Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Gül İle Diken Güzel bir Hikaye
2 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Gül İle Diken Güzel bir Hikaye
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Temmuz ayının kavurucu ve bunaltıcı Havası Isparta sokaklarını etkilemişti.İnsanlar, sıcağın ve buna bağlı olarak oluşan stresin etkisiyle birbirine kötü davranıyor ve zedelenmez denilen dostluklar zarar görüyordu.En ufak gölgeler boş bırakılmayıp; yetişkinlerin dinlenme alanları,çocukların oyun sahaları haline gelmişti.Misket oynayan çocuklar,saklambaç oynayan çocuklar,elim sende oynayan çocuklar…Hepsi de gölge alanları kendilerine oyun alanı yapmıştı,sadece oynadıkları oyunlar farklıydı.
Isparta’nın bahçelerinde yer alan güller,adeta misk kokusu gibi koku yaymakta ve insanların ruhlarını, tatlı esintiler eşliğinde okşamaktaydı.Gözlerin pasını gideren güller,adeta sıcağa meydan okur tarzda insanları rahatlatmaktaydı.Gül bahçelerinde piknik yapan ve sıcağın etkisini azaltmaya çalışan insanlar da gözden kaçmıyordu.
Dar bir caddede elim sende oyunu oynayan çocuklar kah gülüyorlar, kah bağırıyorlardı.Ebe olan çocuk,hızlı bir şekilde diğer çocuklara doğru koşuyor ve onları ebelemeye çalışıyordu.Çocuklar hep bir ağızdan bağırıyordu:
-Ebe Ahmet,ebe Ahmet…Bizi ebeliyemezsin…
-Siz hızlı koşmazsanız,sizi yakalayıp ebeleyeceğim.
Ahmet adlı çocuk hızlı bir şekilde koşuyor ve diğer çocuklardan birisini ebelemeye çalışıyordu.Bu sırada çocuklardan birisinin ayağı,yerde duran bir taşa takılır ve çocuk yalpalayarak yere düşer.Ahmet hızlı bir şekilde koşarak onu ebeler.Ebelenen çocuk bağırır:
-Ama bu sayılmaz ki,ben yere düştüm ve sen beni ondan sonra ebeledin.
Ahmet ise bir an önce ordan uzaklaşmaya çalışıyor, bu arada ebelediği arkadaşına dönerek konuşuyordu:
-Osman,senin düşmen benim sorunum değil,ben seni ebeledim ve şu an ebe sensin…
Yerden ayağa yalpalayarak kalkan Osman,ağlamaklı bir şekilde arkadaşlarına dönerek konuştu:
-Arkadaşlar,Ahmet’in yaptığı doğru bir davranış mı?
Bu arada bazı çocuklar Osman’ın yanına gelmişti ve ona yardım etmeye çalışıyorlardı.Diğer çocuklar da yavaş yavaş geliyordu ve Ahmet’de utangaç bir tavırla gelmek zorunda kalmıştı.Orada bulunanlardan mavi gömlekli olan çocuk konuşmaya başladı:
-Biz burada arkadaşız ve Ahmet,senin yaptığın çok yanlış bir davranış.Osman’dan özür dilemezsen seninle bir daha konuşmayacağız.
Çok gururlu bir çocuk olan Ahmet’in özür dilemeye hiç niyeti yoktu ve bunu da dile getirmekten çekinmedi:
-Neden özür dileyecek mişim?Onu ben mi düşürdüm?Düştü ve ben onu ebeledim…
Bunları söyleyen Ahmet hızlı adımlarla evine doğru yol almaya başladı.Bu arada sinirli bir şekilde söyleniyor ve kendisinin suçsuz olduğunu düşünüyordu.Bu düşünceler içerisinde yeşil renge boyanmış bir evin önüne gelerek kapıyı çaldı.Yaklaşık bir Dakika geçmişti ki evin kapısı açıldı.Kız kardeşi kapıyı açmıştı.Eve giren Ahmet,babasının ve annesinin evde olmadığını,sadece dedesi ile kız kardeşinin olduğunu gördü.Elini yüzünü yıkarken, dedesinin kendisini takip ettiğini fark etmemişti.Torununa bakan dede konuşmaya başladı:
-Hoş geldin torunum…Canının sıkkın olduğunu görüyorum,kötü bir şey mi oldu?
Elini ve yüzünü havluya silen Ahmet konuşmaya başladı:
-Pek önemli değil dedeciğim,sadece biraz canım sıkıldı.
Torununu çok seven ve bir o kadar da torununun kendisini sevdiğine inanan dede,biraz daha üsteleyince,Ahmet her şeyi anlattı.Hem yaşının verdiği tecrübe ve hem de çok kitap okumanın verdiği bilgi birikimi ile dede bu sorunu hasarsız bir şekilde halletmeye çalışması gerektiğine inanır ve konuşmaya başlar:
-Ahmet,bu olay olana kadar Osman’ı seviyor muydun?
-Evet dedeciğim,hem de çok seviyordum.
-Peki şimdi seviyor musun?
-Biraz kırgın olsam da seviyorum.
-Senin yapmış olduğunu, Osman sana yapmış olsaydı hoşuna gider miydi?
-Tabi ki gitmezdi…
Pencereden dışarıya bakan dede,parmağı ile bahçedeki gül ağacını göstererek konuştu:
-Bak dışarıdaki gül ağacına,güzel kokan güller ve onların çevresinde yer alan dikenleri…Gül koklamayı seven,o gülün dikenine katlanmak zorundadır.Eğer sana yapılmasını istemediğin bir şeyi sen başkasına yaparsan,kötü kokulu gül gibi olursun ve seni kimse koklamaya çalışmaz.Seni sadece dikenleri olan bir çalıya benzetirler,bu nedenle de seni kimse koklamaya çalışmaz.
Biraz düşünen Ahmet heyecanlı bir şekilde dedesine bakarak konuştu:
-Dedeciğim,ben dikenli bir çalı olmak istemiyorum.Hemen arkadaşlarımın yanına gidip özür dileyeceğim.
Dedesinin söylediklerini dinlemeden dışarıya çıkan Ahmet,bahçelerinde yer alan gül ağacından altı tane gül kopararak koşmaya başladı.Arkadaşlarının yanına gelen Ahmet nefes nefese kalmıştı,buna aldırmayarak arkadaşı Osman’ın yanına gelir ve elindeki güllerden birisini ona uzatarak konuşur:
-Osman,senden özür diliyorum.Yaptığım hiç güzel bir davranış değildi…
Diğer arkadaşları da toplanmış,konuşmayı dinliyorlardı.Ahmet onlara da birer gül verdikten sonra konuşmaya başladı:
-Hepinizden özür diliyorum,umarım beni dikenli bir çalı gibi görmezsiniz…
Osman kendisinin konuşmasının uygun olduğunu düşünerek söz aldı ve konuşmaya başladı:
-Sen bizim dikenli çalımız değil,dikenli gül ağacımızsın.Seninle hem gülecez hem de ağlayacağız,ama sana asla darılmayacağız…
Bunları söyledikten sonra kuçaklaşırlar ve daha sonra oyunlarına kaldıkları yerden devam ederler…
Temmuz ayının kavurucu ve bunaltıcı Havası Isparta sokaklarını etkilemişti.İnsanlar, sıcağın ve buna bağlı olarak oluşan stresin etkisiyle birbirine kötü davranıyor ve zedelenmez denilen dostluklar zarar görüyordu.En ufak gölgeler boş bırakılmayıp; yetişkinlerin dinlenme alanları,çocukların oyun sahaları haline gelmişti.Misket oynayan çocuklar,saklambaç oynayan çocuklar,elim sende oynayan çocuklar…Hepsi de gölge alanları kendilerine oyun alanı yapmıştı,sadece oynadıkları oyunlar farklıydı.
Isparta’nın bahçelerinde yer alan güller,adeta misk kokusu gibi koku yaymakta ve insanların ruhlarını, tatlı esintiler eşliğinde okşamaktaydı.Gözlerin pasını gideren güller,adeta sıcağa meydan okur tarzda insanları rahatlatmaktaydı.Gül bahçelerinde piknik yapan ve sıcağın etkisini azaltmaya çalışan insanlar da gözden kaçmıyordu.
Dar bir caddede elim sende oyunu oynayan çocuklar kah gülüyorlar, kah bağırıyorlardı.Ebe olan çocuk,hızlı bir şekilde diğer çocuklara doğru koşuyor ve onları ebelemeye çalışıyordu.Çocuklar hep bir ağızdan bağırıyordu:
-Ebe Ahmet,ebe Ahmet…Bizi ebeliyemezsin…
-Siz hızlı koşmazsanız,sizi yakalayıp ebeleyeceğim.
Ahmet adlı çocuk hızlı bir şekilde koşuyor ve diğer çocuklardan birisini ebelemeye çalışıyordu.Bu sırada çocuklardan birisinin ayağı,yerde duran bir taşa takılır ve çocuk yalpalayarak yere düşer.Ahmet hızlı bir şekilde koşarak onu ebeler.Ebelenen çocuk bağırır:
-Ama bu sayılmaz ki,ben yere düştüm ve sen beni ondan sonra ebeledin.
Ahmet ise bir an önce ordan uzaklaşmaya çalışıyor, bu arada ebelediği arkadaşına dönerek konuşuyordu:
-Osman,senin düşmen benim sorunum değil,ben seni ebeledim ve şu an ebe sensin…
Yerden ayağa yalpalayarak kalkan Osman,ağlamaklı bir şekilde arkadaşlarına dönerek konuştu:
-Arkadaşlar,Ahmet’in yaptığı doğru bir davranış mı?
Bu arada bazı çocuklar Osman’ın yanına gelmişti ve ona yardım etmeye çalışıyorlardı.Diğer çocuklar da yavaş yavaş geliyordu ve Ahmet’de utangaç bir tavırla gelmek zorunda kalmıştı.Orada bulunanlardan mavi gömlekli olan çocuk konuşmaya başladı:
-Biz burada arkadaşız ve Ahmet,senin yaptığın çok yanlış bir davranış.Osman’dan özür dilemezsen seninle bir daha konuşmayacağız.
Çok gururlu bir çocuk olan Ahmet’in özür dilemeye hiç niyeti yoktu ve bunu da dile getirmekten çekinmedi:
-Neden özür dileyecek mişim?Onu ben mi düşürdüm?Düştü ve ben onu ebeledim…
Bunları söyleyen Ahmet hızlı adımlarla evine doğru yol almaya başladı.Bu arada sinirli bir şekilde söyleniyor ve kendisinin suçsuz olduğunu düşünüyordu.Bu düşünceler içerisinde yeşil renge boyanmış bir evin önüne gelerek kapıyı çaldı.Yaklaşık bir Dakika geçmişti ki evin kapısı açıldı.Kız kardeşi kapıyı açmıştı.Eve giren Ahmet,babasının ve annesinin evde olmadığını,sadece dedesi ile kız kardeşinin olduğunu gördü.Elini yüzünü yıkarken, dedesinin kendisini takip ettiğini fark etmemişti.Torununa bakan dede konuşmaya başladı:
-Hoş geldin torunum…Canının sıkkın olduğunu görüyorum,kötü bir şey mi oldu?
Elini ve yüzünü havluya silen Ahmet konuşmaya başladı:
-Pek önemli değil dedeciğim,sadece biraz canım sıkıldı.
Torununu çok seven ve bir o kadar da torununun kendisini sevdiğine inanan dede,biraz daha üsteleyince,Ahmet her şeyi anlattı.Hem yaşının verdiği tecrübe ve hem de çok kitap okumanın verdiği bilgi birikimi ile dede bu sorunu hasarsız bir şekilde halletmeye çalışması gerektiğine inanır ve konuşmaya başlar:
-Ahmet,bu olay olana kadar Osman’ı seviyor muydun?
-Evet dedeciğim,hem de çok seviyordum.
-Peki şimdi seviyor musun?
-Biraz kırgın olsam da seviyorum.
-Senin yapmış olduğunu, Osman sana yapmış olsaydı hoşuna gider miydi?
-Tabi ki gitmezdi…
Pencereden dışarıya bakan dede,parmağı ile bahçedeki gül ağacını göstererek konuştu:
-Bak dışarıdaki gül ağacına,güzel kokan güller ve onların çevresinde yer alan dikenleri…Gül koklamayı seven,o gülün dikenine katlanmak zorundadır.Eğer sana yapılmasını istemediğin bir şeyi sen başkasına yaparsan,kötü kokulu gül gibi olursun ve seni kimse koklamaya çalışmaz.Seni sadece dikenleri olan bir çalıya benzetirler,bu nedenle de seni kimse koklamaya çalışmaz.
Biraz düşünen Ahmet heyecanlı bir şekilde dedesine bakarak konuştu:
-Dedeciğim,ben dikenli bir çalı olmak istemiyorum.Hemen arkadaşlarımın yanına gidip özür dileyeceğim.
Dedesinin söylediklerini dinlemeden dışarıya çıkan Ahmet,bahçelerinde yer alan gül ağacından altı tane gül kopararak koşmaya başladı.Arkadaşlarının yanına gelen Ahmet nefes nefese kalmıştı,buna aldırmayarak arkadaşı Osman’ın yanına gelir ve elindeki güllerden birisini ona uzatarak konuşur:
-Osman,senden özür diliyorum.Yaptığım hiç güzel bir davranış değildi…
Diğer arkadaşları da toplanmış,konuşmayı dinliyorlardı.Ahmet onlara da birer gül verdikten sonra konuşmaya başladı:
-Hepinizden özür diliyorum,umarım beni dikenli bir çalı gibi görmezsiniz…
Osman kendisinin konuşmasının uygun olduğunu düşünerek söz aldı ve konuşmaya başladı:
-Sen bizim dikenli çalımız değil,dikenli gül ağacımızsın.Seninle hem gülecez hem de ağlayacağız,ama sana asla darılmayacağız…
Bunları söyledikten sonra kuçaklaşırlar ve daha sonra oyunlarına kaldıkları yerden devam ederler…
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
Geri: Gül İle Diken Güzel bir Hikaye
ben deeeeeeeeeee :cheers: :bball:
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur