Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun”
4 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun”
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” hadisinin anlattıkları.
BEREKETLİ BİR hayat deyince aklıma gelen ilk isim, Resûlullah aleyhissalâtu vesselamdır.
Bir hayat ki, her anında bir ders, her sözünde bir hikmet vardır. Konuşması kadar, susması da bir ders ve hikmet yüklüdür üstelik.
Hayatı hakkında bin küsur yıldan beri binlerce kitap yazılmış olsa bile, her sene daha nice yeni kitap yazılmaktadır ona dair.
Sözleri binlerce cilt hadis kitabıyla kayıt altına alındığı gibi, bu hadislerle verdiği derslere dair de binlerce cilt kitap yazılmıştır ve hâlâ yazılmaktadır.
Öyle ki, onun tek bir sözünden mülhem, omurgasını onun tek bir hadisinin teşkil ettiği kitaplar vardır.
Böyle bereketli bir hayattır kudsî nebî aleyhissalâtu vesselamın hayatı.
Bin küsur yıldır milyarlarca mü’min onun hayatını kabiliyeti nisbetince yaşamaya talip olagelmiş; bin küsur yıldır milyonlarca ârif ve âlim onun hayatından yeni yeni dersler çıkaragelmiş; ve bin küsur yıldır bu kadar insanı manen doyuran o bereketli pınarın suyundan zerre eksilmemiştir.
Onun hayatından hâsıl olan bu berekete bakınca şeytanın ve hizbinin bin küsur yıldır onunla ve onun getirdiği nurla uğraşmayı en birinci iş edinmesi gözüme daha bir anlaşılır görünür.
Şu yeryüzünde milyarlarca insanın yüzünü yerden alıp semaya yönelten o usve-i hasene aleyhissalâtu vesselam ile uğraşmayıp da kiminle uğraşacaktır ki şeytan ve hizbi?
Ona haset etmeyip de kime haset edecektir?
Yakın bir zaman önce, onun hayatındaki berekete, onun her bir sözündeki hikmete dair taze bir nükte dünyama doldurunca, hem onun hayatındaki o bitimsiz bereketi bir kere daha müşahede ettim, hem şeytan ve hizbinin ona yönelik düşmanlığının ardındaki hasedi bir kez daha hissettim.
Hepimizin bir şekilde muhakkak haberdar olduğu bir hadisti dünyama dolan. Daha önce defalarca duyduğum, defalarca okuduğum, dilimin defalarca telaffuz ettiği bir hadis... Hadisin sadece tek bir kelimesinin içerdiği, daha önce fark etmediğim bir ders, beni günlerce düşündürdü ve aklıma başkaca hadislerin açıkça desteklediği bir büyük nebevî hikmeti fısıldadı.
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” hadisiydi söz konusu olan...
İnfakın önemine, kendinden geçmenin önemine, Allah’ın ona verdiğini Allah’ın ihtiyaç üzere olan başkaca kullarıyla paylaşmanın önemine dair açık bir ders yüklüydü bu hadis. Aza-çoğa, büyüğe-küçüğe bakmadan, Allah için başkalarına vermenin önemini bize haber veriyordu.
İyi de, hadis niye ‘yarım hurma’dan söz ediyordu. Bu dersi vermesi için ‘bir hurma bile olsa’ da diyemez miydi kudsî nebî? Niye “Bir hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” dememişti de, “Yarım hurmayla bile olsa, kendinizi ateşten koruyun” demişti?
Bu sorunun izini sürdüğümde gördüğüm, bir hikmet ve denge dersiydi. Bölünmemiş tek bir hurmanın zihinde uyandıracağı bir “ya hep ya hiç” çağrışımına bedel, ‘yarım hurma’ bir paylaşmanın haberini veriyordu bize. Elindeki tek hurmayı bir başkasına vermek elbette büyük bir hasletti ama, Resûlullah aleyhissalâtu vesselam ‘yarım hurma’dan söz ederek hem nefsimize karşı da sorumlu olduğumuz ders veriyor, hem de tıpkı “Amellerin en hayırlısı az ama devamlı olanıdır” hadisinde olduğu üzere ‘kanun-u fıtrat’a muvafık bir infak yolunu bize gösteriyordu.
Elinde kalan tek hurmayı bir başkasına vermek, elindeki son imkânı bir başka mü’min için kullanmak; bunlar güzel hasletlerdi, ama bu şekilde bir infak çabasının devamlı ve kalıcı olması kuşkuluydu. Çünkü işin içinde insanın kendi nefsinin veya vücudunun fıtrî ihtiyacını gözardı etmesi gibi bir ‘zorakilik,’ bir ‘kanun-u fıtrata muhalefet’ halini de içeriyordu.
Kendisi aç halde bugün elindeki son hurmayı bir başkasına veren, yarın da aynısını yapan kişinin hep böyle gideceğinin garantisi yoktu. Bilakis kendi vücudunun ihtiyacını bu kadar görmezden gelmenin ve nefse bu kadar yüklenmenin akıbeti, örneklerine hayat içinde çokça tecrübe edildiği üzere, bir müddet bu duruma tahammül ettikten sonra bir kopma anını müteakip sırf kendi-merkezli bir hayata savrulmaktı. İnsanın kendisi de etten ve kemikten ibaret olduğuna ve onun da yemeye-içmeye ihtiyacı olduğuna göre, sırf başkası-merkezli müfrit bir hayat tasavvurunun gelip dayanacağı nokta sırf kendi-merkezli bir tefrite yuvarlanmaktı.
Oysa kudsî nebî, böyle bir anlayışın kendisini mazur göreceği bir ifade olarak ‘bir hurma’ yerine ‘yarım hurma’dan söz etmekle, insana bu iki uç nokta arasında bir dengenin dersini veriyordu. Ortada infak edilecek bir ‘yarım hurma’ varsa, bu, hurmanın diğer yarısını ayırıp kendimizin yediğinin işareti değil miydi? Resûlullah aleyhissalâtu vesselam, kendisini merkeze almayan ama kendi nefsinin ve vücudunun ihtiyacını görmezden de gelmeyen bir orta noktaya çağırıyordu bizi.
Bir bakıma, İsrâ suresinde verilen bir dersin; elini omzuna asıp Allah’ın ona verdiğinden başkalarını mahrum etmekten de, elinde avucunda ne varsa hepsini dağıtmaktan da uzak bir denge noktasında infak etme dersinin bir yansımasıydı bu hadisin ‘yarım hurma’sı. Ne kendini unut, ne de kendinde kal. Yarım hurmayla kendi nefsini sustur, diğer yarım ile de başka nefislerin ihtiyacına yetiş...
Yücel Erdoğan
BEREKETLİ BİR hayat deyince aklıma gelen ilk isim, Resûlullah aleyhissalâtu vesselamdır.
Bir hayat ki, her anında bir ders, her sözünde bir hikmet vardır. Konuşması kadar, susması da bir ders ve hikmet yüklüdür üstelik.
Hayatı hakkında bin küsur yıldan beri binlerce kitap yazılmış olsa bile, her sene daha nice yeni kitap yazılmaktadır ona dair.
Sözleri binlerce cilt hadis kitabıyla kayıt altına alındığı gibi, bu hadislerle verdiği derslere dair de binlerce cilt kitap yazılmıştır ve hâlâ yazılmaktadır.
Öyle ki, onun tek bir sözünden mülhem, omurgasını onun tek bir hadisinin teşkil ettiği kitaplar vardır.
Böyle bereketli bir hayattır kudsî nebî aleyhissalâtu vesselamın hayatı.
Bin küsur yıldır milyarlarca mü’min onun hayatını kabiliyeti nisbetince yaşamaya talip olagelmiş; bin küsur yıldır milyonlarca ârif ve âlim onun hayatından yeni yeni dersler çıkaragelmiş; ve bin küsur yıldır bu kadar insanı manen doyuran o bereketli pınarın suyundan zerre eksilmemiştir.
Onun hayatından hâsıl olan bu berekete bakınca şeytanın ve hizbinin bin küsur yıldır onunla ve onun getirdiği nurla uğraşmayı en birinci iş edinmesi gözüme daha bir anlaşılır görünür.
Şu yeryüzünde milyarlarca insanın yüzünü yerden alıp semaya yönelten o usve-i hasene aleyhissalâtu vesselam ile uğraşmayıp da kiminle uğraşacaktır ki şeytan ve hizbi?
Ona haset etmeyip de kime haset edecektir?
Yakın bir zaman önce, onun hayatındaki berekete, onun her bir sözündeki hikmete dair taze bir nükte dünyama doldurunca, hem onun hayatındaki o bitimsiz bereketi bir kere daha müşahede ettim, hem şeytan ve hizbinin ona yönelik düşmanlığının ardındaki hasedi bir kez daha hissettim.
Hepimizin bir şekilde muhakkak haberdar olduğu bir hadisti dünyama dolan. Daha önce defalarca duyduğum, defalarca okuduğum, dilimin defalarca telaffuz ettiği bir hadis... Hadisin sadece tek bir kelimesinin içerdiği, daha önce fark etmediğim bir ders, beni günlerce düşündürdü ve aklıma başkaca hadislerin açıkça desteklediği bir büyük nebevî hikmeti fısıldadı.
“Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” hadisiydi söz konusu olan...
İnfakın önemine, kendinden geçmenin önemine, Allah’ın ona verdiğini Allah’ın ihtiyaç üzere olan başkaca kullarıyla paylaşmanın önemine dair açık bir ders yüklüydü bu hadis. Aza-çoğa, büyüğe-küçüğe bakmadan, Allah için başkalarına vermenin önemini bize haber veriyordu.
İyi de, hadis niye ‘yarım hurma’dan söz ediyordu. Bu dersi vermesi için ‘bir hurma bile olsa’ da diyemez miydi kudsî nebî? Niye “Bir hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun” dememişti de, “Yarım hurmayla bile olsa, kendinizi ateşten koruyun” demişti?
Bu sorunun izini sürdüğümde gördüğüm, bir hikmet ve denge dersiydi. Bölünmemiş tek bir hurmanın zihinde uyandıracağı bir “ya hep ya hiç” çağrışımına bedel, ‘yarım hurma’ bir paylaşmanın haberini veriyordu bize. Elindeki tek hurmayı bir başkasına vermek elbette büyük bir hasletti ama, Resûlullah aleyhissalâtu vesselam ‘yarım hurma’dan söz ederek hem nefsimize karşı da sorumlu olduğumuz ders veriyor, hem de tıpkı “Amellerin en hayırlısı az ama devamlı olanıdır” hadisinde olduğu üzere ‘kanun-u fıtrat’a muvafık bir infak yolunu bize gösteriyordu.
Elinde kalan tek hurmayı bir başkasına vermek, elindeki son imkânı bir başka mü’min için kullanmak; bunlar güzel hasletlerdi, ama bu şekilde bir infak çabasının devamlı ve kalıcı olması kuşkuluydu. Çünkü işin içinde insanın kendi nefsinin veya vücudunun fıtrî ihtiyacını gözardı etmesi gibi bir ‘zorakilik,’ bir ‘kanun-u fıtrata muhalefet’ halini de içeriyordu.
Kendisi aç halde bugün elindeki son hurmayı bir başkasına veren, yarın da aynısını yapan kişinin hep böyle gideceğinin garantisi yoktu. Bilakis kendi vücudunun ihtiyacını bu kadar görmezden gelmenin ve nefse bu kadar yüklenmenin akıbeti, örneklerine hayat içinde çokça tecrübe edildiği üzere, bir müddet bu duruma tahammül ettikten sonra bir kopma anını müteakip sırf kendi-merkezli bir hayata savrulmaktı. İnsanın kendisi de etten ve kemikten ibaret olduğuna ve onun da yemeye-içmeye ihtiyacı olduğuna göre, sırf başkası-merkezli müfrit bir hayat tasavvurunun gelip dayanacağı nokta sırf kendi-merkezli bir tefrite yuvarlanmaktı.
Oysa kudsî nebî, böyle bir anlayışın kendisini mazur göreceği bir ifade olarak ‘bir hurma’ yerine ‘yarım hurma’dan söz etmekle, insana bu iki uç nokta arasında bir dengenin dersini veriyordu. Ortada infak edilecek bir ‘yarım hurma’ varsa, bu, hurmanın diğer yarısını ayırıp kendimizin yediğinin işareti değil miydi? Resûlullah aleyhissalâtu vesselam, kendisini merkeze almayan ama kendi nefsinin ve vücudunun ihtiyacını görmezden de gelmeyen bir orta noktaya çağırıyordu bizi.
Bir bakıma, İsrâ suresinde verilen bir dersin; elini omzuna asıp Allah’ın ona verdiğinden başkalarını mahrum etmekten de, elinde avucunda ne varsa hepsini dağıtmaktan da uzak bir denge noktasında infak etme dersinin bir yansımasıydı bu hadisin ‘yarım hurma’sı. Ne kendini unut, ne de kendinde kal. Yarım hurmayla kendi nefsini sustur, diğer yarım ile de başka nefislerin ihtiyacına yetiş...
Yücel Erdoğan
Geri: “Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun”
Resûlullah aleyhissalâtu vesselam ‘yarım hurma’dan söz ederek hem nefsimize karşı da sorumlu olduğumuz ders veriyor, hem de tıpkı “Amellerin en hayırlısı az ama devamlı olanıdır” hadisinde olduğu üzere ‘kanun-u fıtrat’a muvafık bir infak yolunu bize gösteriyordu.
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
Geri: “Yarım hurmayla da olsa, kendinizi ateşten koruyun”
evet kardeşim infakta miktar yoktur .yani az verdiyimizi küçük görmeyelim .rabbim emirleriyle kalbi mutmain olanlardan eylesin .
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur