Saat
Similar topics
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Tevbe,
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Tevbe,
Ayet-i Kerime
Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter" derler. (Tahrim 8)
Hadis-i Şerif
Hak teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoğlu, dua edip, benden af dilersen, günahların ne kadar çok, ne kadar büyük olursa olsun, hiç birine bakmadan seni affederim. Göklere ulaşacak kadar günah işlesen; ama rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret dilersen, seni affederim. [Tirmizi]
TEVBE ETMEK
İnsan olarak herkes günah işleyebilir. Peygamberler hariç, hiç kimse masum değil, yani günah işlemekten korunmuş değildir.
Hz. Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"İnsanoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise (işledikleri günaha pişman olup) tevbe
edenlerdir." (İbn Mace, Zühd, 30)
Görülüyor ki, Peygamberimiz, insanın hatasız olmayacağını bildiriyor, insan, bilerek olsun yanılarak olsun günah işleyebilir. Bu konuda ne kadar titiz davranırsa davransın hiç hatasız ve günahsız olamaz. Ancak insanlar birbirlerine nisbetle çok günahkâr, az günahkâr olabilirler.
Ne olursa olsun insan hiçbir vakit ümitsizliğe düşmemeli, yaptığı hatalardan pişmanlık duyarak Allah'a yönelmeli, O'ndan af ve bağış dilemelidir. Çünkü Allah Teâlâ sonsuz merhamet sahibidir, içtenlikle kendisine tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder.
Allahü Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah, kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir." (Şûra, 25)
"Onlar bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından hemen tevbe istiğfar ederler. Zaten günahtan Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki. Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran, 135)
Her ne suretle olursa olsun işlediğimiz günahlar için tevbe etmemizi Allah Teâlâ emrediyor.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe ediniz ki, felah bulaşınız." (Nûr, 8)
"Ey iman edenler, bir daha (günaha) dönmeyecek tevbe ile tevbe ediniz." (Tahrim, 8)
Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar, Allah'a tevbe edin ve O'ndan mağfiret dileyin, ben günde yüz kere tevbe ediyorum." (Müslim, Zikr, 12)
Tevbenin sözlük anlamı, dönmektir. Dindeki anlamı ise işlenen günaha pişman olup, bir daha işlemeyeceğine dair Allah'a söz vermek ve O'ndan af dilemektir.
Tevbe, günahlardan aklanma yoludur. Kirlenen vücudumuz su ile temizlendiği gibi günahla kirlenen manevi bünyemiz de tevbe ile aklanır.
Allah Teâlâ, bir lütuf olarak, tevbe kapısını açık tutmuştur. Kul kendi iradesi ile Allah'a yöneldiği ve O'ndan af ve bağış dilediği zaman Cenab-ı Hak onun tevbesini kabul eder. Ancak kul yapacağı tevbeyi son nefesine kadar geciktirmemeli, hatanın hemen peşinden tevbe etmelidir.
Her ne kadar mü'minin son nefesindeki tevbesinin makbul olacağı umulur ise de bu kadar önemli bir işi geciktirmek doğru olmaz.
Allahü Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tezelden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah, bunların tevbesini kabul eder. Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelince, "Ben şimdi tevbe ettim" diyen ve kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlanmıştır." (Nisa, 17-18)
Demek ki can boğaza gelmeden ve henüz yaşamaktan ümidini kesmeden önce küfürden tevbe kabul edilir. Fakat can çekişme durumunda yaşama ümidi kalmamış olan kimsenin küfürden tevbe ederek iman etmesi geçerli değildir.
Fakat günahkâr mü'minin son nefesdeki tevbesi bile makbuldür. Allah'tan ümid kesilmez.
İnsanın işlediği günahlar iki kısımdır.
Bir kısmı, içki içmek gibi kul hakkı ile ilgisi olmayıp, yalnız Allah'a karşı işlenmiş günahlardır.
Bu gibi günahlardan yapılacak tevbenin usûlüne uygun yapılmış tevbe olması için üç şartın yerine getirilmesi lazımdır.
Bunlar:
a) Günahı terketmek,
b) Yaptığına pişman olmak,
c) Bir daha yapmamaya karar vermek.
Günahı terketmeden yapılmış olan tevbe ile yine günaha pişman olmadan ve aynı günahı bir daha işlememeye karar vermeden yapılacak tevbe, usulüne uygun yapılmış tevbe sayılmaz. Bu, içki içmekte olan kimsenin, "Ben içkiye tevbe ettim" demesine benzer ki, böyle tevbe olmaz.
Diğer bir kısmı da, hırsızlık yapmak ve haksız yere adam öldürmek gibi insan hakkıyla ilgili olan günahlardır.
Bu gibi günahlardan tevbe etmenin, yukardaki şartlara ilaveten bir şartı daha vardır ki, o da, hak sahibine hakkını vermek yahut ondan helâllik almaktır.
İşte, işlenen günaha göre şartlarına uyarak yapılan tevbe makbul olur ve Allah Teâlâ, tevbe edeni bağışlar, emrine uyarak tevbe ettiği için de ondan razı olur.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Kulunun tevbesinden dolayı Allah Teâlâ'nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde devesini kaybedip de tekrar bulduğundaki sevincinden daha fazladır." (Buhari, Daavat, 4; Müslim, Tevbe, 1)
Peygamber Efendimiz (S.A.V)' de bir hadis-i şeriflerinde:
“Her kim, tevbe etmeye devam ederse, Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır.” (Buhari Tirmizi) buyurmuştur.
Rivayet edilmiştir ki:
Bir demirci, kızgın demiri eliyle tutuyordu. Bunun sebebi sorulunca şöyle anlattı: “Bir kadına aşık olmuştum. Ona mal verip münasebette bulunmayı teklif ettim. Kadın dedi ki: 'Benim kocam var, mala ihtiyacım yok.' Bir müddet sonra kocası öldü. Ona evlenme teklif ettim. Dedi ki: 'Çocuklarımı perişan etmek istemiyorum.' ve teklifimi reddetti. Bir süre sonra, geçim darlığına düşünce, bana haber gönderdi. Ben de: 'İsteğimi yerine getirinceye kadar sana bir şey vermem' dedim. Teklifimi kabul etti. Beraberce bir odaya girince ürperdi. Neden ürperdiğini sorunca: 'İşiten ve gören Allah' tan korkuyorum' dedi. Ben de onu bıraktım. O da: 'Allah seni ateşten korusun' diye dua etti. İşte o günden sonra dünya ateşi beni yakmıyor. Allah-u Zülcelal' den beni ahirette de yakmamasını diliyorum.” dedi.
İşte tevbe böyledir. Kim Allah-u Zülcelal' den korkar ve daima O' nun huzurunda olduğunu hatırlarsa, günah işlemeye cesaret edemez. Böylece de cehennemden kurtulur ve Cennet-i Alâ' nın nimetlerine kavuşur. Nitekim Allah-u Zülcelal tevbe edenlere ahirette büyük mükafatlar vereceğini beyan ederek bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah' a dönün. Umulur ki Rabb'iniz kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar.” (Tahrim; 8)
Tevbe, bütün müminlere farzdır. İnsan tevbe ettikten sonra kendisini bütün hata ve günahlardan uzak tutmaya gayret etmelidir. Onun için Hz. Ali (R.A) demiştir ki: “Tevbe etmek farzdır. Fakat tevbe etmeyi gerektiren şeyleri terketmek ondan önce farzdır.
”
Tövbe… Rahmet dolu iki hece
Cennetin anahtarı, şeytanın düşmanı
Tövbe… Dostça iki hece
Allah’a şükürdür, nefse savaş kelime
Tövbe… Yama üzerine ölüm diyorya Resul.
Huzurun ta kendisi, kapanmayan pencere.
Tövbe… Yalnızca iki hece
Sadattan öğrendik yakan eli o gece...
Elhamdülillah!.. Tövbe.
Sen de olmasan söyle, halimiz nice!..
[b]
Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter" derler. (Tahrim 8)
Hadis-i Şerif
Hak teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoğlu, dua edip, benden af dilersen, günahların ne kadar çok, ne kadar büyük olursa olsun, hiç birine bakmadan seni affederim. Göklere ulaşacak kadar günah işlesen; ama rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret dilersen, seni affederim. [Tirmizi]
TEVBE ETMEK
İnsan olarak herkes günah işleyebilir. Peygamberler hariç, hiç kimse masum değil, yani günah işlemekten korunmuş değildir.
Hz. Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"İnsanoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise (işledikleri günaha pişman olup) tevbe
edenlerdir." (İbn Mace, Zühd, 30)
Görülüyor ki, Peygamberimiz, insanın hatasız olmayacağını bildiriyor, insan, bilerek olsun yanılarak olsun günah işleyebilir. Bu konuda ne kadar titiz davranırsa davransın hiç hatasız ve günahsız olamaz. Ancak insanlar birbirlerine nisbetle çok günahkâr, az günahkâr olabilirler.
Ne olursa olsun insan hiçbir vakit ümitsizliğe düşmemeli, yaptığı hatalardan pişmanlık duyarak Allah'a yönelmeli, O'ndan af ve bağış dilemelidir. Çünkü Allah Teâlâ sonsuz merhamet sahibidir, içtenlikle kendisine tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder.
Allahü Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah, kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir." (Şûra, 25)
"Onlar bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından hemen tevbe istiğfar ederler. Zaten günahtan Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki. Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran, 135)
Her ne suretle olursa olsun işlediğimiz günahlar için tevbe etmemizi Allah Teâlâ emrediyor.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe ediniz ki, felah bulaşınız." (Nûr, 8)
"Ey iman edenler, bir daha (günaha) dönmeyecek tevbe ile tevbe ediniz." (Tahrim, 8)
Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar, Allah'a tevbe edin ve O'ndan mağfiret dileyin, ben günde yüz kere tevbe ediyorum." (Müslim, Zikr, 12)
Tevbenin sözlük anlamı, dönmektir. Dindeki anlamı ise işlenen günaha pişman olup, bir daha işlemeyeceğine dair Allah'a söz vermek ve O'ndan af dilemektir.
Tevbe, günahlardan aklanma yoludur. Kirlenen vücudumuz su ile temizlendiği gibi günahla kirlenen manevi bünyemiz de tevbe ile aklanır.
Allah Teâlâ, bir lütuf olarak, tevbe kapısını açık tutmuştur. Kul kendi iradesi ile Allah'a yöneldiği ve O'ndan af ve bağış dilediği zaman Cenab-ı Hak onun tevbesini kabul eder. Ancak kul yapacağı tevbeyi son nefesine kadar geciktirmemeli, hatanın hemen peşinden tevbe etmelidir.
Her ne kadar mü'minin son nefesindeki tevbesinin makbul olacağı umulur ise de bu kadar önemli bir işi geciktirmek doğru olmaz.
Allahü Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tezelden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah, bunların tevbesini kabul eder. Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelince, "Ben şimdi tevbe ettim" diyen ve kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlanmıştır." (Nisa, 17-18)
Demek ki can boğaza gelmeden ve henüz yaşamaktan ümidini kesmeden önce küfürden tevbe kabul edilir. Fakat can çekişme durumunda yaşama ümidi kalmamış olan kimsenin küfürden tevbe ederek iman etmesi geçerli değildir.
Fakat günahkâr mü'minin son nefesdeki tevbesi bile makbuldür. Allah'tan ümid kesilmez.
İnsanın işlediği günahlar iki kısımdır.
Bir kısmı, içki içmek gibi kul hakkı ile ilgisi olmayıp, yalnız Allah'a karşı işlenmiş günahlardır.
Bu gibi günahlardan yapılacak tevbenin usûlüne uygun yapılmış tevbe olması için üç şartın yerine getirilmesi lazımdır.
Bunlar:
a) Günahı terketmek,
b) Yaptığına pişman olmak,
c) Bir daha yapmamaya karar vermek.
Günahı terketmeden yapılmış olan tevbe ile yine günaha pişman olmadan ve aynı günahı bir daha işlememeye karar vermeden yapılacak tevbe, usulüne uygun yapılmış tevbe sayılmaz. Bu, içki içmekte olan kimsenin, "Ben içkiye tevbe ettim" demesine benzer ki, böyle tevbe olmaz.
Diğer bir kısmı da, hırsızlık yapmak ve haksız yere adam öldürmek gibi insan hakkıyla ilgili olan günahlardır.
Bu gibi günahlardan tevbe etmenin, yukardaki şartlara ilaveten bir şartı daha vardır ki, o da, hak sahibine hakkını vermek yahut ondan helâllik almaktır.
İşte, işlenen günaha göre şartlarına uyarak yapılan tevbe makbul olur ve Allah Teâlâ, tevbe edeni bağışlar, emrine uyarak tevbe ettiği için de ondan razı olur.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Kulunun tevbesinden dolayı Allah Teâlâ'nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde devesini kaybedip de tekrar bulduğundaki sevincinden daha fazladır." (Buhari, Daavat, 4; Müslim, Tevbe, 1)
Peygamber Efendimiz (S.A.V)' de bir hadis-i şeriflerinde:
“Her kim, tevbe etmeye devam ederse, Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır.” (Buhari Tirmizi) buyurmuştur.
Rivayet edilmiştir ki:
Bir demirci, kızgın demiri eliyle tutuyordu. Bunun sebebi sorulunca şöyle anlattı: “Bir kadına aşık olmuştum. Ona mal verip münasebette bulunmayı teklif ettim. Kadın dedi ki: 'Benim kocam var, mala ihtiyacım yok.' Bir müddet sonra kocası öldü. Ona evlenme teklif ettim. Dedi ki: 'Çocuklarımı perişan etmek istemiyorum.' ve teklifimi reddetti. Bir süre sonra, geçim darlığına düşünce, bana haber gönderdi. Ben de: 'İsteğimi yerine getirinceye kadar sana bir şey vermem' dedim. Teklifimi kabul etti. Beraberce bir odaya girince ürperdi. Neden ürperdiğini sorunca: 'İşiten ve gören Allah' tan korkuyorum' dedi. Ben de onu bıraktım. O da: 'Allah seni ateşten korusun' diye dua etti. İşte o günden sonra dünya ateşi beni yakmıyor. Allah-u Zülcelal' den beni ahirette de yakmamasını diliyorum.” dedi.
İşte tevbe böyledir. Kim Allah-u Zülcelal' den korkar ve daima O' nun huzurunda olduğunu hatırlarsa, günah işlemeye cesaret edemez. Böylece de cehennemden kurtulur ve Cennet-i Alâ' nın nimetlerine kavuşur. Nitekim Allah-u Zülcelal tevbe edenlere ahirette büyük mükafatlar vereceğini beyan ederek bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah' a dönün. Umulur ki Rabb'iniz kötülüklerinizi örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar.” (Tahrim; 8)
Tevbe, bütün müminlere farzdır. İnsan tevbe ettikten sonra kendisini bütün hata ve günahlardan uzak tutmaya gayret etmelidir. Onun için Hz. Ali (R.A) demiştir ki: “Tevbe etmek farzdır. Fakat tevbe etmeyi gerektiren şeyleri terketmek ondan önce farzdır.
”
Tövbe… Rahmet dolu iki hece
Cennetin anahtarı, şeytanın düşmanı
Tövbe… Dostça iki hece
Allah’a şükürdür, nefse savaş kelime
Tövbe… Yama üzerine ölüm diyorya Resul.
Huzurun ta kendisi, kapanmayan pencere.
Tövbe… Yalnızca iki hece
Sadattan öğrendik yakan eli o gece...
Elhamdülillah!.. Tövbe.
Sen de olmasan söyle, halimiz nice!..
[b]
sevval-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 29
Puanı : 14
Teşekkür : 3
Kayıt tarihi : 20/02/11
Geri: Tevbe,
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
MINE- Özel Üye
-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 344
Puanı : 276
Teşekkür : 36
Kayıt tarihi : 02/11/10
Yaş : 49
Nerden : GREECE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur