SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE

[aytendeniz]

Allah’tan korkmayanlardan korkarız. Sen ki dünyada bir ağaç altında gölgelenip de sonra bırakıp giden ve yoluna devam eden bir yolcu gibiydin. Cennet yolculuğunda bir adım bile atamayan bizler, nasıl yolunun takipçileriyiz diyebiliriz ki. Bize yasakladığın şeyleri meşru gören, bizlere bıraktığın emanetleri unutan bir topluluk olarak nasıl ümmetindeniz diyebiliriz ki. Haklarını gözetmemizi istediklerinin yerine sadece kendi haklarımızı gözetirken, Senin şehadet ettiklerini tanımazken nasıl şefaat dileyelim engin rahmetinden.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla başlardı sultanlara gönderdiğin mektupların Efendim. Biz de Senin gibi Allah’ın adıyla başlıyoruz satırlarımıza Ey Sultanlar Sultanı. Ey günahkarların umudu! Affına sığınarak, kirlenmiş ruhlarımızla, günahkar dillerimizle sesleniyoruz Sana. “Kişi sevdiğiyle beraberdir” derdin Efendim. Bizler bu satırları yazarken Seninle beraber olamamanın hüznünü yaşıyoruz Ey Sevgililer Sevgilisi. Her nefes alışında ümmetin aklına gelirdi Efendim. Mübarek hayatında gönlünden hiç eksik etmediğin biz günahkar kullarının ise her nefes alışlarında gönülleri daralır Efendim. Ellerimiz titrer adını yazarken. Yüreğimiz yerinden çıkacakmış gibi olur. Seni nasıl anlatacağımızı bilemeyiz, çünkü Seni anlatmak için önce günahsız olmak lazım. Günahkar kalplerimizle, kırılası ellerimizle seni nasıl anlatabiliriz ki. Seni anlatmaktan acizken Rabbimiz aklımıza gelir: “Şanım hakkı için, size kendinizden öyle (izzetli) bir Peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz O’na ağır gelir; O size çok düşkündür. Müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe:9/128) Biz de çağlar üstü şefkatine, engin merhametine sığınarak başlarız satırlarımıza. Ey nurunun hatırına kainat yaratılan Sevgili! Sen her işinde alemlerin Rabbinden yardım isterdin. Biz ise hep başkalarından medet umarız. Sen Allah’tan korkardın. Biz Senin ayağının altına aldıkların şimdi başlar üstündeyken hangi cüretle Sana seslenelim Efendim! Vasiyetini taşıyamadık zamanımıza. Nasihatlerini tebliğ edemedik. Bir eline dünyayı diğer eline güneşi verseler dahi vazgeçmediğin davana sahip çıkamadık. Ve sözünü iyi dinleyemedik, iyi belleyemedik Efendim. “Allahım! Bilmiyorlardı, bilselerdi yapmazlardı” sözünü duyunca utanıyorum kendimden. Bilerek yapmış olduklarım aklıma gelince yüzüm kızarıyor, yüreğim sızlıyor Efendim. Sonra “Allah’ım onlara merhamet et, çünkü onlar cahil bir kavim.” duan aklıma geliyor, ümitleniyorum. Ümidimizi kırma Efendim. Ümidimizi kırdırma Allah’ım. Sen gidince gündüzlerimiz gece oldu Efendim. İnanmak istemedi yokluğuna ellerimiz. En uzun gecelerde ışığımız sendin Ey Nur! Sendin kalabalıklarda yalnızlığımız. Çaresiziz, Ey çaresizlerin çaresi. İshak AYDINCI -

[yağmur]

Nasip eyle bana, huzuruna geleyim
Yollarına düşeyim,uğrunda öleyim
Huzurunda mekanına yüz süreyim
Nasip eyle sana geleyim ya Rasulallah

Anamda sensin, babamda sensin
Huzuru mahşerde aranacak sensin
Şefaatine muhtacız ilaç sensin
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah

Gidenlerle size selam gönderiyorum
Ben seni her şeyden çok seviyorum
Allah tan af,senden şefaat istiyorum
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah

Kabe dediler mi yüreğim yanıyor
Yaşlı gözlerim mahzun mahzun bakıyor
Hasretin beni çok yakıyor
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah

Kabe aşkı gitmiyor gözlerimden
Çok istiyorum ama gelemiyorum
Söndüremiyorum,sönmeyecek asla
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah

Bir görsem Beytullahı, saatlerce baksam
Huzurunda boyun eğip ağlasam ağlasam
Yanık yüreğimle şefaat istesem
Şefaatçim olurmusun Ya Rasulallah

Abdes ti namazı unutur olduk
Haramı helalı bilmez olduk
Soğuk vurmuş bir gül gibi solduk
Derdimize derman olurmusun Ya Rasulallah

Yandı yüreğim kurudu ağzım,dilim
Günahlarımdan korkuyorum ne olur halim.
Yok başka gidecek açık kapım
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah

Ya Rasulallah biliyorum günahımız çok
Huzuruna gelmeye yüzümüz yok
Ama bizi senden başka bekleyen yok
Nasip eyle sana geleyim Ya Rasulallah.

Mehmet Ali İlkaya

[yağmur]

Suç, O'nda deği.
Suç; O'nu biz anlatamadık.
O, kendini anlatmıştı.
Çeyrek asırlık bir zaman içinde yarı yer O'nun sesini duymuştu.
Beşerin beşte biri Lebbeyk Ya Rasulallah deyip karşısında dize gelmişti.
Ama biz duyuramadık.
Düşman, gemi azıya almış ezildikçe eziliyor ve O'na, O'nun dünyasına salyalar akıtıyor.
Yeni bir kısım dostlar çıktılar.
Bunlarda O'nun yerine başkalarını oturtma gayreti içinde.
Ayrı bir çarpıtma, ayrı bir saptırma içindeler.
Adeta düşmanla bir kısım dostlar el ele omuz omuza O'nu hatıralardan silmek,
O'nu bize unutturmak, O'nu nesillere unutturmak için yarışıyorlar.
Ben biliyorumki;
O güzelliğiyle
Kendisine has cazibesiyle
Maşuklara has keyfiyetiyle
Azıcık aşka adım atmış sinelerin
Daima mahbubu
Daima maksudu
Daima matlubu olacaktır.
O'nu unutturamayacaklar.
Çevrelerine baksalar çevrelerinize baksanız sizde bunu anlayacaksınız.
15-20 yaşında Hz. Muhamed'i anlamak çok zordur;
ama Nam-ı Celil-i anılırken dudadığını yalayan insanlar vardır.
Gözyaşlarını ceyhun eden insanlar vardır.
Ne ondört asır O'nu unutturabilmiş ne de şu iki üç asırdan beri şom ağızların
bir kısım saf derun başkalarına alet ağızlarla bir araya gelip O'nu unutturmaya çalışmaları.
Unutulmadı.
Unutulmayacak.
Aksine hergün biraz daha biraz daha canlanacak
biraz daha tazelenecek
biraz daha sinelerimizde yeni bir Muhammed (s.a.v.) bulacağız.
Herşey düşlerle başlar.
Nesiller O'nu düşlemeye başladı.
Artık ruyalarımıza girdi -vak'a pek çoğmuz itibariyle diyeyim beni bağışlayın- O'nu ruyalar da görmek cahillerin teselleri
onada muhtaçtık ya.
ona da susamıştık ya.
rüyalarımız bile O'na yabancı olmuştu.
Yatınca başka şey görüyorduk.
Kalkıncada başka şeyin hayalini kuruyorduk.
Demekki ilk defa kadem bastı gönül tahtına Allah Resulü(s.a.v)
İlk defa rüyalarımıza kadem bastı.
Ve bizde O'na hoş geldin Ya Rasulallah diyoruz.
Gönül tahtına hoş geldin Sultanım.
Gönül koyuyorum. O'nun yerine bazılarını oturtmak istemeleri karşısında gönül koyuyorum.
Kendimide affedemiyorum yapılanlarıda mazur göremiyorum gönül koyuyorum.
O, yerine insan konulacak bir insan değildir.
Allah mahlukat arasında varlık arasında eğer eşi olmayan
menendi olmayan benzeri olmayan birisi varsa O olarak yarattı.
Madem ki O; gönüllerimize kadem bastı
içlerimizde bir duygu
bir düşünce
bir ruya
bir hulya olarak yeşermeye başladı.
Gönül yamaçları matlubunu buldu demektir.
Ruyalarımız aradığını buldu demektir.
Ve o düşün çok yakın bir gelecekte rahmeti sonsuz tarafından gerçekleştirileceği ümidini bekliyoruz.
Ümidimiz; şehbal açsın Ruh-u Revan-i Muhammedi heryerde. (s.a.v.)
Bütün gönüller O'nu duysun
Bütün gözler O'nun için yaşarsın
Bütün nabızlar O'nun için atsın
Bütün kalpler O'nun için çarpsın (s.a.v.)

Ebubekir Onhan

[yağmur]

Ş ehadet ederim ki,Hakk'tan elçisin,
E hli beytin dedesi,göz bebeğisin,
F atıma'nın babası,hem biriciğisin,
A li'ülmürteza'nın yüce pederisin,
A lemlere rahmetsin,hem müjdecisin,
T üm insu cinin eşsiz peygâmberisin,
Y etim yetemanın büyük nimetisin,
A limlere Resüllere efendisin,
R uzi mahşerde bize şefaatçisin,
E bubekir'in solmayan çiçeğisin,
S ultanlara sultansın,şanlı nebisin,
U mudumuzsun,şefiül müznibinsin,
L ebbeyk Allah diyenlerin önderisin,
A şıkların maşukların tabibisin,
L evhü mahfuzda kur'an'ın talibisin,
L ailahe ilallah'ın habibisin,
A hmet Mahmut Muhammed'ül eminsin,
H atice'nin goncası eşsiz eşisin



Fatma Alageyik

[aytendeniz]

bebeyim fetettin ortalıgı ..

[yağmur]

Estağfirullah Annem. Konu Sevgililer Sevgisi olunca kendiliğinden akan sular duruyor. Asıl siz Böylesi bir başlığı açmakla başlı başına bir fetih harekatını başlattınız. Allah razı olsun annem. Ne güzel bir yazıydı.