Saat
Similar topics
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Sevmeden Görenler ve Görmeden Sevenler
2 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Sevmeden Görenler ve Görmeden Sevenler
Kimi sevmeden gördü, kimi ise görmeden sevdi O’nu. Kimine görmek, kimine ise sevmek düştü… Payına sevmek düşenler, payına sevmek değil de sadece görmek düşenlerden daha nasipliydi şüphesiz. Payına görmek, sadece görmek düşen nasipsizler; O’nu sevmekten mahrum idiler. Nitekim O’nu sevmekten mahrum olmanın onları sürüklediği bataklıklar, yüreklerindeki karanlıklardan daha derindi. Ve onlar… Elleri kuruyan, soyları kesilen, kendilerine yazıklar olan, unutulacak olanlar…
Sevmeden görenler, görmeden sevenler… Bir de en müstesna olanlar; hem görme hem de sevme şerefine ulaşanlar vardı ki, onların makamı ulaşılamayacak olandı ve onlar ashâb-ı kiramdı. Bu şerefe onlardan sonra ulaşan olmadı, olamayacaktı.
Görmeden sevenler; ashâb-ı kiramın yolunda yürüyen ve onların ayak izlerini takip ederek en güzel yolu adımlamaya çalışanlardı. Bu yolda ilerlerken yol haritaları, kandilleri, azıkları hep o müstesnalardan kalan mirastı. Görmeden sevenlerle, sevmeden görenleri ayıran sevgi duvarıydı.
Sevgi, yürek lügatinde bir kelamdı ve sevmek her yürekte farklı bir anlam kazanandı. Sevmek, ilkin sadakatti Ebû Bekirleyin. Ne derse “doğru” demek, sorgulamadan ve düşünmeden bir an. Nereye çağırırsa gitmek ve bir anlık ayrılıkta dahi özlemekti. Ucunda ölüm bile olsa O’nunla hicret etmekti. Ali gibi yatağına yatmaktı ölüm pahasına. O’nunla ağlayıp, O’nunla gülmekti.
Sevmek, anmaktı. Bir an bile unutmamaktı. O’nu sevdiğini fısıldadıkça huzur bulmaktı. O’nu sadece fısıltıyla değil, haykırırcasına da anmak… Ve O’nu en kıymetli bulup sevdiği için; diğerlerinin de O’nun kıymetini anlamasını sağlamaktı. Böylece her ağızdan O’nun adı duyulacaktı. Nitekim O’nu dilinden düşürmeyenler o gün O’na en yakın olacaklardı.
Sevmek, korkmaktı. O’ndan değil, O’nu, O’nun sevgisini kaybetmekten korkmaktı. Öyle bir korkuydu ki bu; korkanı O’nu incitecek hatalardan alıkoyuyor, doğrulara sevk ediyordu. Korkanlar, yüceliyordu.
Sevmek, benzemekti. Her haliyle, her sözüyle O’na benzemek… Yürürken O’nun gibi, susarken ve konuşurken O’nun gibi olmak… Bu benzemenin bir adı da “Sünnet”ti. O’nun sünnetine uyup O’na daha yakın olmak, O’na ulaşmak için verilen bir uğraştı sevmek.
Sevmek, solmaktı. Bu dünyada vurgun yemiş bir gül misali solmak, madden unutulmak, şeklen kaybolmaktı. Dünya denen sınav yerinde nefsi yenerek, onu soldurarak bedende alçalıp ruhta yükselmekti. Bu yükseliş makamdan, mevkiden, şöhretten daha hayırlıydı. Bu yükselişin durağı O’na varmak, O’nu bulmaktı.
Sevmek, yanmaktı Mecnunleyin. Çöllere düşmekti ilkin. Sonra zaten erilen, ummanın kendisiydi. Esas olan; diğerlerine çöl olanı, kendine yol seçmekti. Adım attığı çölde ayaklarını yakan, yüreğini acıtan kumlara- ki kumlar ve çöller her devirde vardır- O’na giden yolda oldukları için sabretmek, O’ndan başka her şeye kör olmaktı, gönül gözünü açıp hakikati gösteren bir körlükle…
Sevmek, ölmekti. İki türlü ölüm vardı sevgide: Biri O’nun uğruna ölmek, O’nu korumak pahasına. O’nun nezdinde, inancı uğruna ölmek Yasir ailesi gibi. Bu tür ölmek bir şahitliği de beraberinde getirir. Ölümü ölümsüzlüğe, manayı şehadete taşır. İkincisi ise; O’na kavuşacağını düşünerek severek ölmektir. Bu ölüm, şehadeti isteyip de eremeyenlerindi.
Sevmek, dirilmekti nihayetinde. O’nu seven, O’nunla doğruyu bulan insan, özüne kavuşan insandı. O’nun yolu İslâm’dı. İslâm insana; özüne varmayı, kaybettiği yanını bulmayı, içindeki iyiyi keşfetmeyi, uyuyan ruhunu uyandırmayı öğretir. Böylece ölü kalpler dirilirdi. Sevmek, ölürken bile diri kalmanın adıydı. Kendi ölse bile, ardında ölümsüz bir sevgisi vardı.
Görmeden sevenleri kurtaracak olan, Sevgili’nin onları kendine kardeş saymasıydı. Duydukları özlem, Sevgili’nin onlara olan özlemi yanında az kalırdı; ama Allah Rahman’dı. O kullarını, Sevgili’yi ve sevgiyi yaratandı. Hakkıyla sevenler asla darda kalmazdı.
Betül BOZOĞLU
Sevmeden görenler, görmeden sevenler… Bir de en müstesna olanlar; hem görme hem de sevme şerefine ulaşanlar vardı ki, onların makamı ulaşılamayacak olandı ve onlar ashâb-ı kiramdı. Bu şerefe onlardan sonra ulaşan olmadı, olamayacaktı.
Görmeden sevenler; ashâb-ı kiramın yolunda yürüyen ve onların ayak izlerini takip ederek en güzel yolu adımlamaya çalışanlardı. Bu yolda ilerlerken yol haritaları, kandilleri, azıkları hep o müstesnalardan kalan mirastı. Görmeden sevenlerle, sevmeden görenleri ayıran sevgi duvarıydı.
Sevgi, yürek lügatinde bir kelamdı ve sevmek her yürekte farklı bir anlam kazanandı. Sevmek, ilkin sadakatti Ebû Bekirleyin. Ne derse “doğru” demek, sorgulamadan ve düşünmeden bir an. Nereye çağırırsa gitmek ve bir anlık ayrılıkta dahi özlemekti. Ucunda ölüm bile olsa O’nunla hicret etmekti. Ali gibi yatağına yatmaktı ölüm pahasına. O’nunla ağlayıp, O’nunla gülmekti.
Sevmek, anmaktı. Bir an bile unutmamaktı. O’nu sevdiğini fısıldadıkça huzur bulmaktı. O’nu sadece fısıltıyla değil, haykırırcasına da anmak… Ve O’nu en kıymetli bulup sevdiği için; diğerlerinin de O’nun kıymetini anlamasını sağlamaktı. Böylece her ağızdan O’nun adı duyulacaktı. Nitekim O’nu dilinden düşürmeyenler o gün O’na en yakın olacaklardı.
Sevmek, korkmaktı. O’ndan değil, O’nu, O’nun sevgisini kaybetmekten korkmaktı. Öyle bir korkuydu ki bu; korkanı O’nu incitecek hatalardan alıkoyuyor, doğrulara sevk ediyordu. Korkanlar, yüceliyordu.
Sevmek, benzemekti. Her haliyle, her sözüyle O’na benzemek… Yürürken O’nun gibi, susarken ve konuşurken O’nun gibi olmak… Bu benzemenin bir adı da “Sünnet”ti. O’nun sünnetine uyup O’na daha yakın olmak, O’na ulaşmak için verilen bir uğraştı sevmek.
Sevmek, solmaktı. Bu dünyada vurgun yemiş bir gül misali solmak, madden unutulmak, şeklen kaybolmaktı. Dünya denen sınav yerinde nefsi yenerek, onu soldurarak bedende alçalıp ruhta yükselmekti. Bu yükseliş makamdan, mevkiden, şöhretten daha hayırlıydı. Bu yükselişin durağı O’na varmak, O’nu bulmaktı.
Sevmek, yanmaktı Mecnunleyin. Çöllere düşmekti ilkin. Sonra zaten erilen, ummanın kendisiydi. Esas olan; diğerlerine çöl olanı, kendine yol seçmekti. Adım attığı çölde ayaklarını yakan, yüreğini acıtan kumlara- ki kumlar ve çöller her devirde vardır- O’na giden yolda oldukları için sabretmek, O’ndan başka her şeye kör olmaktı, gönül gözünü açıp hakikati gösteren bir körlükle…
Sevmek, ölmekti. İki türlü ölüm vardı sevgide: Biri O’nun uğruna ölmek, O’nu korumak pahasına. O’nun nezdinde, inancı uğruna ölmek Yasir ailesi gibi. Bu tür ölmek bir şahitliği de beraberinde getirir. Ölümü ölümsüzlüğe, manayı şehadete taşır. İkincisi ise; O’na kavuşacağını düşünerek severek ölmektir. Bu ölüm, şehadeti isteyip de eremeyenlerindi.
Sevmek, dirilmekti nihayetinde. O’nu seven, O’nunla doğruyu bulan insan, özüne kavuşan insandı. O’nun yolu İslâm’dı. İslâm insana; özüne varmayı, kaybettiği yanını bulmayı, içindeki iyiyi keşfetmeyi, uyuyan ruhunu uyandırmayı öğretir. Böylece ölü kalpler dirilirdi. Sevmek, ölürken bile diri kalmanın adıydı. Kendi ölse bile, ardında ölümsüz bir sevgisi vardı.
Görmeden sevenleri kurtaracak olan, Sevgili’nin onları kendine kardeş saymasıydı. Duydukları özlem, Sevgili’nin onlara olan özlemi yanında az kalırdı; ama Allah Rahman’dı. O kullarını, Sevgili’yi ve sevgiyi yaratandı. Hakkıyla sevenler asla darda kalmazdı.
Betül BOZOĞLU
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur