Saat
Similar topics
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
“Allah sizi affetsin istemez misiniz?
+2
İslamcokguzel
aytendeniz
6 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Yüce Yaradanımız Allah (c.c.)
1 sayfadaki 1 sayfası
“Allah sizi affetsin istemez misiniz?
Uzun süredir görmediğim bir arkadaşımı ziyaret etmek istedim. Köşe bucak aradım, evde uygun bir hediye bulamadım. Çarşıya çıkmak için ne zamanım ne de imkanım vardı.
Birden aklıma bir gün önce okuduğum ve çok etkilendiğim ayetin tefsiri geldi.
İçimi tatlı bir huzur kapladı. “Neden olmasın?” deyip hemen bir kopyasını alıp çantama yerleştirdim.Mükellef bir kahvaltı sonunda arkadaşıma durumu izah ederek kendisine değişik bir hediye getirdiğimi söyledim.
Ve okumaya başladım; okudukça bende uyandırdığı heyecanın kat be kat fazlasını hissettiğini görünce çok şaşırdım.“Her canlı, ölümü tadacaktır.
Nasıl davranacağınızı görelim diye sizi hem kötülükle ve hem de iyilikle sınavdan geçiririz. Sonunda bize döneceksiniz.” (Enbiya, 35)Ayetin tefsirini Fi Zilal il Kur’an’dan okumaya devam ettikçe rahatladığını hissediyordum.
Hediyeleşmenin verdiği mutluluk içinde sohbetimizi sürdürdük.“Kötülükle sınamak anlaşılır bir şeydir. Sınanan kişinin dayanma gücünü, sıkıntı anında sabretmesini Rabb’ine bağlılığının derecesini, O’nun rahmetine olan ümidinin boyutunu ortaya çıkarma amacına yöneliktir.Kimi insanlar iyilikle sınamanın kötülükle sınamadan daha hafif olduğunu düşünseler bile iyilikle, nimetle sınamanın ağırlığı daha fazladır.
Kötülükle sınanmaya katlanan çok olur ama iyilikle sınanmanın zorluklarına dayanan çok az kimse vardır.
İşkencelere, eziyetlere katlanan, korkuya kapılmadan sabreden çok kimse vardır.
Savrulan tehditlere, gözdağı vermelere aldırmadan direnen çok insan vardır. Ama yeterli donatıma, güce ve silaha sahip olmak, bunun yanında güvenli bir hayat sürdürmek, başarma imkânı çok zor olan bir sınama şeklidir.
Bu durumdayken insanları kendi ihtiraslarına kul-köle yapmadan insanı tembelliğe, bezginliğe sürükleyen konfora yenik düşmeden ayakta durabilen çok az kimse vardır.
Zorlukla sınama büyüklük duygusunu harekete geçirir. Direnci arttırır, sinirleri güçlendirir, insanın bütün gücünü geleceğin zorluklarına ve ona karşı koymaya hazırlar.Ama rahatlık, sinirleri gevşetir, onları uyuşturur, uyanma ve direnme yeteneğini kaybettirir.
Bunun için birçokları sıkıntılı aşamaları başarıyla geçtikleri halde, biraz rahatlığa kavuşunca imtihana yenik düşerler. Bu, insanların temel özelliğidir. Yüce Allah’ın koruduğu kimseler hariç... Onlar hakkında Allah’ın Peygamberi şöyle
buyurmaktadır:“Mü’minin işleri hayret vericidir. Çünkü her işi iyiliktir onun. Ve mü’minden başkası da böyle değildir. Mü’min bolluğa erişecek olursa, şükreder bu onun için iyiliktir. Bir sıkıntıya düşecek olursa sabreder, bu da onun için iyiliktir.”
(Müslim) Ama sayıları çok azdır bunların.Kişinin iyilikle sınanırken kötülükle sınandığı zamandan daha çok uyanık olması gerekir.
Her iki durumda da başarılı olmanın garantisi Allah’a bağlılıktır.”Konu aydınlanınca “Bana o kadar güzel bir hediye getirdin ki; bendeki tezahürünü asla tahmin edemezsin. İki gündür içinde bulunduğum karanlığı aydınlattın. Allah senden razı olsun.” derken eline aldığı kağıt mendille gözlerinden akan seli durdurmaya çalışıyordu.
Biraz sakinleşince, söylediklerinden, çok severek çalıştığı yerde bazı sorunlar yaşadığı anlaşılıyordu.Bir sivil toplum kuruluşunda profesyonel olarak ancak gönüllü ruhuyla hem dünya hem de ahiret azığını toplamaya çalışırken bir an kendini bir dedikodu içinde bulmuş.
Zaten çok ince olan kalbi bir an tuz buz olmuş. Kırılan kalbi ile incecik gönüllü ruhu arasında kalakalmış.
Bir tarafta haksızlığa uğradığı için kırık bir kalp; diğer tarafta canı gönülden annelik, ablalık ettiği yoksulların duaları ve mutlulukları...
Ne yapacağını bilemeden geçen birkaç gün. Tam böyle bir günde karşısında Allah kelâmının kendisine hitap ettiğini duymak ve o mübarek sözlerin sıcaklığını hissetmek...
Mutluluğun en güzeli...Aslında yaşadığı şey ülkemizde sivil toplum kuruluşlarında çok sık yaşanan nahoş fakat olağan bir durumdu.Zira ülkemizde bir çok kişi güzel amaç ve ideallerle bir araya gelerek dernek veya vakıf kurmakta; ancak kısa sürede dedikodu ve üyeler arasında haset ve güven eksikliğinden dolayı arzulanan sonuca ulaşma fırsatı bulamadan tabela kuruluşu olmaktan kurtulamamaktadır.
Sivil toplum kuruluşlarında başarılı bir çalışma ortamının oluşmamasındaki en büyük engel “benlik” duygusunun asıl amacın önüne geçmesidir. Maddi/manevi gücün ve zamanın iyi kullanılması için plan ve programların iyi yapılması amaçlanan iyi sonuca ulaşmanın en iyi yoludur. Böylece gönüllü, amatör/profesyonel herkesin kendi maddi/manevi gücünün farkında olarak çalışması ile kurumlar daha başarılı, toplumsal hayat daha huzurlu olacaktır.
İyi bir sivil toplum kuruluşu toplumun sosyal ve toplumsal yapısına uygun olandır. Ancak bu konularda da istismara uğramak marjinal kişi ve kuruluşlar tarafından kullanılarak asıl amaçtan uzaklaşmak gibi tehlikelerle karşılaşmak mümkün olabilmektedir.
Bu nedenle kurum üyeleri her zaman uyanık olmalı, amaçtan uzaklaşmamak için azami çaba sarf etmelidir.Velhasıl ayet-i Kerime’de de belirtildiği gibi sivil toplum kuruluşlarında üyeler iyilikle imtihan olmaktadır. Böyle yüksek değerlere sahip olan kişilerin önüne çıkan güçlükler karşısında dirayetli olmak iyilikte sabrederek şeytanın bacağını kırmak için ahlak kurallarını iyi kavrayıp uygulamaları gerekmektedir.
İyiliğe sabrederek toplum içindeki olumsuzlukların fark edilmesine, anlaşılmasına ve kaldırılmasına bir nebze olsun yardım edebilmenin dünyevi ve uhrevi huzurunu yaşamak, iyi ve güzel niyetlerle yola çıkan her sivil toplum üyesinin kazancı olmalıdır.
Aksaklıkların önemli bir nedeni de “Nasıl olsa birileri çalışıyor; ben olmasam da olur.” zihniyeti ile çalışmalara katılmayı ihmal etmektir ki çoğu kez bu tavır üyeler arasında huzursuzluğa neden olur. Oysa “Ben yoksam kimse yoktur.” zihniyeti ile çalışmaları aksatmamak , amaca ulaşmanın her aşamasında aynı heyecan ve özeni göstermek başarılı olmanın en güzel yoludur.
Yaşadığımız süre içinde bazen elimizde olmayan ve nefsimize çok ağır gelen bir konudan dolayı yaptığımız iyi işlerle imtihan olabiliriz. Tıpkı İfk hadisesinde Hz. Ebu Bekir (ra) gibi. Bir sadık dost, bir baba olarak karşılaştığı iftiranın acısı çok büyüktü. Üstelik canı gönülden her türlü yardımını esirgemediği bir akrabası da müfteriler safında dedikoduları yaymayı sürdüyordu.
Mistah b. Esase (r.a.) münafıkların iftiralarına inanarak müminler arasında dedikodu yapan birkaç müminden biri olunca Hz. Ebu Bekir (ra) bu yardımı keseceğine dair yemin etmişti.Hz. Aişe (r.a.) bu hadiseyi şöyle anlatmaktadır:
“Mistah b. Esase’ye mali yardımda bulunan babam Ebubekir (r.a.) ‘Aişe’ye attığı iftiradan sonra Mistah’a hiçbir zaman mali yardımda bulunmayacağım’ dedi. Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti indirdi:“Aranızdaki erdemli ve varlıklı kimseler yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda yurtlarından göç edenlere yardım etmeyeceklerine yemin etmesinler.
Affetsinler, işlenen kusurları görmezden gelsinler. Allah sizi affetsin, istemez misiniz? Allah affedicidir, merhametlidir.” (Nur, 22)Bunun üzerine babam Ebubekir (r.a.) “Evet; vallahi ben, Allah’ın beni affetmesini isterim.” dedi.
Mistah’a yaptığı yardımı tekrar başlattı ve “Bu yardımı hiçbir zaman kesmeyeceğim.” dedi.”Bu ayet, hem Ebubekir (r.a.)’e, hem de diğer mü’minlere kendilerinin hata işlediklerini sonra da Allah’ın kendilerini bağışlamasını arzuladıklarını hatırlatıyor. Şu halde, kendileri için arzuladıkları şeyi aralarındaki ilişkilerde de uygulasınlar.
Suç işlemiş olsalar bile, kötülük yapsalar bile hakeden birine yönelik iyiliği kesmeye yemin etmesinler.“Allah sizi affetsin istemez misiniz? Allah affedicidir, merhametlidir.” [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Birden aklıma bir gün önce okuduğum ve çok etkilendiğim ayetin tefsiri geldi.
İçimi tatlı bir huzur kapladı. “Neden olmasın?” deyip hemen bir kopyasını alıp çantama yerleştirdim.Mükellef bir kahvaltı sonunda arkadaşıma durumu izah ederek kendisine değişik bir hediye getirdiğimi söyledim.
Ve okumaya başladım; okudukça bende uyandırdığı heyecanın kat be kat fazlasını hissettiğini görünce çok şaşırdım.“Her canlı, ölümü tadacaktır.
Nasıl davranacağınızı görelim diye sizi hem kötülükle ve hem de iyilikle sınavdan geçiririz. Sonunda bize döneceksiniz.” (Enbiya, 35)Ayetin tefsirini Fi Zilal il Kur’an’dan okumaya devam ettikçe rahatladığını hissediyordum.
Hediyeleşmenin verdiği mutluluk içinde sohbetimizi sürdürdük.“Kötülükle sınamak anlaşılır bir şeydir. Sınanan kişinin dayanma gücünü, sıkıntı anında sabretmesini Rabb’ine bağlılığının derecesini, O’nun rahmetine olan ümidinin boyutunu ortaya çıkarma amacına yöneliktir.Kimi insanlar iyilikle sınamanın kötülükle sınamadan daha hafif olduğunu düşünseler bile iyilikle, nimetle sınamanın ağırlığı daha fazladır.
Kötülükle sınanmaya katlanan çok olur ama iyilikle sınanmanın zorluklarına dayanan çok az kimse vardır.
İşkencelere, eziyetlere katlanan, korkuya kapılmadan sabreden çok kimse vardır.
Savrulan tehditlere, gözdağı vermelere aldırmadan direnen çok insan vardır. Ama yeterli donatıma, güce ve silaha sahip olmak, bunun yanında güvenli bir hayat sürdürmek, başarma imkânı çok zor olan bir sınama şeklidir.
Bu durumdayken insanları kendi ihtiraslarına kul-köle yapmadan insanı tembelliğe, bezginliğe sürükleyen konfora yenik düşmeden ayakta durabilen çok az kimse vardır.
Zorlukla sınama büyüklük duygusunu harekete geçirir. Direnci arttırır, sinirleri güçlendirir, insanın bütün gücünü geleceğin zorluklarına ve ona karşı koymaya hazırlar.Ama rahatlık, sinirleri gevşetir, onları uyuşturur, uyanma ve direnme yeteneğini kaybettirir.
Bunun için birçokları sıkıntılı aşamaları başarıyla geçtikleri halde, biraz rahatlığa kavuşunca imtihana yenik düşerler. Bu, insanların temel özelliğidir. Yüce Allah’ın koruduğu kimseler hariç... Onlar hakkında Allah’ın Peygamberi şöyle
buyurmaktadır:“Mü’minin işleri hayret vericidir. Çünkü her işi iyiliktir onun. Ve mü’minden başkası da böyle değildir. Mü’min bolluğa erişecek olursa, şükreder bu onun için iyiliktir. Bir sıkıntıya düşecek olursa sabreder, bu da onun için iyiliktir.”
(Müslim) Ama sayıları çok azdır bunların.Kişinin iyilikle sınanırken kötülükle sınandığı zamandan daha çok uyanık olması gerekir.
Her iki durumda da başarılı olmanın garantisi Allah’a bağlılıktır.”Konu aydınlanınca “Bana o kadar güzel bir hediye getirdin ki; bendeki tezahürünü asla tahmin edemezsin. İki gündür içinde bulunduğum karanlığı aydınlattın. Allah senden razı olsun.” derken eline aldığı kağıt mendille gözlerinden akan seli durdurmaya çalışıyordu.
Biraz sakinleşince, söylediklerinden, çok severek çalıştığı yerde bazı sorunlar yaşadığı anlaşılıyordu.Bir sivil toplum kuruluşunda profesyonel olarak ancak gönüllü ruhuyla hem dünya hem de ahiret azığını toplamaya çalışırken bir an kendini bir dedikodu içinde bulmuş.
Zaten çok ince olan kalbi bir an tuz buz olmuş. Kırılan kalbi ile incecik gönüllü ruhu arasında kalakalmış.
Bir tarafta haksızlığa uğradığı için kırık bir kalp; diğer tarafta canı gönülden annelik, ablalık ettiği yoksulların duaları ve mutlulukları...
Ne yapacağını bilemeden geçen birkaç gün. Tam böyle bir günde karşısında Allah kelâmının kendisine hitap ettiğini duymak ve o mübarek sözlerin sıcaklığını hissetmek...
Mutluluğun en güzeli...Aslında yaşadığı şey ülkemizde sivil toplum kuruluşlarında çok sık yaşanan nahoş fakat olağan bir durumdu.Zira ülkemizde bir çok kişi güzel amaç ve ideallerle bir araya gelerek dernek veya vakıf kurmakta; ancak kısa sürede dedikodu ve üyeler arasında haset ve güven eksikliğinden dolayı arzulanan sonuca ulaşma fırsatı bulamadan tabela kuruluşu olmaktan kurtulamamaktadır.
Sivil toplum kuruluşlarında başarılı bir çalışma ortamının oluşmamasındaki en büyük engel “benlik” duygusunun asıl amacın önüne geçmesidir. Maddi/manevi gücün ve zamanın iyi kullanılması için plan ve programların iyi yapılması amaçlanan iyi sonuca ulaşmanın en iyi yoludur. Böylece gönüllü, amatör/profesyonel herkesin kendi maddi/manevi gücünün farkında olarak çalışması ile kurumlar daha başarılı, toplumsal hayat daha huzurlu olacaktır.
İyi bir sivil toplum kuruluşu toplumun sosyal ve toplumsal yapısına uygun olandır. Ancak bu konularda da istismara uğramak marjinal kişi ve kuruluşlar tarafından kullanılarak asıl amaçtan uzaklaşmak gibi tehlikelerle karşılaşmak mümkün olabilmektedir.
Bu nedenle kurum üyeleri her zaman uyanık olmalı, amaçtan uzaklaşmamak için azami çaba sarf etmelidir.Velhasıl ayet-i Kerime’de de belirtildiği gibi sivil toplum kuruluşlarında üyeler iyilikle imtihan olmaktadır. Böyle yüksek değerlere sahip olan kişilerin önüne çıkan güçlükler karşısında dirayetli olmak iyilikte sabrederek şeytanın bacağını kırmak için ahlak kurallarını iyi kavrayıp uygulamaları gerekmektedir.
İyiliğe sabrederek toplum içindeki olumsuzlukların fark edilmesine, anlaşılmasına ve kaldırılmasına bir nebze olsun yardım edebilmenin dünyevi ve uhrevi huzurunu yaşamak, iyi ve güzel niyetlerle yola çıkan her sivil toplum üyesinin kazancı olmalıdır.
Aksaklıkların önemli bir nedeni de “Nasıl olsa birileri çalışıyor; ben olmasam da olur.” zihniyeti ile çalışmalara katılmayı ihmal etmektir ki çoğu kez bu tavır üyeler arasında huzursuzluğa neden olur. Oysa “Ben yoksam kimse yoktur.” zihniyeti ile çalışmaları aksatmamak , amaca ulaşmanın her aşamasında aynı heyecan ve özeni göstermek başarılı olmanın en güzel yoludur.
Yaşadığımız süre içinde bazen elimizde olmayan ve nefsimize çok ağır gelen bir konudan dolayı yaptığımız iyi işlerle imtihan olabiliriz. Tıpkı İfk hadisesinde Hz. Ebu Bekir (ra) gibi. Bir sadık dost, bir baba olarak karşılaştığı iftiranın acısı çok büyüktü. Üstelik canı gönülden her türlü yardımını esirgemediği bir akrabası da müfteriler safında dedikoduları yaymayı sürdüyordu.
Mistah b. Esase (r.a.) münafıkların iftiralarına inanarak müminler arasında dedikodu yapan birkaç müminden biri olunca Hz. Ebu Bekir (ra) bu yardımı keseceğine dair yemin etmişti.Hz. Aişe (r.a.) bu hadiseyi şöyle anlatmaktadır:
“Mistah b. Esase’ye mali yardımda bulunan babam Ebubekir (r.a.) ‘Aişe’ye attığı iftiradan sonra Mistah’a hiçbir zaman mali yardımda bulunmayacağım’ dedi. Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti indirdi:“Aranızdaki erdemli ve varlıklı kimseler yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda yurtlarından göç edenlere yardım etmeyeceklerine yemin etmesinler.
Affetsinler, işlenen kusurları görmezden gelsinler. Allah sizi affetsin, istemez misiniz? Allah affedicidir, merhametlidir.” (Nur, 22)Bunun üzerine babam Ebubekir (r.a.) “Evet; vallahi ben, Allah’ın beni affetmesini isterim.” dedi.
Mistah’a yaptığı yardımı tekrar başlattı ve “Bu yardımı hiçbir zaman kesmeyeceğim.” dedi.”Bu ayet, hem Ebubekir (r.a.)’e, hem de diğer mü’minlere kendilerinin hata işlediklerini sonra da Allah’ın kendilerini bağışlamasını arzuladıklarını hatırlatıyor. Şu halde, kendileri için arzuladıkları şeyi aralarındaki ilişkilerde de uygulasınlar.
Suç işlemiş olsalar bile, kötülük yapsalar bile hakeden birine yönelik iyiliği kesmeye yemin etmesinler.“Allah sizi affetsin istemez misiniz? Allah affedicidir, merhametlidir.” [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
mahser- Özel Üye
-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 542
Puanı : 281
Teşekkür : 42
Kayıt tarihi : 24/10/10
Geri: “Allah sizi affetsin istemez misiniz?
guzel bir yazi,sagolasin ablam..
MINE- Özel Üye
-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 344
Puanı : 276
Teşekkür : 36
Kayıt tarihi : 02/11/10
Yaş : 49
Nerden : GREECE
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Yüce Yaradanımız Allah (c.c.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur