Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Aşk makaminda muhabbet..
4 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Aşk makaminda muhabbet..
[color=blue][Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Aşk şiddetli bir sevgidir sevilene karşı muhabbet etmektir sevgiliyle..Muhabbet ise her şeyini bağışlamaktır kendine de sende olan hiçbir şeyi bırakmamandır..Muhabbetin üç hali vardır: Birincisi; bu fiili bir sevgidir.ın kendilerine ihsan ettiği nimetlere karşı duyulan bir teşekkurdur.İkincisi; kalbin ’ın cemaline azametinekudretine ilmine duyulan bir muhabbettir.üçüncüsü: ’ı sevmenin kadîm olduğunu bilmekten ve anlamaktan doğar işte bu şekilde ’ı bir sebebe bağlı olmaksızın sevmek. Bu şekildeki sevgi sıddîkler ve âriflerinkidir."
“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
Muhammedisiz muhabbetten ne hasıl.”.
Aşk ehli böyle söylemiş..onsuz ne muhabbetin adı ne de tadı var.Muhabbeti Muhammed’den öğrenenler ölmemenin sırrını da öğrenmiş oldular. İşte onlardan biri bu sırrı şu dizelerle açığa vurdu:
Âşık öldü diye salâ verirler
Ölen ten imiş âşıklar ölmez .
Muhabbetin merkezi dilden ziyade gönüldür.Çünkü gönül öyle yüce bir makam ki kendisine ilişen alçaklığı bile elinden tutup katına yüceltir..Gönül ki ’ın evidir aşkın her çeşidine itibar eder.Gönlüyle değilde gözüyle birşeyleri görmeye çalışan aşkı bilir mi acep? Bir kuru yakınlaşmayı ilgiyi arzuyu aşk sanarak avutur sadece..aşk bu mu sizce? ya da bir Cemal’ e kul bir Ahmed’e köle bir Leyla’ya deli bir ışığa pervane olmayan için aşk nedir acaba?
Dağı seven ve dağ tarafından sevildiğini farkeden bir yürek nasıl bir yürektir? Bu insanı yürekten sarsan muhabbet dersinin bizim özlemeyen sızlamayan yanmayan inlemeyen sevmeyen duyarsız taşlaşmış ve hatta taştan daha da katılaşmış yüreklerimizde yaptığı yankı nedir?
ask-makaminda-muhabbet
Mecnun Leyla’ya sevgisinden deli-divane olur. Çöllere düşer. Gözleri Leyla’ya benziyor diye çölde ceylanlarla arkadaş olur. Bir gün bulunduğu yere bir köpek gelir. Kimse ilgilenmezken Mecnun köpeğe büyük ilgi gösterir. Niye böyle yaptığını sorarlar "Siz bilmiyorsunuz bu köpek Leyla’nın diyarından gelmiştir" der. Neticede Leyla’yla bir araya geldiğinde hayır der Leyla sen değilsin. "Sen yürü Leyla ki ben Mevla’yı buldum." Der. Böylece kendisindeki mecazî aşk gerçek aşka inkılap eder.
ne varlığa sevinirim
ne yokluğa yerinirim
aşkın ile avunurum
bana seni gerek seni
Yunus Emre’ye böyle dedirten aşkta aynı ilahi aşktır..
Aşkın beşerilikten ilahilik ifade etmesi için ve yahut o makama yükselmesi için ;bir insanIn eşine ve yahut da bir başkasına beslediği aşk-i mecazi var. Daha sonra bu insan Aşk-i İlahi‘ye yükseliyor. Bu hal ailesine karşı olan aşkında bir düşme göstermeyecektir. İlahi aşkın içerisinde beşeri aşkın cüzleri zaten mevcuttur. İlahi aşka vasıl olmak bilakis beşeri aşkların temelini sağlamlaştırır. Denizin içinde damla vardır; ama deniz damladan ibaret değildir. Bugün aşkla ibadet edebilen bir insan yarin ibadet eder gibi aşık olabilir. Bugünkü isini aşkla yapan da ayni isi yarin aşk ile yapamayabilir.
Her şeyden evvel "aşk" fikrî bir mesele değildir; hâlî ve vicdanîdir. Yani matematiğin kimyanın meseleleri gibi net ifadelerle anlatılması ve anlaşılması mümkün olmayıp ancak halen ve vicdanen bilinir. Bu noktada aşk sübjektif bir karakter arz eder. Mevlâna bunu şöyle dile getirir: Biri "Aşıklık nedir?" diye sordu. "Benim gibi olursan anlarsın" dedim. Kalem ki çarçabuk yazıp gidiyordu. Aşkın tefsîri bahsine gelince tahammül edemeyerek yarıldı. Akıl aşkın şerhinde çamura batmış merkep gibi aciz kaldı.
Muhabbet iki taraflı muhatap tek taraflı bir ilişkidir. Muhabbet “karşılıklı” olduğu müddetçe devam eder. Mevlana’nın Şems’e söylediği gibi sevilen sevmeyi sürdürmediği müddetçe seven sevgisini ebediyen sürdüremez. Muhabbet bir yerde kırılır. Ama muhatap olma karşılık alma beklentisi içermediğinden karşısındaki ona muhabbet etmese de muhatabiyet devam edebilir. Bir şeye “muhatap olmak” aklın bir şeye “muhabbet etmek” ise kalbin eylemidir. Akılda ilim kalpte feyz vardır. Nasıl ki kalb aklı akıl da kalbi beslerse muhatap olmak da muhabbet etmeyi keza muhabbet etmek de muhatap olmayı besler. Buna göre muhatap olmayı “birini anlamaya tanımaya siret güzelliğini tatmaya tartmaya ve tarttırmaya çalışmak”; muhabbet etmeyi ise “birini veya bir şeyi sevmek” olarak tarif edebiliriz.
Muhabbet etmek her şeyden önce bir teşekkür halidir. Kişi sevdiğine daha başlangıçta muhabbetle bağlanarak gerekli-gereksiz ona teşekkür eder bir hale girer. Çoğu kere onda olmayan güzellikleri bile onda varmış gibi telakki eder. Zira muhabbet ehli muhabbet ettiği şeyde bahaneler aramaz ve kusurlarını görmek istemez. Kemaline işaret eden zayıf emareleri kuvvetli hüccetler hükmünde görür. Daima sevdiği tarafındadır.
Biz hakiki aşkı ve dostluğu anlamadığımızdan bize muhatap olarak bizi sevecek kişileri yanımızdan uzaklaştırıyor bize muhatap olmadan muhabbet edip gururumuzu okşayan kişileri yanımızda tutuyoruz. Hal böyle olunca bizi anlamadan seven kişilerin aslında bize adavet ettiklerini anlayamıyoruz. Bunun için muhabbet ve muhatabiyet anlamında öyle açmazlar yaşıyoruz ki çoğu kere muhatap bile alamayacağımız kişilere muhabbet besleyip aşık oluyoruz. O muhabbet duygusuyla sevdiğimizi değiştirmeye dönüştürmeye onu kendimize muhatap etmeye çalışıyoruz. Bunu ne kadar başarabiliyoruz tartışılır. Gerçekte hem muhatap olacağımız hem de muhabbet edeceğimiz insan sayısı şu dünyada o kadar az ki. Ama biz çoğu kere bunun farkına varamıyoruz...
Muhabbetle kalın...
ARİF OLGUN:974:
Aşk şiddetli bir sevgidir sevilene karşı muhabbet etmektir sevgiliyle..Muhabbet ise her şeyini bağışlamaktır kendine de sende olan hiçbir şeyi bırakmamandır..Muhabbetin üç hali vardır: Birincisi; bu fiili bir sevgidir.ın kendilerine ihsan ettiği nimetlere karşı duyulan bir teşekkurdur.İkincisi; kalbin ’ın cemaline azametinekudretine ilmine duyulan bir muhabbettir.üçüncüsü: ’ı sevmenin kadîm olduğunu bilmekten ve anlamaktan doğar işte bu şekilde ’ı bir sebebe bağlı olmaksızın sevmek. Bu şekildeki sevgi sıddîkler ve âriflerinkidir."
“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
Muhammedisiz muhabbetten ne hasıl.”.
Aşk ehli böyle söylemiş..onsuz ne muhabbetin adı ne de tadı var.Muhabbeti Muhammed’den öğrenenler ölmemenin sırrını da öğrenmiş oldular. İşte onlardan biri bu sırrı şu dizelerle açığa vurdu:
Âşık öldü diye salâ verirler
Ölen ten imiş âşıklar ölmez .
Muhabbetin merkezi dilden ziyade gönüldür.Çünkü gönül öyle yüce bir makam ki kendisine ilişen alçaklığı bile elinden tutup katına yüceltir..Gönül ki ’ın evidir aşkın her çeşidine itibar eder.Gönlüyle değilde gözüyle birşeyleri görmeye çalışan aşkı bilir mi acep? Bir kuru yakınlaşmayı ilgiyi arzuyu aşk sanarak avutur sadece..aşk bu mu sizce? ya da bir Cemal’ e kul bir Ahmed’e köle bir Leyla’ya deli bir ışığa pervane olmayan için aşk nedir acaba?
Dağı seven ve dağ tarafından sevildiğini farkeden bir yürek nasıl bir yürektir? Bu insanı yürekten sarsan muhabbet dersinin bizim özlemeyen sızlamayan yanmayan inlemeyen sevmeyen duyarsız taşlaşmış ve hatta taştan daha da katılaşmış yüreklerimizde yaptığı yankı nedir?
ask-makaminda-muhabbet
Mecnun Leyla’ya sevgisinden deli-divane olur. Çöllere düşer. Gözleri Leyla’ya benziyor diye çölde ceylanlarla arkadaş olur. Bir gün bulunduğu yere bir köpek gelir. Kimse ilgilenmezken Mecnun köpeğe büyük ilgi gösterir. Niye böyle yaptığını sorarlar "Siz bilmiyorsunuz bu köpek Leyla’nın diyarından gelmiştir" der. Neticede Leyla’yla bir araya geldiğinde hayır der Leyla sen değilsin. "Sen yürü Leyla ki ben Mevla’yı buldum." Der. Böylece kendisindeki mecazî aşk gerçek aşka inkılap eder.
ne varlığa sevinirim
ne yokluğa yerinirim
aşkın ile avunurum
bana seni gerek seni
Yunus Emre’ye böyle dedirten aşkta aynı ilahi aşktır..
Aşkın beşerilikten ilahilik ifade etmesi için ve yahut o makama yükselmesi için ;bir insanIn eşine ve yahut da bir başkasına beslediği aşk-i mecazi var. Daha sonra bu insan Aşk-i İlahi‘ye yükseliyor. Bu hal ailesine karşı olan aşkında bir düşme göstermeyecektir. İlahi aşkın içerisinde beşeri aşkın cüzleri zaten mevcuttur. İlahi aşka vasıl olmak bilakis beşeri aşkların temelini sağlamlaştırır. Denizin içinde damla vardır; ama deniz damladan ibaret değildir. Bugün aşkla ibadet edebilen bir insan yarin ibadet eder gibi aşık olabilir. Bugünkü isini aşkla yapan da ayni isi yarin aşk ile yapamayabilir.
Her şeyden evvel "aşk" fikrî bir mesele değildir; hâlî ve vicdanîdir. Yani matematiğin kimyanın meseleleri gibi net ifadelerle anlatılması ve anlaşılması mümkün olmayıp ancak halen ve vicdanen bilinir. Bu noktada aşk sübjektif bir karakter arz eder. Mevlâna bunu şöyle dile getirir: Biri "Aşıklık nedir?" diye sordu. "Benim gibi olursan anlarsın" dedim. Kalem ki çarçabuk yazıp gidiyordu. Aşkın tefsîri bahsine gelince tahammül edemeyerek yarıldı. Akıl aşkın şerhinde çamura batmış merkep gibi aciz kaldı.
Muhabbet iki taraflı muhatap tek taraflı bir ilişkidir. Muhabbet “karşılıklı” olduğu müddetçe devam eder. Mevlana’nın Şems’e söylediği gibi sevilen sevmeyi sürdürmediği müddetçe seven sevgisini ebediyen sürdüremez. Muhabbet bir yerde kırılır. Ama muhatap olma karşılık alma beklentisi içermediğinden karşısındaki ona muhabbet etmese de muhatabiyet devam edebilir. Bir şeye “muhatap olmak” aklın bir şeye “muhabbet etmek” ise kalbin eylemidir. Akılda ilim kalpte feyz vardır. Nasıl ki kalb aklı akıl da kalbi beslerse muhatap olmak da muhabbet etmeyi keza muhabbet etmek de muhatap olmayı besler. Buna göre muhatap olmayı “birini anlamaya tanımaya siret güzelliğini tatmaya tartmaya ve tarttırmaya çalışmak”; muhabbet etmeyi ise “birini veya bir şeyi sevmek” olarak tarif edebiliriz.
Muhabbet etmek her şeyden önce bir teşekkür halidir. Kişi sevdiğine daha başlangıçta muhabbetle bağlanarak gerekli-gereksiz ona teşekkür eder bir hale girer. Çoğu kere onda olmayan güzellikleri bile onda varmış gibi telakki eder. Zira muhabbet ehli muhabbet ettiği şeyde bahaneler aramaz ve kusurlarını görmek istemez. Kemaline işaret eden zayıf emareleri kuvvetli hüccetler hükmünde görür. Daima sevdiği tarafındadır.
Biz hakiki aşkı ve dostluğu anlamadığımızdan bize muhatap olarak bizi sevecek kişileri yanımızdan uzaklaştırıyor bize muhatap olmadan muhabbet edip gururumuzu okşayan kişileri yanımızda tutuyoruz. Hal böyle olunca bizi anlamadan seven kişilerin aslında bize adavet ettiklerini anlayamıyoruz. Bunun için muhabbet ve muhatabiyet anlamında öyle açmazlar yaşıyoruz ki çoğu kere muhatap bile alamayacağımız kişilere muhabbet besleyip aşık oluyoruz. O muhabbet duygusuyla sevdiğimizi değiştirmeye dönüştürmeye onu kendimize muhatap etmeye çalışıyoruz. Bunu ne kadar başarabiliyoruz tartışılır. Gerçekte hem muhatap olacağımız hem de muhabbet edeceğimiz insan sayısı şu dünyada o kadar az ki. Ama biz çoğu kere bunun farkına varamıyoruz...
Muhabbetle kalın...
ARİF OLGUN:974:
Geri: Aşk makaminda muhabbet..
Allah Razı olsun, çok güzeldi.
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur