İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Uyeols10
Forumumuza Hoşgeldiniz Lütfen Bu Pencereyi Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) Salâvat Getirmeden Kapatmayınız "Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed"
Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ 291279.medium


Join the forum, it's quick and easy

İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Uyeols10
Forumumuza Hoşgeldiniz Lütfen Bu Pencereyi Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) Salâvat Getirmeden Kapatmayınız "Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed"
Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ 291279.medium
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Saat

Similar topics
    Mayıs 2024
    PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
      12345
    6789101112
    13141516171819
    20212223242526
    2728293031  

    Takvim Takvim

    En son konular
    » Kötü Din Adamları
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptySalı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur

    » Gül’den hiç ders almıyor musun?
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptySalı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur

    » Kadir Geceniz Mübarek Olsun
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur

    » Kadir Geceniz Mübarek Olsun
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur

    » Elveda Ey Şehri Ramazan
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur

    » Kadir Gecesinde :((
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur

    » Ramazan-ı Şerif Giderken
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur

    » Ateşten Lokma..!
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur

    » Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyCuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur

    » Allah'ım (c.c.)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur

    » En Güzel Duâlar ve Anlamları
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur

    » Amin
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur

    » Yetişin...
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur

    » Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur

    » Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur

    » Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur

    » Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur

    » Kendimden Kaçabilsem
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur

    » Özleminle Ey Sevgili
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur

    » Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur

    » Af Dilerim..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur

    » Ya Rabbah :(
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur

    » Gül Efendim (S.A.V.)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur

    » Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur

    » Ey Yar (S.A.V.)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur

    » Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur

    » O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur

    » Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur

    » Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur

    » Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur

    » Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur

    » Ya Rasulallah (SAV)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur

    » Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur

    » ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur

    » Minber’den Ötelere Bakış
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPerş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur

    » Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPerş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur

    » Hayret Doğrusu
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur

    » Göz Kalbin Elçisidir
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur

    » Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur

    » Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur

    » Başkaları Bilmese de Olur..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur

    » Sohbet; Güzelle Güzeldir..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur

    » İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur

    » BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur

    » Artan Pilav
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur

    » Ömür Sermayesi..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur

    » Mecnun ve Devesi
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur

    » Usta ve Şaşı Çırak..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur

    » İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur

    » Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ EmptyPaz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur

    KUR’AN-I KERİM DİNLE

    Mealli Kur'an Dinleyelim

    Hadis-i Şerif

    1-Âfetü’l ilmi ennisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtüimâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helalicihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’ttayyibetü sadakatün: Güzel sözsadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’ssüyuf: Cennet kılıçların gölgesialtındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadetiedvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anühüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’lhikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’lmümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ulmümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytükülli takiyyin: Mescid, takva sahiplerininevidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvelibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-Elcümuatü haccü’l mesakin: Cumafakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’ssuali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’lkelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahikitumitül kalb: Çok gülmek kalbiöldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrüummü’l habais: İçki,kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatümâlün la yenfedü: Kanaat bitmez birsermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman:Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’üala dini halilihi: Kişi, arkadaşının diniüzeredir.

    Giriş yap

    Şifremi unuttum

    Arama
     
     

    Sonuç :
     


    Rechercher çıkıntı araştırma

    Istatistikler
    Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız var
    Son kaydolan kullanıcımız: emrec77

    Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu

    Peygamber efendimizin müezzini: BİLÂL-İ HABEŞÎ

    3 posters

    Aşağa gitmek

    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Empty Peygamber efendimizin müezzini: BİLÂL-İ HABEŞÎ

    Mesaj tarafından yağmur Ptsi Haz. 07, 2010 7:28 pm

    Bilâl-i Habeşî hazretleri, ilk îmân edenlerden olup, müşriklere karşı Müslüman olduğunu açıkça bildiren yedi kişiden biridir. Müslüman olmadan önce, Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden Ümeyye'nin kölesi idi.

    O zamanlar, her yerde olduğu gibi, Arabistan'da da korkunç bir câhiliyet vardı. İçki, kumar, zinâ, hırsızlık, zayıfları ezme, zulüm ve ahlâksızlık nâmına ne varsa hepsi yapılıyordu.

    Güçlü kimseler, zayıf kimseleri köle olarak kullanıyorlardı. İşte bu kölelerden birisi de, Bilâl-i Habeşî idi. Fakat bunun diğerlerinden farklı bir hâli vardı. Son derece mert ve dürüst idi. Bunun için Ümeyye, bunu kervanının başını koyar, mallarını bunun vâsıtasıyla uzak yerlere gönderirdi.

    Bilâl-i Habeşî hazretlerinin diğer bir özelliği de, sesinin çok güzel olmasıydı. Bunun için düğün ve şenliklerde aranan bir kimseydi.

    Hür insan gibi yaşardı

    Ticâret için uzun yol giden kervan yorgunluktan yürüyemez hâle gelince, bunun na'meleri ile canlanır, develer bile bunun güzel sesini işitince, coşup çatlarcasına yol alırlardı. Onun bu özelliklerini bilen sâhibi Ümeyye, ona diğer kölelerden ayrı muâmele yapardı. Sanki köle değil hür bir insan gibi yaşardı.

    Bilâl-i Habeşî yine birgün, bir kervanla Şam'a gitmişti. Bu kervanda, Hz. Ebû Bekir de vardı. İkisi arasındaki dostluk bu yolculukta meydana gelmişti. Bu sırada Mekkelilerin tek gelir kaynağı ticâretti.

    İslâm güneşinin doğmasına ve âlemi aydınlatmasına çok az bir zaman varken, işte bu yolculuk yapılmıştı. Hz. Ebû Bekir bu yolculukta gördüğü bir rü'yâ sebebiyle sefer dönüşü îmân nûru ile şereflenmişti.

    Bir gece yarısı Bilâl-i Habeşî hazretlerinin kapısı çalındı. Uyandığında, kapıdan fısıldayan bir ses duydu:

    - Bilâl! Bilâl!

    "Gecenin bu saatinde bu ses nedir" diye düşünürken, aynı ses tekrar etti:

    - Bilâl! Bilâl!

    Karanlıkta korkuyla sesin geldiği tarafa yöneldi. Sesin geldiği tarafa yaklaşıp sordu:

    - Sen kimsin?

    - Ben Ebû Bekir.

    - Gecenin bu saatinde ne istiyorsun? Söyliyeceklerini sabah söyliyemez miydin? Acelen nedir?

    - Sabahı beklemeden, sâhibin duymadan söylemem lâzımdı, onun için geldim.

    - Beni meraklandırdın! Söyliyeceğini hemen söyle!

    - Yâ Bilâl! Bu ümmetin peygamberi geldi.

    - Kimdir?

    - Ebü'l-Kâsım.

    - Peki peygamber olduğunu nasıl anladın?

    Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir şöyle cevap verdi:

    - Şam yolculuğunda gördüğüm rü'yâyı anlattıktan sonra kendisine, "Yâ Ebe'l Kâsım, sen Allahın Resûlü olduğunu söylüyor, îmâna da'vet ediyormuşsun, öyle mi?" diye sordum. O da, (Evet yâ Ebâ Bekir! Rabbim insanlara müjdeleyici ve korkutucu olarak, Hazret-i İbrâhim'i gönderdiği gibi beni de bütün insanlara peygamber olarak gönderdi) dedi. Ben de, "Sen bugüne kadar yalan söylemedin. İnanıyorum ki sen Allahın Resûlüsün" deyip huzûrunda Müslüman oldum. Senin de Müslüman olmanı, ebedî saâdete kavuşmanı istiyorum,

    Hz. Ebû Bekir'in bu cevâbı üzerine, onu yakînen tanıyan, samîmiyetinden hiç şüphesi olmıyan Bilâl-i Habeşî hazretleri, Kelime-i şehâdeti getirip Müslüman oldu.

    Bilâl-i Habeşî, Müslüman olduktan sonra hayâtında bambaşka bir safha başladı. Artık o, hak ile bâtıl arasında vukû bulmak üzere olan çetin bir mücâdelenin azimli bir kahramanı, yalnız bir mücâhidi olmuştu.

    Zâlim Ümeyye; O'nun Müslüman olduğunu anladığı zaman, daha da hâinleşti.

    Çâresiz kölesini sırtüstü veya yüzükoyun, kızgın çöllere yatırırdı. Sonra da çıplak vücuduna, kocaman kaya parçaları koyar ve Peygamber efendimizi inkâr etmesini emrederdi.

    Taş yürekliler

    Ama o Habeşli Mü'min, alnındaki boncuk boncuk terlerle inleyerek seslenirdi:

    - Allah birdir, Allah birdir. Muhammed, O'nun elçisidir. Ey topraklar, ey taşlar, ey taş yürekliler! Allah birdir ve O'ndan büyük yoktur.

    Bütün bu işkencelerle hıncını alamayan Ümeyye , onu böylece bîtap düşürdükten sonra da, boynuna bir ip takıp çocukların elinde Mekke sokaklarında dolaştırırdı. Müşrikler onunla alay ederlerdi.

    Bilâl-i Habeşî garip ve kimsesiz olduğu için, diğer müşriklerden de işkence görürdü. Ona ağır işkence yapanlardan biri de Ebû Cehil'dir. Bilâl-i Habeşî onun ağır işkenceleri karşısında da, "Allah birdir, Allah birdir" diyerek, dînindeki sebâtını gösterirdi.

    Ümeyye bin Halef yine bir gün Bilâl-i Habeşî'ye işkence yapmak için dışarı çıkarmıştı. Üzerindeki elbiselerini çıkarıp sadece bir don ile, yakıcı sıcakta kızgın kumlar üzerine yatırıp, üzerine taşlar yığmıştı. Müşrikler toplanıp ağır işkenceler yapıyorlar, "Ya dîninden dönersin veya seni öldüreceğiz" diyorlardı.

    Bilâl-i Habeşî bu tahammülü zor işkenceler altında yine, "Allah birdir, Allah birdir" diyor başka bir şey söylemiyordu. Bu sırada sevgili Peygamberimiz oradan geçiyordu. Bilâl-i Habeşî'nin halini görerek üzülerek buyurdu ki:

    - Allahü teâlânın ismini söylemek seni kurtarır.

    Evine döndükten biraz sonra da Hz. Ebû Bekir yanına geldi. Peygamberimiz, Bilâl-i Habeşî'nin çektiği işkenceyi Hz. Ebû Bekir'e söyleyip, "Çok üzüldüm" buyurdu.

    Hz. Ebû Bekir hemen Bilâl-i Habeşî'ye işkence yapılan yere gitti. Müşriklere dedi ki:

    - Bilâl'e böyle yapmakla elinize ne geçer? Bunu bana satınız!

    Müşrikler cevap verdiler:

    - Dünya dolusu altın versen satmayız. Fakat, senin kölen Âmir ile değişiriz.

    Bilâl için size verdim


    Hz. Ebû Bekir'in kölesi Âmir, onun ticaret işlerini yapardı. Çok para kazanırdı. Yanında şahsî malından başka, on bin altını vardı. Ebû Bekir-i Sıddîk'ın önemli bir yardımcısı olup, her işini yürütürdü. Fakat, kâfir idi. Îmân etmiyordu. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir buyurdu ki:

    - Âmir'i bütün malı ve paraları ile, Bilâl için size verdim.

    Ümeyye bin Halef ve diğer müşrikler çok sevinip, "Ebû Bekir'i aldattık" dediler.

    Hz. Ebû Bekir, hemen Bilâl-i Habeşî'nin üzerine koydukları ağır taşları üzerinden alıp, ayağa kaldırdı. Ağır işkenceler sebebiyle çok halsizleşmişti. Elinden tutup doğruca sevgili Peygamberimizin huzuruna getirerek dedi ki:

    - Yâ Resûlallah! Bilâl'i bugün Allah rızâsı için âzâd ettim,

    Resûlullah efendimiz çok sevindi. Ebû Bekir-i Sıddîk'a çok duâ buyurdu.

    Hürriyetine kavuşan Bilâl-i Habeşî hazretleri, derhal Allahü teâlânın Resûlünün hizmetine koştu. Vefâtlarına kadar da, hizmetlerinden ayrılmadı. İzin verildiği halde, Habeşistan'a gitmedi. Ancak sevgili Peygamberimizle birlikte, Medine'ye hicret (göç) ettiler.

    Hicretten sonra Bilâl-i Habeşî hazretleri, birgün Mescid-i Nebî'de iken büyük bir neş'e içinde coşuyor, yerinde duramıyor, oynuyordu. Hz. Ömer bu hâlini görünce sordu:

    - Yâ Bilâl, bu hâlin nedir? Burasının mescid olduğunu unuttun mu?

    - Benim hâlimde ne var ki? İstersen gidip hâlimi Resûlullaha arz edelim, yanlışım varsa tevbe ederim ve bir daha yapmam.

    Ben oynamayım da...

    Beraberce Resûlullahın huzûruna gittiler. Hz. Ömer, Peygamber efendimize durumu arz etti:

    - Yâ Resûlallah, Bilâl, mescidin huşû'unu bozuyor. Burada neş'elenip coşuyor, oynuyor.

    Peygamber efendimiz Hz. Bilâl'e sordu:

    - Yâ Bilâl, böyle neş'eli olmanın sebebi nedir?

    - Yâ Resûlallah, cenâb-ı Hak bana hidâyet nasip etti. Ben bir köleydim. Mekke'nin ileri gelenlerinden nice kimseler bu saâdete eremediler. Ebedî saâdetten mahrûm kaldılar. Onlara hidâyet nasip olmadı. Ben neş'elenmiyeyim de kim neş'elensin? Ben oynamıyayım da kim oynasın?

    - Bilâl'e dokunmayın! Sevinip neş'elensin.

    Ezândan rahatsız olan Yahudîler

    Hz. Bilâl'in okuduğu ezânı işiten Müslümanlar, ne kadar aşka, şevke geliyorlarsa, Medîne'deki Yahûdîler de o kadar kahroluyorlardı. Ezânı dinlememek için kendilerini zorluyorlar, fakat buna muvaffak olamıyorlardı. İster istemez, durup dinliyorlardı. Dinledikçe de kahroluyorlardı. Bunu engellemek için çâreler aramaya başladılar.

    Yahûdînin biri birgün Hz. Bilâl'i sıkıntı içinde görünce dedi ki:

    - Yâ Bilâl, ben sana istediğin kadar para vereyim, yeter ki sen sıkıntı çekme.

    Maksadı başkaydı. Hz. Bilâl de sıkıntıda olduğu için ondan çokça borç aldı. Yahûdî parayı verirken ilâve etti:

    - Eğer bu parayı ödeyemezsen, seni köle olarak alırım.

    Aradan bir zaman geçtikten sonra, Yahûdî gelip parasını istedi. Bilâl-i Habeşî hazretleri, özür beyân ederek dedi ki:

    - Bana bir ay daha müsâade et, yine ödeyemezsem, beni köle olarak alıp götürürsün.

    Son günü geldiği hâlde borcunu ödiyemiyen Hz. Bilâl, çâresiz kalıp, Resûlullahın huzûruna gidip durumu arz etti. Peygamber efendimiz birşey buyurmadı. Ümitsiz bir şekilde evine dönen Hz. Bilâl o gece uyuyamadı.

    Artık ezân okuyamıyacağım


    Kendi kendine, "Artık bundan sonra ezân okuyamıyacağım" diye derin derin düşünüyordu. Bu düşünceler içinde kendinden geçmiş hâldeyken kapı çalındı. Gelen kimse seslendi:

    - Resûlullah seni çağırıyor, acele gel!

    Hemen kendini toparlayıp, huzûra koştu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:

    - Yâ Bilâl ticaretten dönen bir kervan var. Kervana git, onların arasında üzerindeki yükleriyle beraber bana hediye edilmiş olan üç deve var, onları al senin olsun! Borcunu öde!

    Hz. Bilâl emredileni hemen yaptı. Rahat ve huzûr içinde, gidip sabah ezânını okudu. Namazdan sonra, mescidin kenarında onu köle olarak alıp götürmek için bekliyen Yahûdîyi gördü. Namazdan çıkınca, yüksek sesle konuştu:

    - Bende alacağı olan kimseler gelsin, borcumu ödeyeceğim!

    Bunun üzerine Yahûdînin bütün hayâlleri yıkıldı. Perişan oldu. Parasını aldığı gibi oradan uzaklaştı.

    Bilâl-i Habeşî hazretleri, Peygamber efendimizin vefâtından sonra, ayrılık acısına dayanamaz hâle geldi. Resûlullaha olan muhabbetiyle, yanıp tutuşuyor, devamlı gözyaşı döküyordu.

    Medîne'de kaldığı müddetçe bu acının daha da artacağını biliyordu. Çünkü, gördüğü her şey Resûlullahı hatırlatıyor, kendini tutamayıp ağlıyordu. Bu sebeple Şam'a gitmeye karar verdi. Hz. Ebû Bekir'den izin aldı. Medîne'den, ayrılıp Şam'a yerleşti. Hz. Ömer'in hilâfetine kadar orada kaldı. Hz. Ömer ordusuyla Şam'a gelince, onlara katılıp orduyla beraber Kudüs'e gitti.

    Ayrılık yetmedi mi?


    Bir gece Rü'yâsında Resûlullah efendimizi gördü. Sevgili Peygamberimiz kendisine sitem ettiler:

    - Bunca ayrılık yetmedi mi, yâ Bilâl? Hâlâ Kabrimi, ziyâret etmiyecek misin?

    Zavallı yüreği, duracak hâle geldi. Heyecan ve ter içinde uyandı. Hemen hazırlığa başladı. Şafak sökerken, ince, uzun ve garip deveciğiyle; mübârek Medîne yollarına düştü. Biricik Efendisine yaklaştıkça havayı kokluyor, taşları toprakları okşuyor ve gözyaşı döküyordu. Issız çölleri yara yara, Medîne'ye ulaştı...

    O'na rastlıyanlar, selâm veriyorlardı. Sonra da yanındakilere diyorlardı ki:

    - İşte Bilâl, Bilâl-i Habeşî hazretleri. Peygamberin Müezzini. O'nun gibi ezân okuyan, bu dünyaya gelmemiştir.

    Fakat O, hiçbirini duymuyor, görmüyordu. Sanki çok kuvvetli bir mıknatıs, onu kendisine çekiyordu. Peygamber efendimizin mübârek kabirlerine doğru ilerledi. Yüce mâkâma erişirken; Kur'ân-ı kerîm okudu, okudu, okudu... En sonunda, sevgilisinin kabrine kapaklandı, bayıldı.

    Katmerli gül kokularıyla ayıldığı zaman, başucunda, sevgilisinin sevgililerini görmez mi? Peygamber efendimizin torunları, Hasan ve Hüseyin hazretleri; saçlarını okşuyorlardı. Sanki dünyalar onun oldu. Sarıldılar, kucaklaştılar.

    - Ah yavrularım! Ne kadar da Dedeniz gibi kokuyorsunuz! diye inledi.

    Sonra biraz toparlandı:

    - Babanız (Hz. Ali) nasıl?

    - Babamız seni görmek diler, dediler.

    Sonra Hz. Hasan sordu:

    - Dedemiz seni de çok severdi. Acaba O'nun hatırı için, bir şey istesek yapar mısın?

    Hz. Bilâl çok şaşırdı:

    - Bu ne biçim söz! Bu kölenizden ne emredersiniz de, yerine getirmem!

    - Bin defa estagfirullah! Fakat bütün Medîneliler gibi, biz de senden, bir defa da olsa ezân dinlemek istiyoruz. Ricâmız sadece buydu.

    - Anam, babam sizlere fedâ olsun! Başım, gözüm üstüne!

    Medîneliler ayağa kalktı

    Ertesi sabah Bilâl-i Habeşî, son Ezânını Mescid-i Nebevî'de okudu. Yanık ve hasret dolu sesiyle:

    "Allahü ekber! Allahü ekber!" dediği zaman; bütün Medîne halkı ayağa kalktı.

    "Eşhedü en lâ ilâhe illallah!" ve "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah!" deyince kadın-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk, hattâ yataklarındaki hastalar bile, sokaklara fırladılar. Sanki, Peygamber efendimiz yaşıyor zannettiler.

    O günden beri dünyada, bir daha öyle ezân okunmadı. Bilâl-i Habeşî hazretleri de başka ezân okumadı. 641 senesinde Şam'da vefât etti.



    yağmur
    yağmur
    Özel Üye
    Özel Üye

    Aktiflik :
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Left_bar_bleue999 / 999999 / 999Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Right_bar_bleue

    <b>Uyarı Seviyesi</b> Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
    <b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 3962
    <b>Puanı</b> Puanı : 4330
    <b>Teşekkür</b> Teşekkür : 72
    <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 27/01/10

    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Empty Geri: Peygamber efendimizin müezzini: BİLÂL-İ HABEŞÎ

    Mesaj tarafından şahmaran Ptsi Haz. 07, 2010 8:28 pm

    İNNE LİLLAH'İ -
    İNNE İLEYHİİ RACUUN: :


    632 6300 rose12
    şahmaran
    şahmaran
    Özel Üye
    Özel Üye

    Aktiflik :
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Left_bar_bleue550 / 999550 / 999Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Right_bar_bleue

    <b>Uyarı Seviyesi</b> Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
    <b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 302
    <b>Puanı</b> Puanı : 377
    <b>Teşekkür</b> Teşekkür : 31
    <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 17/03/10
    <b>Yaş</b> Yaş : 60

    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Empty Geri: Peygamber efendimizin müezzini: BİLÂL-İ HABEŞÎ

    Mesaj tarafından İslamcokguzel Salı Haz. 08, 2010 3:28 pm

    Allah (c.c.) razı ol
    İslamcokguzel
    İslamcokguzel

    Aktiflik :
    Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Left_bar_bleue999 / 999999 / 999Peygamber efendimizin müezzini:  BİLÂL-İ HABEŞÎ Right_bar_bleue

    <b>Uyarı Seviyesi</b> Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
    <b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 2657
    <b>Puanı</b> Puanı : 2181
    <b>Teşekkür</b> Teşekkür : 89
    <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 13/03/09

    http://islamcokguzel.wordpress.com

    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Sayfa başına dön

    - Similar topics

     
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz