Devrim Günlerinde Muhammed’e Mektup!

[gülsultan]

Sevgisi ve merhameti sonsuz olan Allah'ın adıyla Ey Allahın sadece kulu ve son elçisi olan Muhammed! Seni tüm kalbimle, içtenliğimle ve selamların en güzeli olan Allah'ın selamıyla selamlıyorum. Sana ümmet olma şerefini şu günahkâr halimle her... zaman taşıdım ve taşımaya da devam edeceğim. Bu mektubu 14 asır sonrasından yazıyorum Sana. Beşeriyetin fen, felsefe, ilim ve teknolojide çok ilerlediği, aklı ve mantığı zorladığı ve Kuran’ın ışığından son derece yoksun olduğu ikinci bir cahiliye devrinden. Bazen senin devrinde yaşama arzusu o kadar doğuyorki içimde anlatamam. Belki o güzel yüzünü görebilmek için, belki dizlerim üstüne çöküp senin Allah'ın son elçisi olduğuna şahadet etmek için, belki de senle beraber tüm cahiliye karanlığına karşı omuz omuza savaşabilmek için. Bunu bilemeyeceğim, lakin Senin muhabbetin her geçen gün gönlümde kat be kat artmakta ve muhabbetullahın feyzini senin gösterdiğin yolu hakkıyla görerek almaktayım. Ama bazen de Senin çağlar ötesinden günümüze gelip, bizle beraber yaşama hayali var ya... İşte bu beni kahrediyor. Senin izinden o kadar uzaklaşmışız ve ikinci bir cahiliye bataklığına o kadar saplanmışız ki; tüm cahilliğimize rağmen eğer kâinatı aydınlatan Kuran’ın ışığı olmasa şu an halimiz nice olurdu bilemeyeceğim. Demiştim ya Sana, çağlar ötesinden yazıyorum Sana bu mektubu. Yoksulların ve fakirlerin aşağılandığı bir zamandan! Cipleriyle cuma namazlarına gelenlerin zamanından! Özel uçaklarla Mekke’ye gidenlerin zamanından! Rezistanslarda Hac’cın tadını çıkaranların zamanından! Sadece ağızlarıyla sana salâvat getirenlerin zamanından! Anlamadan tilavetiyle Kuran'ın okunduğu bir zamandan Villalarda oturup huşuyla(!) namaz kılanların zamanından! Saçını örtmeyenleri cehennemin dibine gönderenlerin zamanından! Allah’a yaklaştıracaklarına inandıkları için şeyhlerin peşinden gidenlerin zamanından! Yoksulu doyurmayanların! Yetimi hor görenlerin! Gözlerini mal hırsı bürünmüşlerin! İbadetlerinde gösteriş yapanların zamanından yazıyorum sana Ey Allahın Elçisi! Nerdesin ve ne zaman geleceksin? Ve bizlere doğruyu tekrardan ne zamandan göstereceksin? Zira yorulduk ve bittik! Ve Sana çok muhtacız! Sana o kadar muhtacız ki, vücudumuzun tüm zerreleriyle Senin gelmeni bekliyoruz! Gel ve kurtar bizi bu ikinci cahiliye devrinden! Gel ki ortalıkta gezen yobazlar saklanacak delik arasın! Gel ki beşeriyet ikinci bir asr-ı saadet yaşasın! Gel ki kâinat Allahın yüceliğini ve birliğini haykırsın! Nerdesin ve ne zaman geleceksin Ey Allahın Son Elçisi!