Saat
Similar topics
Mart 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
2 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Yüce Yaradanımız Allah (c.c.)
1 sayfadaki 1 sayfası
İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bismillahirrahmanirrahim.
İyi insan olmak bir sanattır. İyi insan olmak ise temizlik, doğruluk, dürüstlük ve iyi karakter ister.
Peygamberimiz (s.a.v.) “Mü’minlerin en kâmili (olgunu) huyu / ahlâkı en güzel olanlardır.”[1] buyurmuştur. Huyu ve ahlâkı güzel olan mü’minler, nefisten gelen her derecedeki depreme dayanıklı, güzel bir bina gibidir.
Yüce Rabbimiz Kur’an’da:
Rabbimiz Allah deyip de istikamet üzere olanlar var ya, işte onlar için, korku ve üzüntü yoktur. Onlar cennet ehlidirler yaptıkları (iyi amelleri) ne karşılık cennette devamlı kalacaklardır.”[2]
Görülüyor ki, Rabbim Allah dedikten sonra en mühim eylem, istikâmet üzere olmaktır; yani özüyle sözüyle, iş ve hareketleriyle; dosdoğru olmaktır.
Peygamberimiz (s.a.v.) “Müslüman, kendisinin elinden dilinden insanlar emin olandır”[3] buyurmuşlardır.
Hayattaki varlığımız ve imtihanımız da Allah’ın razı olduğu güzel amelleri yapıp yapmadığımızdan olacaktır.[4]
Kur’an-ı Kerim’de Ahsen-i takvim üzere yani en güzel yaratılışla yaratılan insan, (yaptığı kötü şeylerle) Allah’ın kendini, aşağıların aşağına indirmesine sebep olmaktadır.[5]
“Biz insana hidayeti / doğru yolu gösterdik, buna karşılık ya doğruyu bulurlar (kulluğun gereğini yaparlar) ya da (hak yoldan sapıp) nankör olurlar (küfür yolunu seçerler)”[6]
Yine Kur’an-ı Kerim’de;
“Kim kötü bir şey yaparsa ancak onun kadarıyle cezasını görür. Mü’min erkek veya kadından kim de salih (Allah’ın razı olduğu)bir işi yaparsa, işte onlar cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar.”[7]
Bu bağlamda insanlar üç kategoride yer alırlar:
1 Aydın İnsan,
2 Olgun İnsan,
3 Üstün İnsan
1 Aydın insan; kitaplar okuyarak aydın gözükürler, onlarda fikirler ağır basar, onun amacı toplumun kendisini takdir etmesi olup bunun için çalışır.
2 Olgun insan; İlmi az da olsa, onun iman yönü ağır basar ve kendinin Allah’a layık kul olmasına çalışır.
3 Üstün insan; hem ilim hem de irfan sahibi olup Allah’ın rızası için çalışır. Kalbine yerleştirdiği ve hareketlerinde okunan rozeti ise,
“İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
(Ey Allah’ım gayem, arzum sensin, isteğim senin rızandır)” sözü olur.
Demek oluyor ki insanlar, Allah’ın emir ve teklifi karşısında ya yaratılış gayesinden uzaklaşıp vazifesini yapmayan şeytanın, nefsinin peşinden gider ve onların kölesi olur ve bir de kendini beğenirler.
Ya da gayret ve çalışmasını Allah’ın emrine uygun yapan iyi insan grubuna dahil olurlar.
Kur’an’da, Allah’ın birçok insanı cehennemlik kılışının sebebi, onların kalpleri olup (Allah’a ait hakikatleri) anlamaması, gözleri olup hakikati (Allah’ın emirlerini) görmemesi, kulakları (hakkı) duymamasıdır. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha da şaşkın (aşağı)dırlar.[8]
Bu duruma düşmemenin formülünü üç “İ” ile başlayan kelimeyle ifade etmekteyim.
“İnsan, İslamlaştıkça İnsanlaşır.” İnsan, İslam’a uygun yaşadıkça, nefsine ait hayvanî özelliklerden ve benzemelerden kurtulur saflaşır ve Allah’ın istediği iyi insan olur; yani insanlaşır.
İşte tasavvuf bu saflaşmanın sonucudur.
Tasavvuf, İslam’ı yaşama şeklidir ve üç “T” ayağı üzerinde durur. Bunlardan bir ayak olmazsa yani “t” lerin biri olmazsa, bu sistem çöker. Şimdi bunları açıklayalım.
Birinci “T”, Tevhid
İkinci “T”, Takva
Üçüncü “T”, Tezkiye dir.
1-Tevhid; Allah’ın birliğini ve hükmünü hayatımıza hakim kılmaya çalışmak. Tevhid inancı ve gereği, dinin temelidir. Şikten ve tagut’tan kaçınmaktır. Şirki ve tağutu bilmemek, tevhîdi anlamamaktır. Bütün peygamberlerin gayesi ve metodu bu olmuştur. Allah’ın birliği demek Allah’la Rab arasını ayırmamaktır. Yaşamımızda emri / otoritesi geçerli olan Rab, Allah olmalıdır. Dersimizin başında okuduğumuz ayet-i kerime’deki “Rabbimiz Allah diyenler” ifadesi tağutlaşmış Firavunun “(Bu ülkede) ben sizin en büyük rabbinizim,[9] (benim otoritem geçerlidir. Musâ’nın Tanrı’sının değil ifadesini reddetmek içindir).” Bunu böyle bilip emir, yetki ve otoritenin tek sahibi Allah’ın hükümlerini yaşamımıza hakim kılmaya çalışmaktır.
İmam Gazâlî merhum “Tevhid ehli olmayanlar, dimağlarında / beyinlerinde tad alma duygusu olmayan kimseler gibidir.”
Arifler Bahçesi isimli kitapta (s.40) şöyle bir beyt var.
Behey kardeş Hakkı buldum mu dersin!
Hakk’a yarar amel işlemeyince
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanı ateş eylemeyince
Bu sırrın ötesine varam mı dersin
Mürşid-i kâmile söylemeyince
Behey kardeş gel sen tevhîde özen
Tevhiddir her nefsin kalesini bozan
2. Takvâ; İman’ın gereği Allah’a ibadet ve emrine itaattir / kulluktur. Kur’an rehber, örnek Peygamber prensibiyle hareket etmek ve öyle yaşamaktır. Takvâ, dînî ve dünyevi ilimleri bilmenin yanında kalbini, gözünü, kulağını, elini, dilini, belini ve mideni haram olan şeylerden korumaktır.
Allah Tealâ Kur’an’da takva sahiplerine büyük şeref ödülünü vermektedir.
“Sizin en şerefliniz / değerliniz en takvalı olanınız (Allah’ın emirlerine / hükümlerine en uygun yaşayanınız)dır.[10]
Takvâ, Rabbimizi sevmek O’na saygı duymak O’nun azabından korkmak, dürüst çalışmak ve helal yemektir.
Takvâlı olmak insana zor gelen bir hal değil, aksine şeytana ve nefse kulluktan ve hayvansal arzulardan kurtulup insanlaşmak, Hakk’ın dergahına girmek ve kulluk görevini yapmaktır.
Hakk’ın dergahına tevbe kapısından girilir.
Kur’an’da “Ey müminler hepiniz Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa erersiniz”[11]
“Nasuh bir tevbe ile”[12] yani günahtan pişmanlık duyup bir daha işlememek üzere tevbe etmektir. Peygamberimiz (s.a.v.) de “Gençlerin tevbesi Allah katında daha sevimlidir.” buyurmuştur. Buyurmaktadır.
3. Maddemiz Tezkiye’dir.
İbadetsiz İslam olmaz, İslam da yalnız ibadetle olmaz; İbadet ahlaklı yaşayışla kemâle erer. Bunun için nefsi, bütün kötü duygu, düşünce ve eylemlerden temizlemek lazımdır. Nasıl ki üstümüzde namaza mani olacak bir pislik varsa namazın kabulü için ondan temizlenmek gerekirse takvâmızı ve tevhidimizi de bozacak kötü ahlâki düşünce ve davranışlardan arınmak temizlenmek lazımdır.
Kur’an’da yüce Allah “Nefsini (kötü duygulardan günahlardan) temizleyen muhakkak kurtuluşa ermiştir. Onu (günahlarla) bürüyen (besleyen) elbette ziyana uğramıştır.”[13]
Nefsi tezkiye etmek, ahlâkı güzelleştirmektir. Bundan dolayı, kalbi temizlemeli onu tevbe ve istiğfar ile tedavi etmeli ve ibadetle de imanı kuvvetlendirmeli ve Al-i İmran suresi 8. ayeti okuyarak şöyle dua etmelidir.
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi (haktan) çevirme.” Âmîn.
Kalbin, Allah’ın yakınlığına ve dostluğuna ulaşması için, kalbin Allah’tan başkasından boşaltılması lazımdır. Arşimed’in keşfettiği kanunda olduğu gibi su dolu bir bardağın içine konan maddenin hacmi ne kadar ise, suyu o kadar taşırır.
İşte kalbe giren madde veya dünya sevgisi de ne kadarsa, o kadar Allah sevgisini dışarı çıkarır. Şeytandan gelen gaflete fırsat vermemek için, Allah’ı her an zikretmek yani hatırda tutmak lazımdır.
Kalbin gıdası, nefsin fireni Allah’ı hatırda tutmaktır. Bu da eli, dili, gözü, kulağı, gönlü frenler, nefsin elinden kurtarır. Allah Tealâ’nın “Kalpler, ancak Allah’ın zikriyle / hatırlanması (akılda, dilde tutulması) ile tatmin olur (huzur bulur)[14] ayeti yaşanmış olur. Artık dünyadan gelen gam ve kederler ona tesir etmez. Her şeyi sabır, metanet ve şükürle karşılar. Kalpte Allah sevgisinden başkası gölgeden ibarettir; asıl değildir. Bundan dolayı kalbine Allah sevgisini dolduranlar gölgeden gelecek fayda ve zarara değer vermezler
Sonuç olarak İslam’ı yaşama Tevhid, Takva, Tezkiye üçlüsü ile gerçekleşir. İşte şirksiz, gösterişsiz bu üçünün yaşanması ile de tasavvufî hayat oluşur. Bu üçden birinin bile bulunmadığı veya içinde riya ve şirkin olduğu bir durumda hem İslam’a göre yaşama hem de tasavvuf özelliğini kaybeder.
Gerçek ölçü İslam’dır.
Ancak, ona uyan insandır.
Selam hidâyete tâbî olanlar üzerine olsun.
[1] Ebu Dâvud.
[2] Ahkaf, 46/13-14
[3] Buharî – Müslim
[4] Mülk, 67/2
[5] Tin, 95/4-5
[6] İnsan, 76/4
[7] Gafir, 40/40
[8] Araf, 7/159
[9] Naziat, 79/23; Şuara, 26/29
[10] Hucurat, 49/13
[11] Nur, 24/3
[12] Tahrim, 66/8
[13] Şems, 91/9-10
[14] Rad, 13/28
Selam ve Duâ ile..
Bismillahirrahmanirrahim.
İyi insan olmak bir sanattır. İyi insan olmak ise temizlik, doğruluk, dürüstlük ve iyi karakter ister.
Peygamberimiz (s.a.v.) “Mü’minlerin en kâmili (olgunu) huyu / ahlâkı en güzel olanlardır.”[1] buyurmuştur. Huyu ve ahlâkı güzel olan mü’minler, nefisten gelen her derecedeki depreme dayanıklı, güzel bir bina gibidir.
Yüce Rabbimiz Kur’an’da:
Rabbimiz Allah deyip de istikamet üzere olanlar var ya, işte onlar için, korku ve üzüntü yoktur. Onlar cennet ehlidirler yaptıkları (iyi amelleri) ne karşılık cennette devamlı kalacaklardır.”[2]
Görülüyor ki, Rabbim Allah dedikten sonra en mühim eylem, istikâmet üzere olmaktır; yani özüyle sözüyle, iş ve hareketleriyle; dosdoğru olmaktır.
Peygamberimiz (s.a.v.) “Müslüman, kendisinin elinden dilinden insanlar emin olandır”[3] buyurmuşlardır.
Hayattaki varlığımız ve imtihanımız da Allah’ın razı olduğu güzel amelleri yapıp yapmadığımızdan olacaktır.[4]
Kur’an-ı Kerim’de Ahsen-i takvim üzere yani en güzel yaratılışla yaratılan insan, (yaptığı kötü şeylerle) Allah’ın kendini, aşağıların aşağına indirmesine sebep olmaktadır.[5]
“Biz insana hidayeti / doğru yolu gösterdik, buna karşılık ya doğruyu bulurlar (kulluğun gereğini yaparlar) ya da (hak yoldan sapıp) nankör olurlar (küfür yolunu seçerler)”[6]
Yine Kur’an-ı Kerim’de;
“Kim kötü bir şey yaparsa ancak onun kadarıyle cezasını görür. Mü’min erkek veya kadından kim de salih (Allah’ın razı olduğu)bir işi yaparsa, işte onlar cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar.”[7]
Bu bağlamda insanlar üç kategoride yer alırlar:
1 Aydın İnsan,
2 Olgun İnsan,
3 Üstün İnsan
1 Aydın insan; kitaplar okuyarak aydın gözükürler, onlarda fikirler ağır basar, onun amacı toplumun kendisini takdir etmesi olup bunun için çalışır.
2 Olgun insan; İlmi az da olsa, onun iman yönü ağır basar ve kendinin Allah’a layık kul olmasına çalışır.
3 Üstün insan; hem ilim hem de irfan sahibi olup Allah’ın rızası için çalışır. Kalbine yerleştirdiği ve hareketlerinde okunan rozeti ise,
“İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
(Ey Allah’ım gayem, arzum sensin, isteğim senin rızandır)” sözü olur.
Demek oluyor ki insanlar, Allah’ın emir ve teklifi karşısında ya yaratılış gayesinden uzaklaşıp vazifesini yapmayan şeytanın, nefsinin peşinden gider ve onların kölesi olur ve bir de kendini beğenirler.
Ya da gayret ve çalışmasını Allah’ın emrine uygun yapan iyi insan grubuna dahil olurlar.
Kur’an’da, Allah’ın birçok insanı cehennemlik kılışının sebebi, onların kalpleri olup (Allah’a ait hakikatleri) anlamaması, gözleri olup hakikati (Allah’ın emirlerini) görmemesi, kulakları (hakkı) duymamasıdır. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha da şaşkın (aşağı)dırlar.[8]
Bu duruma düşmemenin formülünü üç “İ” ile başlayan kelimeyle ifade etmekteyim.
“İnsan, İslamlaştıkça İnsanlaşır.” İnsan, İslam’a uygun yaşadıkça, nefsine ait hayvanî özelliklerden ve benzemelerden kurtulur saflaşır ve Allah’ın istediği iyi insan olur; yani insanlaşır.
İşte tasavvuf bu saflaşmanın sonucudur.
Tasavvuf, İslam’ı yaşama şeklidir ve üç “T” ayağı üzerinde durur. Bunlardan bir ayak olmazsa yani “t” lerin biri olmazsa, bu sistem çöker. Şimdi bunları açıklayalım.
Birinci “T”, Tevhid
İkinci “T”, Takva
Üçüncü “T”, Tezkiye dir.
1-Tevhid; Allah’ın birliğini ve hükmünü hayatımıza hakim kılmaya çalışmak. Tevhid inancı ve gereği, dinin temelidir. Şikten ve tagut’tan kaçınmaktır. Şirki ve tağutu bilmemek, tevhîdi anlamamaktır. Bütün peygamberlerin gayesi ve metodu bu olmuştur. Allah’ın birliği demek Allah’la Rab arasını ayırmamaktır. Yaşamımızda emri / otoritesi geçerli olan Rab, Allah olmalıdır. Dersimizin başında okuduğumuz ayet-i kerime’deki “Rabbimiz Allah diyenler” ifadesi tağutlaşmış Firavunun “(Bu ülkede) ben sizin en büyük rabbinizim,[9] (benim otoritem geçerlidir. Musâ’nın Tanrı’sının değil ifadesini reddetmek içindir).” Bunu böyle bilip emir, yetki ve otoritenin tek sahibi Allah’ın hükümlerini yaşamımıza hakim kılmaya çalışmaktır.
İmam Gazâlî merhum “Tevhid ehli olmayanlar, dimağlarında / beyinlerinde tad alma duygusu olmayan kimseler gibidir.”
Arifler Bahçesi isimli kitapta (s.40) şöyle bir beyt var.
Behey kardeş Hakkı buldum mu dersin!
Hakk’a yarar amel işlemeyince
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanı ateş eylemeyince
Bu sırrın ötesine varam mı dersin
Mürşid-i kâmile söylemeyince
Behey kardeş gel sen tevhîde özen
Tevhiddir her nefsin kalesini bozan
2. Takvâ; İman’ın gereği Allah’a ibadet ve emrine itaattir / kulluktur. Kur’an rehber, örnek Peygamber prensibiyle hareket etmek ve öyle yaşamaktır. Takvâ, dînî ve dünyevi ilimleri bilmenin yanında kalbini, gözünü, kulağını, elini, dilini, belini ve mideni haram olan şeylerden korumaktır.
Allah Tealâ Kur’an’da takva sahiplerine büyük şeref ödülünü vermektedir.
“Sizin en şerefliniz / değerliniz en takvalı olanınız (Allah’ın emirlerine / hükümlerine en uygun yaşayanınız)dır.[10]
Takvâ, Rabbimizi sevmek O’na saygı duymak O’nun azabından korkmak, dürüst çalışmak ve helal yemektir.
Takvâlı olmak insana zor gelen bir hal değil, aksine şeytana ve nefse kulluktan ve hayvansal arzulardan kurtulup insanlaşmak, Hakk’ın dergahına girmek ve kulluk görevini yapmaktır.
Hakk’ın dergahına tevbe kapısından girilir.
Kur’an’da “Ey müminler hepiniz Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa erersiniz”[11]
“Nasuh bir tevbe ile”[12] yani günahtan pişmanlık duyup bir daha işlememek üzere tevbe etmektir. Peygamberimiz (s.a.v.) de “Gençlerin tevbesi Allah katında daha sevimlidir.” buyurmuştur. Buyurmaktadır.
3. Maddemiz Tezkiye’dir.
İbadetsiz İslam olmaz, İslam da yalnız ibadetle olmaz; İbadet ahlaklı yaşayışla kemâle erer. Bunun için nefsi, bütün kötü duygu, düşünce ve eylemlerden temizlemek lazımdır. Nasıl ki üstümüzde namaza mani olacak bir pislik varsa namazın kabulü için ondan temizlenmek gerekirse takvâmızı ve tevhidimizi de bozacak kötü ahlâki düşünce ve davranışlardan arınmak temizlenmek lazımdır.
Kur’an’da yüce Allah “Nefsini (kötü duygulardan günahlardan) temizleyen muhakkak kurtuluşa ermiştir. Onu (günahlarla) bürüyen (besleyen) elbette ziyana uğramıştır.”[13]
Nefsi tezkiye etmek, ahlâkı güzelleştirmektir. Bundan dolayı, kalbi temizlemeli onu tevbe ve istiğfar ile tedavi etmeli ve ibadetle de imanı kuvvetlendirmeli ve Al-i İmran suresi 8. ayeti okuyarak şöyle dua etmelidir.
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi (haktan) çevirme.” Âmîn.
Kalbin, Allah’ın yakınlığına ve dostluğuna ulaşması için, kalbin Allah’tan başkasından boşaltılması lazımdır. Arşimed’in keşfettiği kanunda olduğu gibi su dolu bir bardağın içine konan maddenin hacmi ne kadar ise, suyu o kadar taşırır.
İşte kalbe giren madde veya dünya sevgisi de ne kadarsa, o kadar Allah sevgisini dışarı çıkarır. Şeytandan gelen gaflete fırsat vermemek için, Allah’ı her an zikretmek yani hatırda tutmak lazımdır.
Kalbin gıdası, nefsin fireni Allah’ı hatırda tutmaktır. Bu da eli, dili, gözü, kulağı, gönlü frenler, nefsin elinden kurtarır. Allah Tealâ’nın “Kalpler, ancak Allah’ın zikriyle / hatırlanması (akılda, dilde tutulması) ile tatmin olur (huzur bulur)[14] ayeti yaşanmış olur. Artık dünyadan gelen gam ve kederler ona tesir etmez. Her şeyi sabır, metanet ve şükürle karşılar. Kalpte Allah sevgisinden başkası gölgeden ibarettir; asıl değildir. Bundan dolayı kalbine Allah sevgisini dolduranlar gölgeden gelecek fayda ve zarara değer vermezler
Sonuç olarak İslam’ı yaşama Tevhid, Takva, Tezkiye üçlüsü ile gerçekleşir. İşte şirksiz, gösterişsiz bu üçünün yaşanması ile de tasavvufî hayat oluşur. Bu üçden birinin bile bulunmadığı veya içinde riya ve şirkin olduğu bir durumda hem İslam’a göre yaşama hem de tasavvuf özelliğini kaybeder.
Gerçek ölçü İslam’dır.
Ancak, ona uyan insandır.
Selam hidâyete tâbî olanlar üzerine olsun.
[1] Ebu Dâvud.
[2] Ahkaf, 46/13-14
[3] Buharî – Müslim
[4] Mülk, 67/2
[5] Tin, 95/4-5
[6] İnsan, 76/4
[7] Gafir, 40/40
[8] Araf, 7/159
[9] Naziat, 79/23; Şuara, 26/29
[10] Hucurat, 49/13
[11] Nur, 24/3
[12] Tahrim, 66/8
[13] Şems, 91/9-10
[14] Rad, 13/28
Selam ve Duâ ile..
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Yüce Yaradanımız Allah (c.c.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur