp görmeyi merkeze aldığından beri özünden uzaklaşıyor. Çünkü dinleyebilmek, bilginin, kişinin dışında olduğunun bir tür kabulü iken görme bizatihi insanı merkeze alan bir şey. İnsanın kulak vermekten vazgeçtiği şeylerin en önemlilerinden biri de kendisi. Sürekli koşturuyor, sürekli olarak dönüş/türül/en ve her geçen gün daha yaşanılmaz hale ge/tiri/len dünyada. İnsan mantıkî tutarlıklık açısından hiç ölmeyecek gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi âhirete çalışamaz. Bu tam anlamıyla bir zihin bölünmesi. Aslolan hayatın bütünlüğüdür. İnsan, kendini dinlemekten vazgeçerek, sadece dünyanın zâhirini gördüğü için âciz galiba.
İnsanın, özünden uzaklaşarak elde ettiği her başarı, onun âcizliğini gösteren iyi birer örnek. Eğer elde edilen makam, mevki, mal-mülk, sevgi, evlat vs. kişinin, kendisine yabancılaşmasını sonucunu doğuruyorsa gerçekten tam bir hezimet. Çünkü insanın referans noktaları farklılaşıyor ötelerle irtibatı olmayan başarılar sonucunda. O artık kendisini sadece kul olarak tanımlayamaz hale geliyor. İşi-maaşı, evi-arabası, eşi-evlâdı kalın perdeler olarak onunla hayatının anlamı arasına giriyor. İnsan başarı zannettikleriyle mi âciz oluyor yoksa?
Âcizliğin bir yönü de vicdân ile insan arasındaki mesafe ve insanın bu mesafe ile kaybettikleri. Ne kadar bastırmaya çalışsa da insan, vicdanı sürekli bir açlık çekiyor. Vicdanın bu açlığı, insanın aidiyetini gösteriyor: İnsan dünyalı değil, ukbâlıdır. Buradaki yani dünyadaki varlığı ise sınırlıdır ve sınırlı olan her şey gibi ona acı vermektedir. İnsanın nefsi/özü, onu buradan çekip ötelere götürme azmiyle hareket eder, diğer taraftan iyi eğitilmediği zaman sadece dünyaya bakan havâs-ı selîmeyi ve hatta her şeyi bir araç olarak kullanır ve insanı dünyaya bağlamak için elinden geleni yapar. Bu durumda şunları sormak gerek: Vicdân/ım benim için ne ifade ediyor; vicdân/ım kâinât için ne ifade ediyor? İki dünyalı tek bir hayat üzerinde düşünmek zorundayız…
Gökyüzüne bakabilmeli insan, yıldızları, bulutları görebilmeli, yeşilin tonlarını en ince ayrıntısına kadar fark edebilmeli, gökkuşağının renklerine hayran olabilmeli, kesinlikle sevmeli… Kendi dinlemeli sonra. Ve sonra kendi kendine sorduğu her şeyi değiştirebilecek olan soruya yine kendi kendine cevap verebilmeli. Kulluk, yaratıcıya olan aczin göstergesidir doğru, ama öte yandan kulluk, var edilen şeylere karşı aciz olmamanın ve anlamı bulmanın da göstergesi.
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur