Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Kırık Dökük Dualar!
1 sayfadaki 1 sayfası
Kırık Dökük Dualar!
[b][Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kırık Dökük Dualar!
Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir
Doğru yolu bulmak ve hep orada kalmak; insanın en önemli meselesi budur. Sırât-ı müstakîm dediğimiz İslâm’ın aydınlık yolundan dışarı çıkmamak her Müslümanın canla başla istemesi ve üzerinde titizlikle durması gereken konudur. Cenâb-ı Mevlâ hidâyeti bir şekilde nasip edebilir; ama hep hidâyet üzere kalabilmek için kulun gayreti gerekir. Tıpkı bir mirasa konan kişinin servetini koruyabilmek için çaba sarfetmesi gibi.
Esasen biz de bir tür mirasyediyiz. Gözümüzü dünyaya açınca, kendimizi İslâm servetinin içinde buluverdik. Şeytanın ve nefsimizin bu serveti yağmalamasına izin vermemek bizim en büyük meselemiz olmalıdır.
İki Cihan Güneşi Efendimiz bile (Allah’ın selâmı Onun üzerine olsun), hep Müslüman kalabilme niyazıyla şu duayı dilinden düşürmezdi:
“Yâ mukallibe’l-kulûb! Sebbit kalbî alâ dînik: Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!” (Tirmizî, Kader 7, Daavât 90, 124; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 182, VI, 91, 251, 294, 302, 315).
Cenâb-ı Hakk’ın devamlı surette gözetiminde olduğu halde Fahr-i Âlem Efendimiz sık sık böyle dua ederse, elbette bizim de imanımızı korumak için daha çok gayret sarfetmemiz ve sık sık “Kalbimi dininden ayırma, yâ Rabbî” diye yalvarmamız gerekir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Peygamber dualarının güzelliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Fakat biz, Kâinâtın Sahibine nasıl dua etmek, nasıl yalvarmak ve Ondan neler istemek gerektiğini bilmiyoruz. Ellerimizi kaldırıp duaya başladığımızda, çoğu zaman ağzımızdan hiç de duaya benzemeyen, Cenâb-ı Mevlâ’nın huzuruna takdim etmeye lâyık olmayan kırık dökük sözler çıkıyor. “Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor” atasözünde olduğu gibi, dilimizden dökülen sözler, gönlümüzden geçenleri yansıtmıyor.
Şu bir gerçektir ki, herkes usûlünce dua edemez. Güzel dua edebilmek Cenâb-ı Mevlâ’nın bir lütfudur. Kâinâtın Rabbi bu lütfu herkesten önce elçilerine ihsân ettiği için en güzel duaları onlar yapmışlardır. Peygamber dualarındaki derinlik, bu sözlerin ilâhî bir kaynaktan süzülüp geldiğini hemen göstermektedir. Meselâ Dâvûd aleyhisselâm’ın yaptığı, Peygamber Efendimiz’in de yapılmasını tavsiye ettiği şu duadaki erişilmez derinliği fark etmeye çalışalım:
“Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke, ve’l-amele’llezî yübelligunî hubbeke. Allâhümmec‘al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine’l-mâi’l-bârid.”
Bu duanın anlamı şudur:
“Allahım!
Senden, seni sevmeyi,
seni sevenleri sevmeyi,
ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim.
Allahım!
Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!” (Tirmizî, Daavât 73; Tefsîr 39/4).
İşte bu sebeple biz, her şeyi olduğu gibi, dua etmeyi de Peygamberler Sultanı Efendimizden öğrenmek durumundayız. O Gönüller Sultanı, dua ve niyazlarında, bir dua hazinesi olan Kur’ân-ı Kerîm’den çokça faydalanmış, ardından da vahiy nurunun cilaladığı gönlünden kaynayıp gelen yakarışlarını Mevlâ’sına arzetmiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Namaza durunca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şimdi bütün dikkatimizi toplayıp, Resûl-i Kibriyâ’nın bir namaz esnasında yaptığı dua ve niyazlardaki olağanüstü güzelliği anlamaya gayret edelim.
Hz. Ali’nin haber verdiğine göre, Allah’ın Elçisi farz namaz kılacağı zaman, tekbir aldıktan sonra şu iki âyeti okurdu:
“Doğrusu ben, tek Allah'a inanan bir kimse olarak, gökleri ve yeri yoktan var edene yüzümü çevirdim. Ben Allah'a şirk koşanlardan değilim" (En’âm 6/79).
“Benim namazım da, ibadetlerim de, hayatım ve ölümüm de yalnızca âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun eşi ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Müslümanların ilki de benim” (En’âm 6/162-163).
Ardından, Âlemlerin Rabbine olan sonsuz bağlılığını ve Ondan neler istediğini şöyle ifade ederdi:
“Allahım!
Biricik hükümdar Sensin.
Senden başka ilâh yoktur.
Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum.
Ben nefsime zulmettim; günahlarımı itiraf ederim.
Bütün günahlarımı affeyle. Çünkü günahları Senden başka kimse affedemez.
Beni en güzel ahlâka ilet. Ahlâkın en güzeline Senden başka kimseler iletemez.
Kötü ahlâkı benden uzaklaştır. Kötü ahlâkı Senden başka kimseler benden uzaklaştıramaz.
Ben hep Sana itaat ederim.
Daima Senin hizmetindeyim.
Bütün hayırlar Senin kudret elindedir.
Kötülük Sana nispet edilemez.
Varlığım Sendendir; dönüşüm yine Sanadır.
Hayır ve ihsanın, bereketin pek çoktur ve Sen yücesin.
Beni bağışlamanı diliyor, Sana tövbe ediyorum.”
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Rükûda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Efendimiz aleyhisselâm rükûa varınca, Cenâb-ı Hakk’a nasıl boyun eğdiğini, içinde bulunduğu duruma uygun şekilde şöyle ifade ederdi:
“Allahım ben sadece Sana rükû ettim.
Sadece Sana iman ettim.
Sadece Sana teslim oldum.
Gözüm, kulağım, beynim, kemiklerim ve sinirlerim hep Sana boyun eğdi.”
Rükûdan doğrulunca şunları söylerdi:
“Allahım! Gökler ve yer dolusu, gökle yer arasındakiler dolusu, onların dışında olup da senin dilediğin şeyler dolusu sana hamdolsun.”
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Secdede[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İnsanların Biricik Efendisi alnını secdeye koyduğunda şöyle derdi:
“Allahım! Sadece sana secde ettim.
Yalnız sana iman ettim; Sana teslim oldum.
Benim yüzüm kendini yaratıp ona şekil veren, kulağını ve gözünü vâreden Rabbine secde etti.
Yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.”
Tahiyyattan sonra ve selâm vermeden önce de şöyle dua ederdi:
“Allahım! Şimdiye kadar yaptığım,
bundan sonra yapacağım,
gizlediğim ve açığa vurduğum,
ölçüsüz bir şekilde işlediğim,
ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
Öne geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin.
Senden başka ilâh yoktur.” (Müslim, Müsâfirîn 201; Ebû Dâvûd, Salât 119; Tirmizî, Daavât 32).
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Cibrîl kanadının serinliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hangi insan, kendini ve bütün âlemi en mükemmel şekilde yaratan o Yüce Kudrete duyduğu sonsuz hayranlığı, nihayetsiz şükrânı böylesine kapsamlı ifadelerle dile getirebilir? Bu dua ve niyazlarda, göklerin engin derinliği, Cibrîl kanadının serinliği hissedilmiyor mu?
Secdeye vardığında, huzûr-ı ilâhîde olduğunu hissederek, iman tazeler gibi bir edâ içinde “Benim yüzüm kendini yaratıp ona şekil veren, kulağını ve gözünü vâreden Rabbine secde etti” diye yere yüz sürmek nasıl bir kulluk şuurudur?
Yüce Rabbim hepimize bu şuuru ihsân eylesin.
Evet, mârifet, hidâyet üzere kalabilmektir. Hidâyet üzere kalabilmek yani Cenâb-ı Hakk’a giden o aydınlık yolda bir ömür boyu yürüyebilmek için, Allah’a olan bağlılığını, Resûlullah’ın öğrettiği dualarla her fırsatta dile getirmek ve Onun bize tavsiye ettiği iyi ve güzel işleri yapmak şarttır.
Hidâyet Güneşi Efendimiz’den öğrendiğimiz bir hidâyet duasıyla sohbetimiz bitirelim:
“Allâhümme innî es’elüke’l-hüdâ ve’t-tükâ ve’l-‘afâfe ve’l-gınâ:
Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim” (Müslim, Zikir 72).
Kırık Dökük Dualar!
Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir
Doğru yolu bulmak ve hep orada kalmak; insanın en önemli meselesi budur. Sırât-ı müstakîm dediğimiz İslâm’ın aydınlık yolundan dışarı çıkmamak her Müslümanın canla başla istemesi ve üzerinde titizlikle durması gereken konudur. Cenâb-ı Mevlâ hidâyeti bir şekilde nasip edebilir; ama hep hidâyet üzere kalabilmek için kulun gayreti gerekir. Tıpkı bir mirasa konan kişinin servetini koruyabilmek için çaba sarfetmesi gibi.
Esasen biz de bir tür mirasyediyiz. Gözümüzü dünyaya açınca, kendimizi İslâm servetinin içinde buluverdik. Şeytanın ve nefsimizin bu serveti yağmalamasına izin vermemek bizim en büyük meselemiz olmalıdır.
İki Cihan Güneşi Efendimiz bile (Allah’ın selâmı Onun üzerine olsun), hep Müslüman kalabilme niyazıyla şu duayı dilinden düşürmezdi:
“Yâ mukallibe’l-kulûb! Sebbit kalbî alâ dînik: Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!” (Tirmizî, Kader 7, Daavât 90, 124; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 182, VI, 91, 251, 294, 302, 315).
Cenâb-ı Hakk’ın devamlı surette gözetiminde olduğu halde Fahr-i Âlem Efendimiz sık sık böyle dua ederse, elbette bizim de imanımızı korumak için daha çok gayret sarfetmemiz ve sık sık “Kalbimi dininden ayırma, yâ Rabbî” diye yalvarmamız gerekir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Peygamber dualarının güzelliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Fakat biz, Kâinâtın Sahibine nasıl dua etmek, nasıl yalvarmak ve Ondan neler istemek gerektiğini bilmiyoruz. Ellerimizi kaldırıp duaya başladığımızda, çoğu zaman ağzımızdan hiç de duaya benzemeyen, Cenâb-ı Mevlâ’nın huzuruna takdim etmeye lâyık olmayan kırık dökük sözler çıkıyor. “Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor” atasözünde olduğu gibi, dilimizden dökülen sözler, gönlümüzden geçenleri yansıtmıyor.
Şu bir gerçektir ki, herkes usûlünce dua edemez. Güzel dua edebilmek Cenâb-ı Mevlâ’nın bir lütfudur. Kâinâtın Rabbi bu lütfu herkesten önce elçilerine ihsân ettiği için en güzel duaları onlar yapmışlardır. Peygamber dualarındaki derinlik, bu sözlerin ilâhî bir kaynaktan süzülüp geldiğini hemen göstermektedir. Meselâ Dâvûd aleyhisselâm’ın yaptığı, Peygamber Efendimiz’in de yapılmasını tavsiye ettiği şu duadaki erişilmez derinliği fark etmeye çalışalım:
“Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke, ve’l-amele’llezî yübelligunî hubbeke. Allâhümmec‘al hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mine’l-mâi’l-bârid.”
Bu duanın anlamı şudur:
“Allahım!
Senden, seni sevmeyi,
seni sevenleri sevmeyi,
ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim.
Allahım!
Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!” (Tirmizî, Daavât 73; Tefsîr 39/4).
İşte bu sebeple biz, her şeyi olduğu gibi, dua etmeyi de Peygamberler Sultanı Efendimizden öğrenmek durumundayız. O Gönüller Sultanı, dua ve niyazlarında, bir dua hazinesi olan Kur’ân-ı Kerîm’den çokça faydalanmış, ardından da vahiy nurunun cilaladığı gönlünden kaynayıp gelen yakarışlarını Mevlâ’sına arzetmiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Namaza durunca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şimdi bütün dikkatimizi toplayıp, Resûl-i Kibriyâ’nın bir namaz esnasında yaptığı dua ve niyazlardaki olağanüstü güzelliği anlamaya gayret edelim.
Hz. Ali’nin haber verdiğine göre, Allah’ın Elçisi farz namaz kılacağı zaman, tekbir aldıktan sonra şu iki âyeti okurdu:
“Doğrusu ben, tek Allah'a inanan bir kimse olarak, gökleri ve yeri yoktan var edene yüzümü çevirdim. Ben Allah'a şirk koşanlardan değilim" (En’âm 6/79).
“Benim namazım da, ibadetlerim de, hayatım ve ölümüm de yalnızca âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun eşi ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Müslümanların ilki de benim” (En’âm 6/162-163).
Ardından, Âlemlerin Rabbine olan sonsuz bağlılığını ve Ondan neler istediğini şöyle ifade ederdi:
“Allahım!
Biricik hükümdar Sensin.
Senden başka ilâh yoktur.
Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum.
Ben nefsime zulmettim; günahlarımı itiraf ederim.
Bütün günahlarımı affeyle. Çünkü günahları Senden başka kimse affedemez.
Beni en güzel ahlâka ilet. Ahlâkın en güzeline Senden başka kimseler iletemez.
Kötü ahlâkı benden uzaklaştır. Kötü ahlâkı Senden başka kimseler benden uzaklaştıramaz.
Ben hep Sana itaat ederim.
Daima Senin hizmetindeyim.
Bütün hayırlar Senin kudret elindedir.
Kötülük Sana nispet edilemez.
Varlığım Sendendir; dönüşüm yine Sanadır.
Hayır ve ihsanın, bereketin pek çoktur ve Sen yücesin.
Beni bağışlamanı diliyor, Sana tövbe ediyorum.”
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Rükûda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Efendimiz aleyhisselâm rükûa varınca, Cenâb-ı Hakk’a nasıl boyun eğdiğini, içinde bulunduğu duruma uygun şekilde şöyle ifade ederdi:
“Allahım ben sadece Sana rükû ettim.
Sadece Sana iman ettim.
Sadece Sana teslim oldum.
Gözüm, kulağım, beynim, kemiklerim ve sinirlerim hep Sana boyun eğdi.”
Rükûdan doğrulunca şunları söylerdi:
“Allahım! Gökler ve yer dolusu, gökle yer arasındakiler dolusu, onların dışında olup da senin dilediğin şeyler dolusu sana hamdolsun.”
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Secdede[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İnsanların Biricik Efendisi alnını secdeye koyduğunda şöyle derdi:
“Allahım! Sadece sana secde ettim.
Yalnız sana iman ettim; Sana teslim oldum.
Benim yüzüm kendini yaratıp ona şekil veren, kulağını ve gözünü vâreden Rabbine secde etti.
Yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.”
Tahiyyattan sonra ve selâm vermeden önce de şöyle dua ederdi:
“Allahım! Şimdiye kadar yaptığım,
bundan sonra yapacağım,
gizlediğim ve açığa vurduğum,
ölçüsüz bir şekilde işlediğim,
ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
Öne geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin.
Senden başka ilâh yoktur.” (Müslim, Müsâfirîn 201; Ebû Dâvûd, Salât 119; Tirmizî, Daavât 32).
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Cibrîl kanadının serinliği[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hangi insan, kendini ve bütün âlemi en mükemmel şekilde yaratan o Yüce Kudrete duyduğu sonsuz hayranlığı, nihayetsiz şükrânı böylesine kapsamlı ifadelerle dile getirebilir? Bu dua ve niyazlarda, göklerin engin derinliği, Cibrîl kanadının serinliği hissedilmiyor mu?
Secdeye vardığında, huzûr-ı ilâhîde olduğunu hissederek, iman tazeler gibi bir edâ içinde “Benim yüzüm kendini yaratıp ona şekil veren, kulağını ve gözünü vâreden Rabbine secde etti” diye yere yüz sürmek nasıl bir kulluk şuurudur?
Yüce Rabbim hepimize bu şuuru ihsân eylesin.
Evet, mârifet, hidâyet üzere kalabilmektir. Hidâyet üzere kalabilmek yani Cenâb-ı Hakk’a giden o aydınlık yolda bir ömür boyu yürüyebilmek için, Allah’a olan bağlılığını, Resûlullah’ın öğrettiği dualarla her fırsatta dile getirmek ve Onun bize tavsiye ettiği iyi ve güzel işleri yapmak şarttır.
Hidâyet Güneşi Efendimiz’den öğrendiğimiz bir hidâyet duasıyla sohbetimiz bitirelim:
“Allâhümme innî es’elüke’l-hüdâ ve’t-tükâ ve’l-‘afâfe ve’l-gınâ:
Allahım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim” (Müslim, Zikir 72).
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur