Saat
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
KÖTÜLÜKLER DE İYİLİĞE DÖNER
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
KÖTÜLÜKLER DE İYİLİĞE DÖNER
İnsanın kendisine yapacağı en büyük kötülük, bir günah işledikten sonra: “Eyvah, helâk oldum! Allah beni affetmeyecek.” deyip, tevbe ve istiğfarı terketmesidir.
Allahu Tealâ, kötülük yapanlara ve haram işleyenlere “zalim” demiştir. Ancak, aynı sıfatı yaptığı kötülüklere tevbe etmeyenler için de kullanmıştır. (Hucurat/11). Halbuki, işlenen kusurlar, zamanında farkedilir, terkedilir ve tedbiri alınırsa hayra dönüşür ve kulun Allah’a yaklaşmasını temin eder. Tıpkı şeytanın, kulları Allah’tan uzaklaştırmak için çırpınması, fakat aynı zamanda ondan Allah’a sığınanlar için bir zikir ve taat sebebi olması gibi.
Anlaşılıyor ki, önemli olan işlerin sonucudur. Nice hayırlı gözüken iş, sahibini helâk ederken, nice kötü gözüken işler de iyi sonuç verebilir. Tevbe ile tavazu ve taata vesile olan kötülükler, cehalet ve kötü niyet yüzünden nefsi azdıran ve kibri artıran hayırlardan daha hayırlı sonuç verir. Bütün mesele, kulun acizliğini ve Yüce Rabbine ne kadar muhtaç olduğunu anlayıp, var gücüyle O’na yönelmesidir. Bu irfan ve yöneliş ne ile hasıl oluyorsa, o güzel bir sonuçtur.
Günaha düştükten sonra tevbeye koşanlar için bakın ne müjdeler var:
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a tevbe ediniz. Böyle yaparsanız, Rabbiniz günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlerine koyar.” (Tahrim/8)
“Allah, ancak tevbe ve iman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.” (Furkan, 70)
Birinci ayette Allahu Tealâ güzelce tevbe eden kullarını affedeceğini vaadetmiştir. İkinci ayette ise, affedilen günahların iyiliğe çevrileceğini müjdelemiştir.
Bu ayet-i kerimelerin bildirdiği üzere kötülüklerin iyiliğe çevrilmesi üç şarta bağlanmıştır: Tevbe, iman ve güzel amel.
Birinci şart olan tevbe, işin temelidir. Samimi tevbe kulu Allah’ın dostu eder. “Allah çokça tevbe edenleri sever.” (Bakara/222) ayeti, bütün kusur içindeki kulların kalbine seslenir. Rasulullah (A.S.) Efendimiz de, “Bütün insanlar hata eder. Hata edenlerin en hayırlısı ise, çokça tevbe edenlerdir.” (Tirmizi, Ahmed) sözleriyle, tevbenin insanı hayırlı bir hale getireceğini müjdeler.
Hiç kusur işlemeyen kul yoktur. Ve aslında, ‘bende hiç kusur yoktur’ demek, en büyük kusurdur. Çünkü hiç kusuru olmayan ve bütün noksan sıfatlardan uzak olan sadece Allahu Tealâ’dır. Cenab-ı Hakk’ın istediği, kulların dua, tevbe ve istiğfarla kendisine yönelmeleri ve güvenmeleridir. Şu hadisteki hikmeti iyi düşünmek gerekir: “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, günah işlediğinde hemen istiğfar eden ve kendilerini affettiren insanlar getirirdi.” (Müslim, Tirmizî, Ahmed)
Bu hadis-i şerif şunu söylüyor: Cenab-ı Hakk’ın rahman, rahim, gaffar, settar, tevvab gibi yüce sıfatları vardır. O, bu sıfatları ile tecelli edip yüceliğini ve kullarına merhametini göstermeyi murad etmektedir. Bunun için de kusur işlediğinde bunu anlayıp haline ağlayacak kul gerekir. Aciz kula düşen, kusurunu anlayıp Rabbine koşmak; o yüce Rabbe layık olan ise bağışlamaktır. Böylece, kulların ihtiyacı karşında, Mevlâ’nın ihsanı görülmüş olacaktır.
Israr edilen günahların içinde küfre giden bir yol vardır. Ancak, terkedilen günahların sonunda da, insanın Yaratıcısına karşı imanını, ilim ve muhabbetini artıracak pek çok yol bulunur.
Günahın peşinden yapılan her istiğfar bir zikirdir. Her zikir bir ilmin ve fikrin meyvesidir. Eski kusurların yerine atılan her yeni hayırlı adım, Allah’a bir yakınlık sebebidir. Günahlar hatırlandıkça kalbin hüzünlenmesi, gönlün yanması, boynun bükülmesi ve gözyaşı O’nun engin rahmetine ulaştıran birer ibadettir.
Kötülüklerin iyiliğe çevrilmesinin bir şekli de, insanın bozuk fıtrat ve kötü amelinin değişmesidir. Güzel bir şekilde Allah’a tevbe eden kulun kötü ahlâkı iyiye döner; kalbi temizlenir, ruhu saflaşır, nefsinin kötü arzuları gider. Hatta tevbe ile kâfir mümin olur, Allah’ın dostluğu ile şereflenir. Fasık ise edeb ve haya ile süslenir, gafil zikretmeye yönelir.
Ahlâk ve fıtratın değişmesi çok zor olduğu söylenebilir. Fakat Allahu Tealâ’nın desteği ile kul güzel bir tevbe edince, sağlam bir irade ve istekle ahlâkını değiştirebilir. “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar, Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad/11) ayeti, fıtrat ve ahlâkın istenirse değişebileceğine işaret eder.
Pişmanlıkla günahlarına tevbe edip, acziyetle Rabbine yönelen kul, hesap gününde kötü amellerinin cezasını beklerken onların silinip yerine iyilik yazıldığını görünce öyle bir sevinir ki, tarifi imkansızdır. Bu durumu Hz. Peygamber (A.S.) Efendimiz şöyle anlatırlar:
“Ben cehennemden en son çıkıp cennete en son giren kulu tanıyorum. Bu kul huzura getirilir. Allahu Tealâ meleklerine:
‘Bunun büyük günahlarını kenarda tutun, küçük günahlarını kendisine gösterin.’ diye emreder.
Melekler de onun büyük günahlarını kendisine göstermezler, küçük günahlar ortaya konur ve:
‘Sen şunları şunları yapmadın mı?’ diye hesap sorulur. Kul hepsini itiraf eder ve:
‘Evet ben bunları yapmıştım’ der. Bu arada büyük günahlarının önüne çıkmasından korkar. O sıkıntı içindeyken kendisine:
‘Her bir günahının yerine sana bir iyilik yazılacaktır’ denir. Bu durumu gören kul:
“Ya Rabbi! Ben birtakım günahlar daha işlemiştim, onları burada göremiyorum’ der.”
Hadisi nakleden sahabi diyor ki:
“Efendimiz, kulun bu sözünü naklettikten sonra öyle bir tebessüm buyurdular ki, saadetli ağzındaki azı dişleri göründü. (Müslim, Ahmed)
Demek ki kul, kusurunu bilip samimi olarak Yüce Allah’a dönse, boynunu bükse ve: “Ya Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım” dese, bu yakarış ve edeble Allah’ın kapısında bekleyiş hiç boşa gidebilir mi?
Keşke Rabbime karşı şu kusuru işlemeseydim diye pişman olan kulu Allahu Tealâ öyle bir sever ki, şeytan: “Keşke şuna bu kusuru yaptırmasaydım” diye pişman olur.
Ve son olarak, tevbe eden günahkâr bir kuluna bu kadar cömert davranan ve onu sevip rahmetine boğan Kerim Mevlâmız, acaba ömrünü kendisine itaat ve ibadet içinde geçiren, haramı aklına bile getirmeyen dostlarına, kim bilir ne ikramlarda bulunur?
Nurullah Toprak
Allahu Tealâ, kötülük yapanlara ve haram işleyenlere “zalim” demiştir. Ancak, aynı sıfatı yaptığı kötülüklere tevbe etmeyenler için de kullanmıştır. (Hucurat/11). Halbuki, işlenen kusurlar, zamanında farkedilir, terkedilir ve tedbiri alınırsa hayra dönüşür ve kulun Allah’a yaklaşmasını temin eder. Tıpkı şeytanın, kulları Allah’tan uzaklaştırmak için çırpınması, fakat aynı zamanda ondan Allah’a sığınanlar için bir zikir ve taat sebebi olması gibi.
Anlaşılıyor ki, önemli olan işlerin sonucudur. Nice hayırlı gözüken iş, sahibini helâk ederken, nice kötü gözüken işler de iyi sonuç verebilir. Tevbe ile tavazu ve taata vesile olan kötülükler, cehalet ve kötü niyet yüzünden nefsi azdıran ve kibri artıran hayırlardan daha hayırlı sonuç verir. Bütün mesele, kulun acizliğini ve Yüce Rabbine ne kadar muhtaç olduğunu anlayıp, var gücüyle O’na yönelmesidir. Bu irfan ve yöneliş ne ile hasıl oluyorsa, o güzel bir sonuçtur.
Günaha düştükten sonra tevbeye koşanlar için bakın ne müjdeler var:
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a tevbe ediniz. Böyle yaparsanız, Rabbiniz günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlerine koyar.” (Tahrim/8)
“Allah, ancak tevbe ve iman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah çok affedici ve çok acıyandır.” (Furkan, 70)
Birinci ayette Allahu Tealâ güzelce tevbe eden kullarını affedeceğini vaadetmiştir. İkinci ayette ise, affedilen günahların iyiliğe çevrileceğini müjdelemiştir.
Bu ayet-i kerimelerin bildirdiği üzere kötülüklerin iyiliğe çevrilmesi üç şarta bağlanmıştır: Tevbe, iman ve güzel amel.
Birinci şart olan tevbe, işin temelidir. Samimi tevbe kulu Allah’ın dostu eder. “Allah çokça tevbe edenleri sever.” (Bakara/222) ayeti, bütün kusur içindeki kulların kalbine seslenir. Rasulullah (A.S.) Efendimiz de, “Bütün insanlar hata eder. Hata edenlerin en hayırlısı ise, çokça tevbe edenlerdir.” (Tirmizi, Ahmed) sözleriyle, tevbenin insanı hayırlı bir hale getireceğini müjdeler.
Hiç kusur işlemeyen kul yoktur. Ve aslında, ‘bende hiç kusur yoktur’ demek, en büyük kusurdur. Çünkü hiç kusuru olmayan ve bütün noksan sıfatlardan uzak olan sadece Allahu Tealâ’dır. Cenab-ı Hakk’ın istediği, kulların dua, tevbe ve istiğfarla kendisine yönelmeleri ve güvenmeleridir. Şu hadisteki hikmeti iyi düşünmek gerekir: “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, günah işlediğinde hemen istiğfar eden ve kendilerini affettiren insanlar getirirdi.” (Müslim, Tirmizî, Ahmed)
Bu hadis-i şerif şunu söylüyor: Cenab-ı Hakk’ın rahman, rahim, gaffar, settar, tevvab gibi yüce sıfatları vardır. O, bu sıfatları ile tecelli edip yüceliğini ve kullarına merhametini göstermeyi murad etmektedir. Bunun için de kusur işlediğinde bunu anlayıp haline ağlayacak kul gerekir. Aciz kula düşen, kusurunu anlayıp Rabbine koşmak; o yüce Rabbe layık olan ise bağışlamaktır. Böylece, kulların ihtiyacı karşında, Mevlâ’nın ihsanı görülmüş olacaktır.
Israr edilen günahların içinde küfre giden bir yol vardır. Ancak, terkedilen günahların sonunda da, insanın Yaratıcısına karşı imanını, ilim ve muhabbetini artıracak pek çok yol bulunur.
Günahın peşinden yapılan her istiğfar bir zikirdir. Her zikir bir ilmin ve fikrin meyvesidir. Eski kusurların yerine atılan her yeni hayırlı adım, Allah’a bir yakınlık sebebidir. Günahlar hatırlandıkça kalbin hüzünlenmesi, gönlün yanması, boynun bükülmesi ve gözyaşı O’nun engin rahmetine ulaştıran birer ibadettir.
Kötülüklerin iyiliğe çevrilmesinin bir şekli de, insanın bozuk fıtrat ve kötü amelinin değişmesidir. Güzel bir şekilde Allah’a tevbe eden kulun kötü ahlâkı iyiye döner; kalbi temizlenir, ruhu saflaşır, nefsinin kötü arzuları gider. Hatta tevbe ile kâfir mümin olur, Allah’ın dostluğu ile şereflenir. Fasık ise edeb ve haya ile süslenir, gafil zikretmeye yönelir.
Ahlâk ve fıtratın değişmesi çok zor olduğu söylenebilir. Fakat Allahu Tealâ’nın desteği ile kul güzel bir tevbe edince, sağlam bir irade ve istekle ahlâkını değiştirebilir. “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar, Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad/11) ayeti, fıtrat ve ahlâkın istenirse değişebileceğine işaret eder.
Pişmanlıkla günahlarına tevbe edip, acziyetle Rabbine yönelen kul, hesap gününde kötü amellerinin cezasını beklerken onların silinip yerine iyilik yazıldığını görünce öyle bir sevinir ki, tarifi imkansızdır. Bu durumu Hz. Peygamber (A.S.) Efendimiz şöyle anlatırlar:
“Ben cehennemden en son çıkıp cennete en son giren kulu tanıyorum. Bu kul huzura getirilir. Allahu Tealâ meleklerine:
‘Bunun büyük günahlarını kenarda tutun, küçük günahlarını kendisine gösterin.’ diye emreder.
Melekler de onun büyük günahlarını kendisine göstermezler, küçük günahlar ortaya konur ve:
‘Sen şunları şunları yapmadın mı?’ diye hesap sorulur. Kul hepsini itiraf eder ve:
‘Evet ben bunları yapmıştım’ der. Bu arada büyük günahlarının önüne çıkmasından korkar. O sıkıntı içindeyken kendisine:
‘Her bir günahının yerine sana bir iyilik yazılacaktır’ denir. Bu durumu gören kul:
“Ya Rabbi! Ben birtakım günahlar daha işlemiştim, onları burada göremiyorum’ der.”
Hadisi nakleden sahabi diyor ki:
“Efendimiz, kulun bu sözünü naklettikten sonra öyle bir tebessüm buyurdular ki, saadetli ağzındaki azı dişleri göründü. (Müslim, Ahmed)
Demek ki kul, kusurunu bilip samimi olarak Yüce Allah’a dönse, boynunu bükse ve: “Ya Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım” dese, bu yakarış ve edeble Allah’ın kapısında bekleyiş hiç boşa gidebilir mi?
Keşke Rabbime karşı şu kusuru işlemeseydim diye pişman olan kulu Allahu Tealâ öyle bir sever ki, şeytan: “Keşke şuna bu kusuru yaptırmasaydım” diye pişman olur.
Ve son olarak, tevbe eden günahkâr bir kuluna bu kadar cömert davranan ve onu sevip rahmetine boğan Kerim Mevlâmız, acaba ömrünü kendisine itaat ve ibadet içinde geçiren, haramı aklına bile getirmeyen dostlarına, kim bilir ne ikramlarda bulunur?
Nurullah Toprak
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
Geri: KÖTÜLÜKLER DE İYİLİĞE DÖNER
Demek ki kul, kusurunu bilip samimi olarak Yüce Allah’a dönse, boynunu bükse ve: “Ya Rabbi! Bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım” dese, bu yakarış ve edeble Allah’ın kapısında bekleyiş hiç boşa gidebilir mi?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur