Saat
Similar topics
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Ebu Cehil'in Sonu
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Serbest Kürsü
1 sayfadaki 1 sayfası
Ebu Cehil'in Sonu
Ön saflarda savaşan Abdurrahman İbn Avfın yanına bir aralık Erisar'dan iki delikanlı geldi. Bunlar, Muôz İbn Amr İbn Cemidi ve Muôz İbn Afrô. adındaki iki Ensar idi. Bıyıkları yeni terlemiş bu gençler, kervanı takip için Medine'den yola çıkarken, belli ki geri dönmekten son anda kurtulmuş ve buraya kadar gelebilmişlerdi.
Hatta sağ ve sol tarafına gelen bu iki delikanlıyı gören Hz. Abdurrahman, bunlar yerine yanında daha tecrübeli insanların olması temennisinde bulunacaktı. Ancak onların derdi, kendisiyle birlikte savaşmak değildi; birisi usulca yanına yaklaşacak ve yanındaki arkadaşına da duyurmamak için sesini biraz da kısarak fısıltı halinde ona şunu soracaktı:
- Ey amca! Sen Ebu Cehil'i tanıyor musun?
- Evet, tanıyorum, dedi Abdurrahman İbn Avfve sordu:
- Peki, senin Ebu Cehil'le ne işin var ey kardeşimin oğlu?
- Resülullah'a küfrettiğini duydum; nefsim yed-i kudretinde
olana and olsun ki, şayet onu görürsem, gölgem gölgesinden ayrılmadan önce mutlaka onu öldüreceğim!
O, Abdurrahman İbn Avfa bunları söylerken diğer delikanlı da arkadan eteğinden çekiyor ve o da, benzeri şeyler söyleyip gizlice Ebu Cehil'i soruyordu. Abdurrahman İbn Avf, bu iki delikanlıların hal ve istekleri karşısında şaşkınlığını gizleyememişti ama yine de:
- İşte, sizin bana sorduğunuz adam şu, diyecek ve karşısında şiir mınldanarak savaşan Ebu Cehil'i gösterecekti.
Daha o, parmağını kaldınp da işaret eder etmez her iki genç, yaydan fırlayan ok misali Ebu Cehil'in olduğu yere doğru koşmaya başlamışlardı. Abdurrahman İbn Avi, arkadan gençleri hayranlıkla seyre dalrmştı. İnsanlar:
- Bugün Ebu Cehil'in yanına kimse yaklaşamaz, diyorlardı ama gençler çoktan Ebu Cehil'in yanına sokulmuşlardı bile onların gitmesiyle Ebu Cehil'in yere serilmesi arasında çok az bir zaman geçmişti; Her ikisi birden saldırmış ve inen kılıç darbeleriyle Ebu Cehil yere serilmiş can çekişiyordu.
Sevinçle huzura geldiler; onlar için bir Allah düşmanı daha devrilmişti ya, bundan daha büyük bir müjde olamazdı. Şimdi bu müjdeyi Allah Resülü ile de paylaşma zamanıydı ve ümmetin firavunu Ebu Cehil'i öldürdüklerini söylüyorlardı. Onların heyecanlarına ayrı bir değer veren Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem):
- Peki, onu hanginiz öldürdü, diye sordu. Her ikisi de:
- Onu ben öldürdüm, diyordu. Bu sefer de onlara:
- Kılıçlarınızdaki kanı sildiniz mi, diye sordu.
- Hayır, ya Resülullah, dediler. Bu arada kılıçlarını da çıkarmış, her birisi de, Ebu Cehil'i kendisinin öldürdüğünü ispat için onları Efendimiz'e göstermeye çalışıyorlardı. Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), her iki kılıca da dikkatlice baktı ve:
- Onu ikiniz öldürmüşsünüz, buyurdu.
Muaz İbn Afra küfür ordusunu İslam' a karşı kışkırtıp da Bedir' e kadar getiren böylesine önemli bir adamı öldürmüş olmanın hazzıyla huzurdan aynlırken, kolundaki kılıç darbesini fark etmişti. Kan kaybediyordu. Meğer, Ebu Cehil'e kılıç sallarken onun oğlu İkrime de, Muaz'ı hedeflemiş ve koluna bir kılıç darbesi indirmişti.
Ebu Cehil devrilmişti ama hala yaşıyordu. Artık savaş bitmişti Efendimiz'in talimatıyla sahabe, savaş meydanında dolaşıp da neticeyi görmek istiyordu. Hatta Ebü Cehil'in de ölüler arasında olup olmadığını Efendimiz özellikle sormuş ve tanıyamazlarsa bacağındaki bir yarayı tarif ederek ona bakmalarını tembih etmişti. Zira Hira'daki vuslat öncesinde, Abdullah İbn Cüd'an'ın hanesinde bulundukları bir sırada Ebü Cehil oyunbozanlık yapmış ve Efendimiz de onu yere çalıvermişti. İşte bu hadise sonrasında Ebü Cehil'in dizinde yara oluşmuştu. Bugün Allah Resülü aynı yaranın izini hatırlatıyordu.
Abdullah İbn Mes'üd, Ebü Cehil'i fark ettiğinde Ebü Cehil'in ölümüne ramak kalmıştı. Yüzünü demir miğferle kapatmış, kılıcını da dizi üzerine koymuştu. Hareket edecek hali yoktu ve yüzü yere bakıyordu. Ancak, hala yaşıyordu. Önce, kılıcını kaldırıp işini bitirmek istedi; ancak bu, onun için kolay bir ölümdü. Ebü Cehil, hezimeti iliklerine kadar yaşamalıydı. Bir de, yıllar önce kendisine karşı savurduğu tehditleri hatırladı. Mekke'nin o sıkıntılı günlerinde:
- Seni mutlaka öldüreceğim, diye İbn Mes'üd'u tehdit etmişti. Hatta o zamanlar İbn Mes'üd bir rüya görmüş ve bu rüyasını da, Ebu Cehil'i kendisinin öldüreceği şeklinde yorumlamıştı. Onun için iyice yanına yaklaştı ve ayağını Ebu Cehil'in başına hafifçe dokundurarak:
- Seni rezil ve rüsva eden Allah'a hamd olsun ey Allah düşmanı!
Şimdi aklın başına geldi mi, diye seslendi.
Ebü Cehil, hala eski Ebü Cehil'di. Ne yenilgiyi bir türlü kabullenmek istiyor ne de küfründen taviz veriyordu. İbn Mes'üd'un bu sözlerine karşılık şunları söyleyecekti:
- Niye rezil ve rüsva olayım ki! Neticede bir adamı öldürmüş oluyorsunuz! Beni öldüren bir baldırı çıplaktan dolayı mı rezil olayım!
Ebü Cehil'in derdi başkaydı; çünkü aklı, hala savaştaydı. Bir macera uğruna Bedir'e kadar getirdiği ordunun durumunu öğrenmek istiyordu ve güçlükle sordu:
- Sen esas bana söyle; kim galip geldi?
- Zafer, Allah ve Resülü'nün, diye haykırdı İbn Mes'üd,
Ebü Cehil'i öldüren bu haberdi. Kin ve nefretinden zerre kadar taviz vermeyen bu adam, İbn Mes'üd'a acı acı baktı. Küfrün tükenişiydi bu bakışlar aynı zamanda. Ancak kibir ve gururundan da taviz vermek istemiyordu. Bu haldeyken bile İbn Mes'üd'u küçümsüyor ve içinde bulunduğu konumu kabullenmek istemiyordu. Onu hala koyun çobanı olarak görüyordu; halbuki koyun gütmenin ayıplanacak bir yanı olamazdı. Hem, her peygamberin koyun güttüğünü bizzat Efendiler Efendisi beyan buyurmuştu. Evet, İbn Mes'üd da koyun gütmüştü ama esasında Ebü Cehil'in maksadı, giderayak İbn Mes'üd'a hakaret etmekti. Bu bardağı taşıran son damla olmuş ve kaçınılmaz sonunu kendisi hazırlamıştı.
Ve ... Yılların vebalini üzerinde taşıyan Ebü Cehil'e son darbeyi indirdi İbn Mes'üd, Küfür adına önemli bir kale daha yıkılmıştı. Onun ölümü, aynı zamanda Bedir'in dönüm noktasını ifade ediyordu. Zira zaten onun zorlamasıyla Bedir'e gelen müşrikler, onun da öldüğünü duyar duymaz kaçmaya başlamışlardı.
Efendimiz'e bu müjdeyle gelen İbn Mes'fıd:
- Ya Resfılullah, diye seslenecek ve Ebfı Cehil'in ölüm haberini
verecekti. Haberi duyar duymaz Efendimiz, önce: - La ilahe illallah, dedi. Arkasından da sordu:
- Gerçekten öldürülmüş mü?
- Evet, deyince, önce secdeye kapandı ve ardından da, iki rekat
namaz kılıp:
- İslam'ı ve Müslümanlan aziz kılan Allah'a hamd olsun, buyurdu.
Artık, hakla batılın arası iyice belirginleşip müşrikler kaçmaya
başlayınca Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), kılıcını çekecek ve onları arkadan takip etmeye başlayacaktı. Bu takip sırasında yine:
- Onların toplu kuvvetleri bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.w mealindeki ayet i tekrar edip duruyordu. Bu ayet, bundan beş yıl önce Mekke'de inmişti ve o gün bugündür sahabe, müşrik ordusunun hezimet yaşayıp da kaçacağı günü bekliyordu. Bedir günü olup da müşrikleri kaçarken gören ve bu kaçışı takip ederken de Allah Resülü'nün bu ayeti okuduğuna şahit olan sahabenin, söz konusu ayetin daha o günden Bedir müjdesini verdiğinde şüphesi kalmamıştı.
Artık Bedir meydanında, bir kenarda bağlanıp bekleyen esirlerle cansız yatan müşrik bedenlerden başka Kureyş ordusundan herhangi bir unsur kalmamış. Bir grup sahabe, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte esirleri teftiş ediyor. Bu esnada sahabe arasından birisi ileri atılacak ve sıranın, şimdi de kaçan kervana geldiğini söyleyecekti. Bunu, Efendimiz'in amcası Hz. Abbas da duymuştu ve hemen sesini yükseltti:
- Hayır, bu Sana helal olmaz!
Herkes şaşırmıştı. Olacak şey değildi; bir adam hem esir olacak hem de kendilerini esir alanlara akıl öğretecektil Efendiler Efendisi de sordu:
- Peki, niye?
- Çünkü, Allah (celle celaluhü) Sana, iki topluluktan birisini vaa-
dediyor şimdi de onlardan birisini Sana vermiş bulunuyor!
Gerçekten doğruydu; Allah (celle celaluhü), Bedir zaferini bir ihsan olarak lütfettiğine göre bir de kervanın peşine düşerek hırs göstermek olmazdı ve Hz. Abbas'a dönen Efendimiz:
- Doğru söylüyorsun, buyurdu.
Bu arada, Allah'ın kendilerine balışettiği zaferi, şiirin kalıplarına döküyor ve Hz. Ebu Bekir ile karşılıklı olarak sevincini paylaşıyordu. Bir aralık yanına, Taif dönüşünde kendisine eman veren Mut'im İbn Adiyy'in oğlu Cübeyr gelecek ve onları affetmesi için talepte bulunacaktı. Resülullah'ı düşündürüp maziye götüren bir talepti bu ve bir müddet sonra şunları söylemeye başladı:
54 Kamer, 54/45
- Şayet, Mut'im İbn Adiyy bugün yaşıyor olsaydı ve şu esirler konusunda Benimle konuşmuş olsaydı, sırf onun hatırı için bunları serbest bırakırdım!
Vefa insanıydı ve O'nunla birlikte o günleri yaşayanlar, Mut'im İbn Adiyy'in üç yıl süren boykotun kaldırılmasındaki rolünü düşünüyor, Taif dönüşünde ortaya koyduğu kahramanlığı hatırlamaya çalışıyorlardı; zira Mut'im, her iki kritik noktada da önemli roller üstlenmiş ve Allah Resülü ve mü'minler yanında yer alarak zulüm adına karanlık bir dönemin daha kapanmasına vesile olrnuştu
ALLAH ASIKLARI, 2 Ağustos 2009
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Serbest Kürsü
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur