Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
"Ben var ya, ben!"
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
"Ben var ya, ben!"
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
"Allah beni yaratırken bana niye sormadı? Belki de ben insan olmaya itiraz edecektim. Bu sınavda bulunmak istemeyecektim. Şimdi de intihar edip oyundan çıkmama izin vermiyor?"
Bu soruyu çok duydum. Duymadan önce de sorduğumu hatırlıyorum. İnsanı bir anda bıçak sırtında bırakıyor o soru. Yokluğun kıyılarına savrulduğunu görüyorsun birden. Hiçliğin soğuk nefesini ense kökünde hissediyorsun. İtirazın en keskini bu. Çoklarının varlığın sıcacık koynunda uyuttuğu kaygıları dürtüyor, şüpheleri uyandırıyor.
Bir defa, "ben" diyorsan, orada dur...
Çünkü sen "ben" demeye sana sorulmayan o var edilme kararından sonra başladın. Var edilmeden önce "ben" dediğin sen yoktu ki sana (yani "ben" dediğin kişiye) bir şey sorulsun. "Ben" deme ayrıcalığı sana verildi. Hiç hak etmediğin halde hediye edildi. Sen "ben" diye var olmadan önce, sana soracağı bir "ben"in olsaydı, yine sana sorulmadan var edilmiş "ben"in olmuş olacaktı. İtiraz ettiğin anda, zaten itiraz ettiğin şeyi, yani "ben"i elinde bulacaktın. Ne garip! Sana sorulsaydı olmamış olmasını isteyeceğini söylediğin şeyin isteyip istemeyeceğinin sana sorulması için olmuş olmasını istiyorsun. "Ben" olmaya itiraz etme fırsatını yakalamak için bile "ben olsaydım!" diyorsun. Söylediğini tekrarlayalım birlikte: "Ben olsaydım, ben olmak istemezdim!"
Üstelik anladığım kadarıyla, "ben" demekten de hayli memnun gibisin. "Ben" diyebilmene hiç itirazın yok. Tam tersi, yeterince "ben" diyemediğin için kızgınsın. "Niye bana sormadı?" derken, "ben"inin daha önceden, hatta var edilmeden önce ciddiye alınması gerektiğini söylüyorsun. Daha açıkçası, "ben"in henüz var bile değilken görülsün, hesaba katılsın, kale alınsın istiyorsun. Demek ki sen "ben" demeye öteden beri heveslisin. Var edilirken fikrin sorulmadı diye alındığın o "ben"den memnun olmalısın ki, "bana sorulsaydı!" diyorsun. "Ona/şuna/buna/sana sorulsaydı!" demiyorsun. Başkasının hakkında karar vermesine razı olmayacağın kadar dokunulmaz biliyorsun "ben"ini. Zaten itirazın da, sözüm ona sana değil başkasına sorulmuş olması. Fikrin alındığında, önemsendiğin için mutlu olacağını açıkça söylediğin o "ben"ini şimdi niye beğenmiyorsun?
İyi ki de "Niye beni yaratırken bana sormadı!" diye sorabiliyorsun. İyi ki. Ya tersi olsaydı? Takdirine itiraz ettiğin, kararını eleştirdiğin o Allah, seni "ben" diyebilecek halde yaratmasaydı eğer, "Allah beni niye böyle yoklukta bıraktı?" "Allah beni yaratmama kararını niye bana sormadı?" diye sorabilecek miydin?
İyisi mi, sen sen ol, "ben" diyebildiğine, "ben" diye bilindiğine şükret. Ömrünü ikiye ayıralım mesela: BÖ ("Ben"den öncesi) ve BS ("Ben"den sonrası). "Ben" diyebildiğin andan sonra sana verilmediğini düşündüğün, senden eksildiğini, senden esirgendiğini sandığın şeyleri bir kenara koy. (Ki "Bana sorsaydı, ben belki var olmak istemezdim" itirazının sebebi bu sorunlar olmalı.) Bir de, "Ben" diyebilmeden, diye bilinmeden önce, sana verilmeyeni bir kenara koy.
Hangisi daha büyük bir eksiklik? "Ben"den önce yoksun. Yokluğunun sen bile farkında değilsin. Eksikliğini kimse dert edinmiyor. Aranıp sorulmuyorsun bile. Hiçbir yerde ciddiye alınmıyorsun. Yoksun ve yok sayılıyorsun. Küçümseniyorsun. Hakaretler görüyorsun. Hesaba katılmıyorsun. Olsan da bir olmasan da bir başkaları için. "Ben" diyemediğin için, "Benim" diyebileceğim hiçbir şeyin yok. Olamaz da! Tekrar hesapla:"Ben" dediğin ana kadar sana verilen, ben dedikten sonra sana verilmediğini düşündüklerinden o kadar fazla ki. İtiraza hiç hakkın yok. Ben verilmeseydi sana, sana verilmeyene bile itiraz edemediğin, itiraz edemediğin gibi verilmediğini bile fark etmediğin dipsiz bir boşluk olacaktı yerin...
Varlık bardağının "ben" diyebilmenle doldurulan tarafı o kadar büyük ki, boş dediğin tarafı ancak o dolu tarafın, yani "ben"in sayesinde görebiliyorsun. Yoksa, ne boşluğu bilirdin, ne de eksik olduğunu fark ederdin. Hesaplarda hiç yeri olmayan, sıfır kadar bile ciddiye alınmayan bir lüzumsuzluk olurdun. Eksik olurdun. Eksikliğin bile hissedilmezdi. "Ben" diyemediğine bile itiraz edemezdin. İtiraz etmen gereken "ben"sizlik halini bana anlatamazdın. O soruyu seslendirecek dudakları bile bulamazdın. O cümleyi söze dökecek nefesin bile olmazdı.
Hem sonra, "ben" olarak sen hiçlikten çıkarıldın. Ananın bile yüzüne bakmayacağı, çöpe atılsa kimsenin fark etmeyeceği bir pıhtıdan şimdi toz konduramadığın "ben" diye bil(in)diğin hale geldin. Sen sana verildin. Ben bana verildim. Hiç hak etmediğimiz halde... Hiç hakkını veremeyeceğimiz halde... Şimdi, sen, sana verilenle sana verene isyan etmeyi onurlu bir davranış sayar mısın? Sana hiç yoktan verdi diye "ben"i, o "ben"inle seni "ben" eyleyen O'na kafa tutmayı kendine yakıştırır mısın?
Senai DEMİRCİ
"Allah beni yaratırken bana niye sormadı? Belki de ben insan olmaya itiraz edecektim. Bu sınavda bulunmak istemeyecektim. Şimdi de intihar edip oyundan çıkmama izin vermiyor?"
Bu soruyu çok duydum. Duymadan önce de sorduğumu hatırlıyorum. İnsanı bir anda bıçak sırtında bırakıyor o soru. Yokluğun kıyılarına savrulduğunu görüyorsun birden. Hiçliğin soğuk nefesini ense kökünde hissediyorsun. İtirazın en keskini bu. Çoklarının varlığın sıcacık koynunda uyuttuğu kaygıları dürtüyor, şüpheleri uyandırıyor.
Bir defa, "ben" diyorsan, orada dur...
Çünkü sen "ben" demeye sana sorulmayan o var edilme kararından sonra başladın. Var edilmeden önce "ben" dediğin sen yoktu ki sana (yani "ben" dediğin kişiye) bir şey sorulsun. "Ben" deme ayrıcalığı sana verildi. Hiç hak etmediğin halde hediye edildi. Sen "ben" diye var olmadan önce, sana soracağı bir "ben"in olsaydı, yine sana sorulmadan var edilmiş "ben"in olmuş olacaktı. İtiraz ettiğin anda, zaten itiraz ettiğin şeyi, yani "ben"i elinde bulacaktın. Ne garip! Sana sorulsaydı olmamış olmasını isteyeceğini söylediğin şeyin isteyip istemeyeceğinin sana sorulması için olmuş olmasını istiyorsun. "Ben" olmaya itiraz etme fırsatını yakalamak için bile "ben olsaydım!" diyorsun. Söylediğini tekrarlayalım birlikte: "Ben olsaydım, ben olmak istemezdim!"
Üstelik anladığım kadarıyla, "ben" demekten de hayli memnun gibisin. "Ben" diyebilmene hiç itirazın yok. Tam tersi, yeterince "ben" diyemediğin için kızgınsın. "Niye bana sormadı?" derken, "ben"inin daha önceden, hatta var edilmeden önce ciddiye alınması gerektiğini söylüyorsun. Daha açıkçası, "ben"in henüz var bile değilken görülsün, hesaba katılsın, kale alınsın istiyorsun. Demek ki sen "ben" demeye öteden beri heveslisin. Var edilirken fikrin sorulmadı diye alındığın o "ben"den memnun olmalısın ki, "bana sorulsaydı!" diyorsun. "Ona/şuna/buna/sana sorulsaydı!" demiyorsun. Başkasının hakkında karar vermesine razı olmayacağın kadar dokunulmaz biliyorsun "ben"ini. Zaten itirazın da, sözüm ona sana değil başkasına sorulmuş olması. Fikrin alındığında, önemsendiğin için mutlu olacağını açıkça söylediğin o "ben"ini şimdi niye beğenmiyorsun?
İyi ki de "Niye beni yaratırken bana sormadı!" diye sorabiliyorsun. İyi ki. Ya tersi olsaydı? Takdirine itiraz ettiğin, kararını eleştirdiğin o Allah, seni "ben" diyebilecek halde yaratmasaydı eğer, "Allah beni niye böyle yoklukta bıraktı?" "Allah beni yaratmama kararını niye bana sormadı?" diye sorabilecek miydin?
İyisi mi, sen sen ol, "ben" diyebildiğine, "ben" diye bilindiğine şükret. Ömrünü ikiye ayıralım mesela: BÖ ("Ben"den öncesi) ve BS ("Ben"den sonrası). "Ben" diyebildiğin andan sonra sana verilmediğini düşündüğün, senden eksildiğini, senden esirgendiğini sandığın şeyleri bir kenara koy. (Ki "Bana sorsaydı, ben belki var olmak istemezdim" itirazının sebebi bu sorunlar olmalı.) Bir de, "Ben" diyebilmeden, diye bilinmeden önce, sana verilmeyeni bir kenara koy.
Hangisi daha büyük bir eksiklik? "Ben"den önce yoksun. Yokluğunun sen bile farkında değilsin. Eksikliğini kimse dert edinmiyor. Aranıp sorulmuyorsun bile. Hiçbir yerde ciddiye alınmıyorsun. Yoksun ve yok sayılıyorsun. Küçümseniyorsun. Hakaretler görüyorsun. Hesaba katılmıyorsun. Olsan da bir olmasan da bir başkaları için. "Ben" diyemediğin için, "Benim" diyebileceğim hiçbir şeyin yok. Olamaz da! Tekrar hesapla:"Ben" dediğin ana kadar sana verilen, ben dedikten sonra sana verilmediğini düşündüklerinden o kadar fazla ki. İtiraza hiç hakkın yok. Ben verilmeseydi sana, sana verilmeyene bile itiraz edemediğin, itiraz edemediğin gibi verilmediğini bile fark etmediğin dipsiz bir boşluk olacaktı yerin...
Varlık bardağının "ben" diyebilmenle doldurulan tarafı o kadar büyük ki, boş dediğin tarafı ancak o dolu tarafın, yani "ben"in sayesinde görebiliyorsun. Yoksa, ne boşluğu bilirdin, ne de eksik olduğunu fark ederdin. Hesaplarda hiç yeri olmayan, sıfır kadar bile ciddiye alınmayan bir lüzumsuzluk olurdun. Eksik olurdun. Eksikliğin bile hissedilmezdi. "Ben" diyemediğine bile itiraz edemezdin. İtiraz etmen gereken "ben"sizlik halini bana anlatamazdın. O soruyu seslendirecek dudakları bile bulamazdın. O cümleyi söze dökecek nefesin bile olmazdı.
Hem sonra, "ben" olarak sen hiçlikten çıkarıldın. Ananın bile yüzüne bakmayacağı, çöpe atılsa kimsenin fark etmeyeceği bir pıhtıdan şimdi toz konduramadığın "ben" diye bil(in)diğin hale geldin. Sen sana verildin. Ben bana verildim. Hiç hak etmediğimiz halde... Hiç hakkını veremeyeceğimiz halde... Şimdi, sen, sana verilenle sana verene isyan etmeyi onurlu bir davranış sayar mısın? Sana hiç yoktan verdi diye "ben"i, o "ben"inle seni "ben" eyleyen O'na kafa tutmayı kendine yakıştırır mısın?
Senai DEMİRCİ
Misafir- Misafir
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur