Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Boynumda Vefa Gerdanlığı
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Boynumda Vefa Gerdanlığı
Hasret; gönüllerde açan bir yaradır, her dokunuşta kanayan…
Yürekte taşınan paslı bir hançerdir, gözyaşlarıyla arınan.
Günler ızdırapla kararır, gece dayanılmaz kızıllığa bürünür…
Yürekteki paslı kilitler çözülür gözyaşlarıyla hasret kuşağında.
Islanır ruhum, hasret bulutlarının kırkikindi sağanağında. Yedi renkli ebem kuşağının kuytuluğunda.
Özgürlük gemisinin hasrete tutsak mahkumuyum çaresiz. Hasretin yorgunluğu omuzlarımda.
Kaybolmuş yılların hasretiyle yanmaktayım nicedir. Hasret ipini omuzladım, vurdum kendimi yollara.
Ayrılık acısını, kavuşma ümidini besteledim bülbülün soluklarında. Yalnızlık mahkumuyum kimsesiz loş sokaklarda.
Beni, iç dünyamdan koparıp başka dünyalara götüren yarım kalmış bir şarkıdır hasret.
Ve ben, bir şarkını titrek ve gözyaşı yüklü mısralarında, okuduğum bir kitabın hasret kokulu sayfalarında yaşarım hasretin dayanılmaz sıcaklığını.
Ve üşürüm sensizliğin soğukluğunda.
Hasret türküsü hep uzaktakilere mi yakılır? Yoksa omzuna başımı dayadığım, gözlerinde gözlerimin hasretini dindirdiğim yakın hasretlere de türküler yakmalı mıyım?
Vefa gerdanlığı boynumda, türkü söylemekteyim. Hasretim yalnızlığa. Hasretim sonsuzluğa.
Hasretim güzelliğe. Gündüzünde gözyaşı bestelediğim, gecesinde hıçkırıklar eşliğinde Rabbime sunduğum, gecenin asudeliğine hasretim…
Bazen hasretimden yanar gözlerim, bazen prangalar eskitir yüreğim. Gecenin maviliğinde düşlerin misafirine, gündüzün beyazında hayallerimin vefasına hasretim.
Gözyaşının yalnızlıklar ülkesindeki saltanatıdır hasret. Hasret; Mecnun’dan Leylalara türküler yaktırır çağları aşan nağmeleriyle, vuslat aşkıyla dağlar kazdırır Ferhatlara…
Habeşistan’ yol tutan kutlu kervanın attığı her adım, kor üzerinde atılan adımlar gibi dağlar yürekleri.
En sevgilinin sıcaklığına ulaşmak için anadan, yardan, sıladan bilinmezlere hicret edilir.
Çölün yaban kumlarında hasret yudumlanır.
Hasret ateşi kavurur yürekleri. En kutsi yolcular seniye-i veda türkülerini duyuncaya kadar gözyaşlarıyla teneffüs ederler sılayı.
Sevgililer diyarından asıl sevgiliye kanatlanan ruh, Âllahümme er-refika’l-ala:
"Artık senin refakatini istiyorum Allah’ım…” nidasıyla kucaklar sonsuzluğu.
Gurbette hasrete tutsak olanlar, sevenlerinin gönül kumaşlarına dokuduğu vefa ile teselli bulurlar.
Buruk gönüllerden süzülen incilerle, gönülden gönüle sunulur besteler. Okyanuslar engelleyemez yakarışların sevgiliye ulaşmasını.
Ve ben okyanusun dalgalarına bıraktım yüreğimi, gözyaşlarıyla doldurup.
Küllenmiş duyguları alevlendiren yürek acısıdır, her dokunuşta kanayan.
Hasret; katran ağacının sevgilisinin ardından çarmıha gerilişidir. Devasa çınarın kutlu misafirinin ruhaniyetinin gölgesinde damarlarından koparılışıdır sessiz hıçkırıklarla.
Hasret, asrın çilekeşinin toprağın altındaki hicranını ve iniltilerini kıtalar ve denizler ötesine duyurmasıdır.
Ve hasret, bu inleyişler karşısında çaresizlikler içerisinde Azrail’in gölgesinde yatağa mahkum oluştur deryalar ötesinden:
“Gözlerimde kanlı yaşlar,
Hasretin bağrımda kışlar,
Başa geldi olmaz işler,
Yokluğunda öldü gönlüm.”
Yüreğim taşıyamaz bunca ızdırabı. Dur yolcu! Gel otur, beraber ağlayalım, ıslak kirpiklerle gönül kapılarını bir kez daha çalalım.
Kalmasın çalınmadık bir kapı, yaşarmadık bir göz. Medet dileyelim Cibril’in kanatlarında taşınan:
“Dua edin icabet edeyim.” fermanından.
Ve bu defa soluğumuzu ulaştıralım deryalar ötesine. Hıçkırığın yükünü omuzlayalım birlikte…
Izdırap mirasçıları, çile mirasçıları biz olalım vefa yamaçlarında. Vefasızlığı silelim sözlüklerden.
Dinsin hasret soluklu gözyaşları. Davetimiz yeni bir medeniyete, gözyaşı medeniyetine…
Gözlerimin çorağında eziliyorum, gözyaşı yükünün ağırlığında. Gözyaşı yükünü kirpiklerin omzunda paylaşmayadır çağrım.
Ağlayanları susturmayın. Oturun beraber ağlayın, kirpikler paslanmasın.
Yıkansın günah lekeli, çilesi çekilmemiş gönül yaraları. Günahlar, nicedir Maiz’in tövbe soluklarına hasret.
Niçin semaya günahlarına ağlayan insanların hıçkırıkları yükselmez? Nede tövbeler ve dualar bestelenmez gözyaşlarıyla?
Sema ne zaman doyar gözyaşlarına. Rahmet esintileri hasret gözyaşlarını ulaştırır mı kıtalar ötesine?
Gözyaşı sıcaklığı eritir ruhumun günah buzullarını; Nebiler Sultanı’nın huzurunda, hasret ateşiyle yanıp can veren Sudanlı gibi…
Sürün gözyaşı tiryakını yaralı ruhlara. Gözyaşlarınızla gülistana çevirin gönülleri…
Filizlensin vuslat ağacı hasret soluklu gözyaşlarıyla.
Gözyaşı çiçekleri açsın gözlerin çorağında.
Gözyaşı ile gülşene dönsün göz çölünün yamaçları.
Gözlerinizin yaşarmasından değil, gözyaşlarınızın kurumasından korkun…
Süzülün artık hasret soluklu gözyaşlarım. Heyecanlarınız dinmesin. Zira her çağlayan, sızıntılarla hayat bulur…
Ramazan Berk
Yürekte taşınan paslı bir hançerdir, gözyaşlarıyla arınan.
Günler ızdırapla kararır, gece dayanılmaz kızıllığa bürünür…
Yürekteki paslı kilitler çözülür gözyaşlarıyla hasret kuşağında.
Islanır ruhum, hasret bulutlarının kırkikindi sağanağında. Yedi renkli ebem kuşağının kuytuluğunda.
Özgürlük gemisinin hasrete tutsak mahkumuyum çaresiz. Hasretin yorgunluğu omuzlarımda.
Kaybolmuş yılların hasretiyle yanmaktayım nicedir. Hasret ipini omuzladım, vurdum kendimi yollara.
Ayrılık acısını, kavuşma ümidini besteledim bülbülün soluklarında. Yalnızlık mahkumuyum kimsesiz loş sokaklarda.
Beni, iç dünyamdan koparıp başka dünyalara götüren yarım kalmış bir şarkıdır hasret.
Ve ben, bir şarkını titrek ve gözyaşı yüklü mısralarında, okuduğum bir kitabın hasret kokulu sayfalarında yaşarım hasretin dayanılmaz sıcaklığını.
Ve üşürüm sensizliğin soğukluğunda.
Hasret türküsü hep uzaktakilere mi yakılır? Yoksa omzuna başımı dayadığım, gözlerinde gözlerimin hasretini dindirdiğim yakın hasretlere de türküler yakmalı mıyım?
Vefa gerdanlığı boynumda, türkü söylemekteyim. Hasretim yalnızlığa. Hasretim sonsuzluğa.
Hasretim güzelliğe. Gündüzünde gözyaşı bestelediğim, gecesinde hıçkırıklar eşliğinde Rabbime sunduğum, gecenin asudeliğine hasretim…
Bazen hasretimden yanar gözlerim, bazen prangalar eskitir yüreğim. Gecenin maviliğinde düşlerin misafirine, gündüzün beyazında hayallerimin vefasına hasretim.
Gözyaşının yalnızlıklar ülkesindeki saltanatıdır hasret. Hasret; Mecnun’dan Leylalara türküler yaktırır çağları aşan nağmeleriyle, vuslat aşkıyla dağlar kazdırır Ferhatlara…
Habeşistan’ yol tutan kutlu kervanın attığı her adım, kor üzerinde atılan adımlar gibi dağlar yürekleri.
En sevgilinin sıcaklığına ulaşmak için anadan, yardan, sıladan bilinmezlere hicret edilir.
Çölün yaban kumlarında hasret yudumlanır.
Hasret ateşi kavurur yürekleri. En kutsi yolcular seniye-i veda türkülerini duyuncaya kadar gözyaşlarıyla teneffüs ederler sılayı.
Sevgililer diyarından asıl sevgiliye kanatlanan ruh, Âllahümme er-refika’l-ala:
"Artık senin refakatini istiyorum Allah’ım…” nidasıyla kucaklar sonsuzluğu.
Gurbette hasrete tutsak olanlar, sevenlerinin gönül kumaşlarına dokuduğu vefa ile teselli bulurlar.
Buruk gönüllerden süzülen incilerle, gönülden gönüle sunulur besteler. Okyanuslar engelleyemez yakarışların sevgiliye ulaşmasını.
Ve ben okyanusun dalgalarına bıraktım yüreğimi, gözyaşlarıyla doldurup.
Küllenmiş duyguları alevlendiren yürek acısıdır, her dokunuşta kanayan.
Hasret; katran ağacının sevgilisinin ardından çarmıha gerilişidir. Devasa çınarın kutlu misafirinin ruhaniyetinin gölgesinde damarlarından koparılışıdır sessiz hıçkırıklarla.
Hasret, asrın çilekeşinin toprağın altındaki hicranını ve iniltilerini kıtalar ve denizler ötesine duyurmasıdır.
Ve hasret, bu inleyişler karşısında çaresizlikler içerisinde Azrail’in gölgesinde yatağa mahkum oluştur deryalar ötesinden:
“Gözlerimde kanlı yaşlar,
Hasretin bağrımda kışlar,
Başa geldi olmaz işler,
Yokluğunda öldü gönlüm.”
Yüreğim taşıyamaz bunca ızdırabı. Dur yolcu! Gel otur, beraber ağlayalım, ıslak kirpiklerle gönül kapılarını bir kez daha çalalım.
Kalmasın çalınmadık bir kapı, yaşarmadık bir göz. Medet dileyelim Cibril’in kanatlarında taşınan:
“Dua edin icabet edeyim.” fermanından.
Ve bu defa soluğumuzu ulaştıralım deryalar ötesine. Hıçkırığın yükünü omuzlayalım birlikte…
Izdırap mirasçıları, çile mirasçıları biz olalım vefa yamaçlarında. Vefasızlığı silelim sözlüklerden.
Dinsin hasret soluklu gözyaşları. Davetimiz yeni bir medeniyete, gözyaşı medeniyetine…
Gözlerimin çorağında eziliyorum, gözyaşı yükünün ağırlığında. Gözyaşı yükünü kirpiklerin omzunda paylaşmayadır çağrım.
Ağlayanları susturmayın. Oturun beraber ağlayın, kirpikler paslanmasın.
Yıkansın günah lekeli, çilesi çekilmemiş gönül yaraları. Günahlar, nicedir Maiz’in tövbe soluklarına hasret.
Niçin semaya günahlarına ağlayan insanların hıçkırıkları yükselmez? Nede tövbeler ve dualar bestelenmez gözyaşlarıyla?
Sema ne zaman doyar gözyaşlarına. Rahmet esintileri hasret gözyaşlarını ulaştırır mı kıtalar ötesine?
Gözyaşı sıcaklığı eritir ruhumun günah buzullarını; Nebiler Sultanı’nın huzurunda, hasret ateşiyle yanıp can veren Sudanlı gibi…
Sürün gözyaşı tiryakını yaralı ruhlara. Gözyaşlarınızla gülistana çevirin gönülleri…
Filizlensin vuslat ağacı hasret soluklu gözyaşlarıyla.
Gözyaşı çiçekleri açsın gözlerin çorağında.
Gözyaşı ile gülşene dönsün göz çölünün yamaçları.
Gözlerinizin yaşarmasından değil, gözyaşlarınızın kurumasından korkun…
Süzülün artık hasret soluklu gözyaşlarım. Heyecanlarınız dinmesin. Zira her çağlayan, sızıntılarla hayat bulur…
Ramazan Berk
Misafir- Misafir
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur