Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Misafirin getirdiği rızık…
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Kıssalar & Hikayeler
1 sayfadaki 1 sayfası
Misafirin getirdiği rızık…
Misafirperverliğiyle ünlü bir sahabi vardı. Hanımı ise her gün kocasının, yanında birkaç misafirle gelmesine artık tahammül edemez olmuştu. Birkaç defa kocasına: “Sen her gün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar” diyorsa da kocası, her gün yanında birkaç misafir getirmekte ısrar ediyordu.
Kadın sahabi dayanamayıp, Resûlullah’a şikâyete karar verdi. Resulullah’ın huzuruna çıkıp: “Ey Allah’ın Resulü! Kocam her akşam eve birkaç misafir getiriyor, kocamın kazandıkları hep misafirlere gidiyor. Bir gün hastalanıverse, açlıktan ölmekten korkuyorum” dedi.
Peygamber Efendimiz (sav) kadının kocasını, huzuruna çağırttı. Adam: “Ben misafirsiz edemem! Soframda misafir olması, bana neşe ve bereket veriyor” diyor ve diretiyordu.
Bu kez Peygamberimiz (sav) kadına, bundan sonra fazla değil, bir misafire razı olup olmadığını sordu. Kadın buna da razı değildi: “Ben çocuklarımın rızkını başkalarının yemesine rıza gösteremem” diyordu.
Kadın sinirlenmişti
Adam hiç olmazsa bir misafirde ısrar edince; kadın boşanmaktansa, bir misafire razı oldu. Fakat o akşam üzeri beyinin, yine eve iki misafirle geldiğini gördü. Kadın sinirlenmişti, içi rahat değildi. Yemek hazırlamak için mutfağa girdi, üç kişilik yemek hazırlayıp tepsiyi kocasına verdi.
Biraz sonra da, misafirlerden birinin çıkıp gittiğini gördü. Hazırlanan yemeklerden biri yenmemişti. Kadın kocasına: “Misafirin biri niçin yemek yemeden çıkıp gitti? diye sordu.
Adam, ikinci misafirin farkında değildi: “Sen hangi misafirden bahsediyorsun. Ben bir misafirle geldim, o da içerde işte, diye cevap verdi. Kadın çok iyi görmüştü. Misafirin birisi yemek yemeden çıkmıştı. Bu münakaşanın içinden çıkamayacaklarını anlayan karı-koca, hemen Allah Resulüne müracaata gittiler ve durumu anlattılar.
Misafirin biri rızıktı
Onları dinleyen Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi insan değil, insan suretine giren rızıktı. Allah Teâlâ, hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımın ise, yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı, ama o rızık, eksilmedi.
Şunu iyi bilesiniz ki, her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse, kimsenin rızkını yiyemez, eksiltemez. Hatta misafir, bir evin bereketini artırır ve o evin rızkında artma olur” buyurdular. Tabii ki kadın, bu hadiseden sonra itiraz edecek durumda değildi.
Zamanın Ebu Hanife’si
İstanbul fetih edildikten sonra Ayasofya Müderrisliği, Molla Hüsrev Hazretleri’ne verilmişti. Zamanının insanları ona o kadar değer verirler, hürmet ederlerdi ki, her sabah talebeleri ve halk evinin önünde toplanır, Molla Hüsrev atına biner, talebeleri ve eve gelen esnaf da atının önünde medreseye kadar götürürler, akşam olunca da aynı vaziyette medreseden alıp evine getirirlerdi.
Cuma namazını mutlaka Ayasofya Camii’nde kılan Molla Hüsrev, camiye geldiği zaman bütün cemaat ayağa kalkar ve ta en öndeki yerine varıncaya kadar oturmayıp onun oturmasını beklerlerdi.
Bir defasında Hazreti Fatih de cemaatin Molla Hüsrev Hazretleri’ne bu hürmeti gösterdiklerini ve caminin içinde bile kendisine yol verip ayağa kalktıklarını görünce vezirlerine dönerek manzarayı göstermiş ve: “Molla Hüsrev zamanımızın Ebu Hanife’sidir” diyerek memnuniyetini belirtmiştir.
Molla Hüsrev Hazretleri o kadar mütevazı hayat yaşardı ki, birkaç tane cariyesi ve hizmetçisi olduğu halde, kendi çalışma odasını kendisi süpürür, temizler ve kandilini dahi kendisi yakardı.
Molla Hüsrev Hazretleri 1480 yılında bir Cuma günü ahirete irtihal etmiştir. Allah ondan razı olsun.
‘Günlük geçiminiz nasıldır?’
Şakik bin İbrahim El-Belhî Hazretleri, İbrahim Ethem Hazretleri ile sohbet etmiştir. Zamanın manevi erleri arasındaki o sohbetin nasıl geçtiği insan zekâsının anlayabileceği bir şey değildir. Ne var ki aşağıya aldığımız bir kıssa onların ne kadar Hakk’a teslim olduklarını beyan hakkında küçük bir misaldir.
Bir gün Şakik Belhî Hazretleri ile İbrahim Ethem Hazretleri sohbet ederlerken Hz. Şakik:
‘Günlük yaşayışınızı teminde nasıl hareket edersiniz’ diye İbrahim Ethem Hazretleri’ne sormuş.
İbrahim Ethem Hazretleri ona şu cevabı verdi: ‘Bir şey bulursak şükrederiz, bulamadığımız zaman da sabrederiz’ diye yanıtlamış, Şakik’in sorusunu.
Hazreti Şakik’in bu söze cevabı şöyle olmuş: Ya Ethem! Horasan’ın köpekleri bile böyle yapar! Onlar da bulunca yer bulamayınca beklerler.
İbrahim Ethem Hazretleri, Şakik’in bu ilginç yanıtına şaşırarak: ‘Öyleyse siz nasıl yaparsınız?’ diye sormuş.
Şakik Belhî Hazretleri: ‘Biz bulduğumuz zaman dağıtır, bulamadığımız zaman da şükrederiz’ diye cevap verince, İbrahim Ethem Hazretleri onu alnından öperek: ‘Üstad sensin’ demiş. [Cevapların tam tersi şekliyle olduğu rivayetler de vardır]
Kadın sahabi dayanamayıp, Resûlullah’a şikâyete karar verdi. Resulullah’ın huzuruna çıkıp: “Ey Allah’ın Resulü! Kocam her akşam eve birkaç misafir getiriyor, kocamın kazandıkları hep misafirlere gidiyor. Bir gün hastalanıverse, açlıktan ölmekten korkuyorum” dedi.
Peygamber Efendimiz (sav) kadının kocasını, huzuruna çağırttı. Adam: “Ben misafirsiz edemem! Soframda misafir olması, bana neşe ve bereket veriyor” diyor ve diretiyordu.
Bu kez Peygamberimiz (sav) kadına, bundan sonra fazla değil, bir misafire razı olup olmadığını sordu. Kadın buna da razı değildi: “Ben çocuklarımın rızkını başkalarının yemesine rıza gösteremem” diyordu.
Kadın sinirlenmişti
Adam hiç olmazsa bir misafirde ısrar edince; kadın boşanmaktansa, bir misafire razı oldu. Fakat o akşam üzeri beyinin, yine eve iki misafirle geldiğini gördü. Kadın sinirlenmişti, içi rahat değildi. Yemek hazırlamak için mutfağa girdi, üç kişilik yemek hazırlayıp tepsiyi kocasına verdi.
Biraz sonra da, misafirlerden birinin çıkıp gittiğini gördü. Hazırlanan yemeklerden biri yenmemişti. Kadın kocasına: “Misafirin biri niçin yemek yemeden çıkıp gitti? diye sordu.
Adam, ikinci misafirin farkında değildi: “Sen hangi misafirden bahsediyorsun. Ben bir misafirle geldim, o da içerde işte, diye cevap verdi. Kadın çok iyi görmüştü. Misafirin birisi yemek yemeden çıkmıştı. Bu münakaşanın içinden çıkamayacaklarını anlayan karı-koca, hemen Allah Resulüne müracaata gittiler ve durumu anlattılar.
Misafirin biri rızıktı
Onları dinleyen Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi insan değil, insan suretine giren rızıktı. Allah Teâlâ, hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımın ise, yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı, ama o rızık, eksilmedi.
Şunu iyi bilesiniz ki, her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse, kimsenin rızkını yiyemez, eksiltemez. Hatta misafir, bir evin bereketini artırır ve o evin rızkında artma olur” buyurdular. Tabii ki kadın, bu hadiseden sonra itiraz edecek durumda değildi.
Zamanın Ebu Hanife’si
İstanbul fetih edildikten sonra Ayasofya Müderrisliği, Molla Hüsrev Hazretleri’ne verilmişti. Zamanının insanları ona o kadar değer verirler, hürmet ederlerdi ki, her sabah talebeleri ve halk evinin önünde toplanır, Molla Hüsrev atına biner, talebeleri ve eve gelen esnaf da atının önünde medreseye kadar götürürler, akşam olunca da aynı vaziyette medreseden alıp evine getirirlerdi.
Cuma namazını mutlaka Ayasofya Camii’nde kılan Molla Hüsrev, camiye geldiği zaman bütün cemaat ayağa kalkar ve ta en öndeki yerine varıncaya kadar oturmayıp onun oturmasını beklerlerdi.
Bir defasında Hazreti Fatih de cemaatin Molla Hüsrev Hazretleri’ne bu hürmeti gösterdiklerini ve caminin içinde bile kendisine yol verip ayağa kalktıklarını görünce vezirlerine dönerek manzarayı göstermiş ve: “Molla Hüsrev zamanımızın Ebu Hanife’sidir” diyerek memnuniyetini belirtmiştir.
Molla Hüsrev Hazretleri o kadar mütevazı hayat yaşardı ki, birkaç tane cariyesi ve hizmetçisi olduğu halde, kendi çalışma odasını kendisi süpürür, temizler ve kandilini dahi kendisi yakardı.
Molla Hüsrev Hazretleri 1480 yılında bir Cuma günü ahirete irtihal etmiştir. Allah ondan razı olsun.
‘Günlük geçiminiz nasıldır?’
Şakik bin İbrahim El-Belhî Hazretleri, İbrahim Ethem Hazretleri ile sohbet etmiştir. Zamanın manevi erleri arasındaki o sohbetin nasıl geçtiği insan zekâsının anlayabileceği bir şey değildir. Ne var ki aşağıya aldığımız bir kıssa onların ne kadar Hakk’a teslim olduklarını beyan hakkında küçük bir misaldir.
Bir gün Şakik Belhî Hazretleri ile İbrahim Ethem Hazretleri sohbet ederlerken Hz. Şakik:
‘Günlük yaşayışınızı teminde nasıl hareket edersiniz’ diye İbrahim Ethem Hazretleri’ne sormuş.
İbrahim Ethem Hazretleri ona şu cevabı verdi: ‘Bir şey bulursak şükrederiz, bulamadığımız zaman da sabrederiz’ diye yanıtlamış, Şakik’in sorusunu.
Hazreti Şakik’in bu söze cevabı şöyle olmuş: Ya Ethem! Horasan’ın köpekleri bile böyle yapar! Onlar da bulunca yer bulamayınca beklerler.
İbrahim Ethem Hazretleri, Şakik’in bu ilginç yanıtına şaşırarak: ‘Öyleyse siz nasıl yaparsınız?’ diye sormuş.
Şakik Belhî Hazretleri: ‘Biz bulduğumuz zaman dağıtır, bulamadığımız zaman da şükrederiz’ diye cevap verince, İbrahim Ethem Hazretleri onu alnından öperek: ‘Üstad sensin’ demiş. [Cevapların tam tersi şekliyle olduğu rivayetler de vardır]
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Kıssalar & Hikayeler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur