Saat
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Yağmurlu Yazgılar
4 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Serbest Kürsü
1 sayfadaki 1 sayfası
Yağmurlu Yazgılar
“Sonbahar… Bu gece buğun düşmüş sanki yeryüzüne… Sade bir sarılık ve ıssız bir mavilik saklı kokunda. Bakışında, ağlamaklı, yağmurlu bir derinlik düğümlü gibi… Düşe benziyor, avuçlarındaki şu sönmüş sıcaklık…
Sonbahar, bil ki, buhurdanlıktır bu gece ruhum; hüzünlü gönüllere doğru uçacağım.
Ve sızacağım uykunun en çiçeksiz rüyasına…”
Neşeden yana solmuş yüzünü dalgın suların aynasında kaydıran, baharın en rüzgârlı yanıydın sen sonbahar… Senindi yazdan arta kalmış sıcaklık ve kıştan ödünç alınmış soğuklar…
Çiçek mevsiminin sonuna koyu sarı rengiyle iliştirilmiş bir dipnottun sanki… Sonların aslında ilkler kadar yakın olduğuna dair hafızalara düşülen bir şerhtin. Her seneye bir tane bahşedilen, her yılın alnında yağmurlu bir yazgıydın.
Söyle şimdi bana, imkânı var mıdır?
Kalbime değiverse de gri renkli kuşların kanatları, rüzgârda savrulan bir tohum gibi topraklarına düşsem. Çiçeklerin bu sarı yası gözlerinden gözlerime dokunsa da, unutulmuş bir yel gibi tohumların minik bedenlerine değip essem…
İmkânı var mıdır?
Kimi zaman sıcaklaşan gökyüzünün o mavi iltifatlarına dayanamayıp açan en son çiçeğin, benim rüyalarımın geciken baharının ilk çiçeği olsa…
İmkânı var mıdır?
Serçelerin hoplaya zıplaya yürüdüğü bahçe duvarlarına sessizce konuvermiş, suyu çekilen sarı yaprakları toplayıp içimde bir yerlerde biriktirsem… Biriktirsem de, vaktin bitimli olduğunun ve bir gün benim bedenimin de candan böyle azat edileceği bilgisini hem kalbimin hem de zihnimin başköşesine kazısam…
İmkanı var mıdır, ağaçların yeşilliğinden soyunmuş dallarına değen bütün pencereleri dolaşsam da, dallarda o iğreti ayrılığı bekleyen gözlerin hüznünü tek tek toplasam.
Kuru yaprakları uzun bir ipe tek tek geçirip o ipi bütün evlerin kapısına assam… Ev sahiplerine : “İşte bu yapraklar da bir zamanlar hiç kopmayacaklarını sandıkları dallarına yapışmış ince meltemlerle güneşi, güzel havalarda insanları seyredip seyr ü sefa ediyorlardı… Yanıbaşlarında duran sahiplendikleri meyvelerini şefkatle kucaklayıp esen yellere fırsat vermiyorlardı ” desem… Oysa sen sonbahar, bütün alımlı salınışları, meyveli ve güneşli zamanları hiç habersiz bir anda bölüverdin… Sararan benizlerinden önce can çekilir gibi oldu sonra kader onları, dala bağlandıkları en ince yanlarından koparıverdi… Aslında her insan da bir yaprak değil miydi dünya denilen bu koca dalın üzerinde? Değil mi ki, kaderin mevsimler arasına sakladığı herkese ait bir bahar sonu var, o zaman sen kuru çiçeklerinle mutlak sonu hatırlatan bir hüzünlü elçisin. İki bahar arasına sıkışmış yazdan önce açan taze çimenler, uçlarının kurumaya başlaması ile nasıl ki senin geleceğinden bahsediyorlarsa, yazdan sonra yavaşça ölen yaprakların da bir ilkbaharda yeniden canlanacaklarına dair içlerinde muştular taşımakta; öyle değil mi?
Solmaya güz tutmuş bir âlemsin sen, uyumaya yüz tutmuş canlılar senin koynunda, boşalmaya düş kurmuş gökyüzü tepende ve suya yanmış toprak ayaklarının altında… Yani şarkısız bir zaman gibisin. Sabahları günışığına takılıveren kuş cıvıltılarından yoksun, gönlü sarhoş eyleyen çiçek kokularından yoksul. Sarı yapraklar ve aç toprağa koşan yağmurlar… Kollarını yağan rahmetin serinliğine açmış, yoksunlukların yoksulluğuyla bahçelerde meçhullere karışmaya hazırlanan yalnız bir dervişsin. Seni asıl güzel kılan da, kaderinin sana bahşettiği bu yağmurlu yazgına kanaatkârlığın olsa gerek.
Herkes albenili renklere, parlak güneşe, gelinlikli tarlalara, zambaklı bahçelere taliptir de, söyle sonbahar sendeki gizli güzelliğe kim taliptir? Senin bu solmuş yüzün bana sonsuzluğu hatırlatır da, hep hüzne koyar kalbimi. Değil mi ki, seni böyle yaratan, hüzünlü kalpleri sever, o zaman, boynunu bükmüş çıplak dallı ağaçlarınla, rahmetle ıslanmış sarı yüzünle, mahcup edalarla yaprakları savuran yelinle sen de benim ilkbaharım ol…
Zuhal GEDİK
Sonbahar, bil ki, buhurdanlıktır bu gece ruhum; hüzünlü gönüllere doğru uçacağım.
Ve sızacağım uykunun en çiçeksiz rüyasına…”
Neşeden yana solmuş yüzünü dalgın suların aynasında kaydıran, baharın en rüzgârlı yanıydın sen sonbahar… Senindi yazdan arta kalmış sıcaklık ve kıştan ödünç alınmış soğuklar…
Çiçek mevsiminin sonuna koyu sarı rengiyle iliştirilmiş bir dipnottun sanki… Sonların aslında ilkler kadar yakın olduğuna dair hafızalara düşülen bir şerhtin. Her seneye bir tane bahşedilen, her yılın alnında yağmurlu bir yazgıydın.
Söyle şimdi bana, imkânı var mıdır?
Kalbime değiverse de gri renkli kuşların kanatları, rüzgârda savrulan bir tohum gibi topraklarına düşsem. Çiçeklerin bu sarı yası gözlerinden gözlerime dokunsa da, unutulmuş bir yel gibi tohumların minik bedenlerine değip essem…
İmkânı var mıdır?
Kimi zaman sıcaklaşan gökyüzünün o mavi iltifatlarına dayanamayıp açan en son çiçeğin, benim rüyalarımın geciken baharının ilk çiçeği olsa…
İmkânı var mıdır?
Serçelerin hoplaya zıplaya yürüdüğü bahçe duvarlarına sessizce konuvermiş, suyu çekilen sarı yaprakları toplayıp içimde bir yerlerde biriktirsem… Biriktirsem de, vaktin bitimli olduğunun ve bir gün benim bedenimin de candan böyle azat edileceği bilgisini hem kalbimin hem de zihnimin başköşesine kazısam…
İmkanı var mıdır, ağaçların yeşilliğinden soyunmuş dallarına değen bütün pencereleri dolaşsam da, dallarda o iğreti ayrılığı bekleyen gözlerin hüznünü tek tek toplasam.
Kuru yaprakları uzun bir ipe tek tek geçirip o ipi bütün evlerin kapısına assam… Ev sahiplerine : “İşte bu yapraklar da bir zamanlar hiç kopmayacaklarını sandıkları dallarına yapışmış ince meltemlerle güneşi, güzel havalarda insanları seyredip seyr ü sefa ediyorlardı… Yanıbaşlarında duran sahiplendikleri meyvelerini şefkatle kucaklayıp esen yellere fırsat vermiyorlardı ” desem… Oysa sen sonbahar, bütün alımlı salınışları, meyveli ve güneşli zamanları hiç habersiz bir anda bölüverdin… Sararan benizlerinden önce can çekilir gibi oldu sonra kader onları, dala bağlandıkları en ince yanlarından koparıverdi… Aslında her insan da bir yaprak değil miydi dünya denilen bu koca dalın üzerinde? Değil mi ki, kaderin mevsimler arasına sakladığı herkese ait bir bahar sonu var, o zaman sen kuru çiçeklerinle mutlak sonu hatırlatan bir hüzünlü elçisin. İki bahar arasına sıkışmış yazdan önce açan taze çimenler, uçlarının kurumaya başlaması ile nasıl ki senin geleceğinden bahsediyorlarsa, yazdan sonra yavaşça ölen yaprakların da bir ilkbaharda yeniden canlanacaklarına dair içlerinde muştular taşımakta; öyle değil mi?
Solmaya güz tutmuş bir âlemsin sen, uyumaya yüz tutmuş canlılar senin koynunda, boşalmaya düş kurmuş gökyüzü tepende ve suya yanmış toprak ayaklarının altında… Yani şarkısız bir zaman gibisin. Sabahları günışığına takılıveren kuş cıvıltılarından yoksun, gönlü sarhoş eyleyen çiçek kokularından yoksul. Sarı yapraklar ve aç toprağa koşan yağmurlar… Kollarını yağan rahmetin serinliğine açmış, yoksunlukların yoksulluğuyla bahçelerde meçhullere karışmaya hazırlanan yalnız bir dervişsin. Seni asıl güzel kılan da, kaderinin sana bahşettiği bu yağmurlu yazgına kanaatkârlığın olsa gerek.
Herkes albenili renklere, parlak güneşe, gelinlikli tarlalara, zambaklı bahçelere taliptir de, söyle sonbahar sendeki gizli güzelliğe kim taliptir? Senin bu solmuş yüzün bana sonsuzluğu hatırlatır da, hep hüzne koyar kalbimi. Değil mi ki, seni böyle yaratan, hüzünlü kalpleri sever, o zaman, boynunu bükmüş çıplak dallı ağaçlarınla, rahmetle ıslanmış sarı yüzünle, mahcup edalarla yaprakları savuran yelinle sen de benim ilkbaharım ol…
Zuhal GEDİK
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
Geri: Yağmurlu Yazgılar
Zuhal Gedik serisi yapıyorsun yağmurcum
hepside birbirinden değerli konular
hepside birbirinden değerli konular
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
MINE- Özel Üye
-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 344
Puanı : 276
Teşekkür : 36
Kayıt tarihi : 02/11/10
Yaş : 49
Nerden : GREECE
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Serbest Kürsü
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur