İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
UBÂDE BİN SÂMİT Uyeols10
Forumumuza Hoşgeldiniz Lütfen Bu Pencereyi Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) Salâvat Getirmeden Kapatmayınız "Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed"
UBÂDE BİN SÂMİT 291279.medium


Join the forum, it's quick and easy

İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
UBÂDE BİN SÂMİT Uyeols10
Forumumuza Hoşgeldiniz Lütfen Bu Pencereyi Peygamber Efendimiz'e (S.A.V.) Salâvat Getirmeden Kapatmayınız "Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed"
UBÂDE BİN SÂMİT 291279.medium
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Saat

Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

En son konular
» Kötü Din Adamları
UBÂDE BİN SÂMİT EmptySalı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur

» Gül’den hiç ders almıyor musun?
UBÂDE BİN SÂMİT EmptySalı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur

» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur

» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur

» Elveda Ey Şehri Ramazan
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur

» Kadir Gecesinde :((
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur

» Ramazan-ı Şerif Giderken
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyC.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur

» Ateşten Lokma..!
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur

» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyCuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur

» Allah'ım (c.c.)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur

» En Güzel Duâlar ve Anlamları
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur

» Amin
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur

» Yetişin...
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur

» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur

» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur

» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur

» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur

» Kendimden Kaçabilsem
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur

» Özleminle Ey Sevgili
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur

» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur

» Af Dilerim..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur

» Ya Rabbah :(
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur

» Gül Efendim (S.A.V.)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur

» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur

» Ey Yar (S.A.V.)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyÇarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur

» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur

» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur

» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur

» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur

» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur

» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur

» Ya Rasulallah (SAV)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur

» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur

» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur

» Minber’den Ötelere Bakış
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPerş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur

» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPerş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur

» Hayret Doğrusu
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur

» Göz Kalbin Elçisidir
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur

» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur

» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur

» Başkaları Bilmese de Olur..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur

» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur

» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur

» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur

» Artan Pilav
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur

» Ömür Sermayesi..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur

» Mecnun ve Devesi
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur

» Usta ve Şaşı Çırak..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPtsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur

» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur

» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
UBÂDE BİN SÂMİT EmptyPaz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur

KUR’AN-I KERİM DİNLE

Mealli Kur'an Dinleyelim

Hadis-i Şerif

1-Âfetü’l ilmi ennisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtüimâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helalicihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’ttayyibetü sadakatün: Güzel sözsadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’ssüyuf: Cennet kılıçların gölgesialtındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadetiedvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anühüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’lhikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’lmümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ulmümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytükülli takiyyin: Mescid, takva sahiplerininevidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvelibadetü: Dua ibadettir.

************************
29-Elcümuatü haccü’l mesakin: Cumafakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’ssuali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’lkelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahikitumitül kalb: Çok gülmek kalbiöldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrüummü’l habais: İçki,kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatümâlün la yenfedü: Kanaat bitmez birsermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman:Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’üala dini halilihi: Kişi, arkadaşının diniüzeredir.

Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: emrec77

Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu

UBÂDE BİN SÂMİT

Aşağa gitmek

UBÂDE BİN SÂMİT Empty UBÂDE BİN SÂMİT

Mesaj tarafından şahmaran C.tesi Tem. 03, 2010 8:14 pm

UBÂDE BİN SÂMİT
Resûlullah efendimiz hicretten sonra Medîne'de, Yahûdîlerle antlaşma yapmışlardı. Buna göre Yahûdîler, Müslümanlara saldırmıyacaklar, onların düşmanlarına yardım etmiyeceklerdi!

Buna rağmen, Yahûdîler sözlerinde durmadılar ve Müslüman kanı dökmekten çekinmediler.

Medîneli Yahûdîler, üç kabîle hâlinde yaşıyorlardı. Kureyzâ, Nâdir ve Kaynukaoğulları. En cesûrları, Kaynuka Yahûdîleriydi. Pek sağlam bir kalede oturuyorlardı. Kuyumculuk ve tefecilikle geçinirlerdi.

Savaşmasını bilmiyenler
Müslümanların Bedir zaferinden sonra, hepsi de hırslarından kuduracak hâle geldiler. Bir Müslüman kadınına saldırmaları üzerine, Resûlullah efendimiz Yahûdîlere, bu kadar şımarmamalarını, aradaki antlaşmaya saygılı olmalarını, aksi davranışları devam ederse; Bedir günü, Müslümanlara eziyet eden Kureyş müşriklerinin başına gelenlerin, onlara da gelebileceğini ihtâr ettiler.Kaynakwh: Kaynakwh:

Yahûdîler işi, daha da ileri götürerek dediler ki::

- Savaşmasını bilmeyen kimselere ya'nî Kureyş'e karşı kazanılan zafer, önemli değildir. Şâyet Müslümanlar bir gün bizlerle çarpışırlarsa, o zaman harb etmenin tadını öğrenirler!

Artık onlara, bir ders gerekliydi. Peygamber efendimiz Eshâb-ı kirâma hareket emrini verdiler.

Kaynukaoğulları, o çok sağlam kalelerine çekildiler. Müslümanlar da 15 gün müddetle, onları muhasara ettiler. Sonunda kaçacak delik bulamayan Yahûdîler, teslim olmaya mecbur kaldılar. Sevgili Peygamberimizden eman dileyip, merhâmetine sığındılar.

Sevgili Peygamberimiz her zaman olduğu gibi, Eshâbıyla istişâre ettiler.

Yahûdîlere, nasıl bir cezâ verilmesini, Eshâbına da sordular.

Münâfıkların başı İbni Selül, söz aldı:

- Yahûdilerle benim, anlaşmalarım vardır. Ben, onların dostluğunu bırakamam!.. deyince, Hz. Ubâde bin Sâmit de söz istedi ve dedi ki:

- Yâ Resûlullah! Benim Kabîlem de Yahûdîlerle dostluk anlaşması yapmıştır. Fakat onlar, bütün sözlerini; ayaklar altına aldılar. Antlaşmalarını bozdular. Artık bundan sonra benim, Allah ve Peygamberinden başka dostum yoktur. Allah ve Resûlüne sığınıyor, emirlerini bekliyorum.

Onlardan sayılır
Sevgili Peygamberimiz ikisine de ayrı ayrı bakarak buyurdu ki:

- Ey İbni Selül! Kendin için seçtiğin Yahûdîlerin dostluğu senin olsun! Ubâde'nin seçtiği, Allah ve Resûlünün dostluğu da, Onun olsun!
Bunun üzerine, Kur'ân-ı kerîm'in Mâide sûresi, 51. âyeti nâzil oldu. Meâlen şöyledir:

(Ey îmân edenler! Sizler, Yahûdî ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zîrâ onlar ancak, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim, onları dost edinirse; onlardan sayılır. Allah zâlimleri, doğru yola eriştirmez.)
Peygamber efendimiz onlara karşı, pek merhâmetli davrandılar. Kaynukaoğullarının, canlarını bağışladılar. Sâdece, Medîne'den çıkarılmalarını emrettiler. Bu vazifeyi de, Hz. Ubâde'ye verdiler. O da bu vazîfeyi hakkıyla yapmıştır.

Ubâde bin Sâmit hazretleri, şöyle anlatır:

Ben birinci Akabe'de hazır bulunanlar içindeydim. Oniki kişi idik. Resûlullah efendimiz ile şunun üzerine bî'at ettik ki:

Allahü teâlâya hiçbir şeyi ortak koşmayalım, hırsızlık etmiyelim, zinâ yapmayalım, çocuklarımızı öldürmeyelim, dillerimizle yalan söyleyerek iftirâ etmeyelim, herhangi bir iyilik husûsunda O'na âsi olmayalım.
Bundan sonra, Peygamberimiz buyurdu ki:

- Eğer ahdinizde, sözünüzde durursanız sizin için Cennet vardır. Eğer onlardan bir şeyi örtbas ederseniz sizin işiniz Allahü teâlâya âittir, dilerse azâb eder, dilerse affeder.
Oniki temsilciden biri idi
Ubâde bin Sâmit, bîsetin 12. senesi hac mevsiminde Mekke'de yapılan ikinci Akabe bî'atinde de bulunan Hazrec kabîlesinin oniki temsilcisinden biridir. Bî'atte dedi ki:

- Yâ Resûlallah! Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınaması beni tutmamak, yolumdan alıkoymamak üzere, sana bî'at ediyorum.

Ubâde bin Sâmit'in annesi de İslâmiyet ile şereflenip, çok kimsenin Müslüman olmasına vesîle oldu. Hicretten sonra Mekke'den göç eden Müslümanlardan Ebû Mersed ile kardeş oldu. Hz. Ümmü Hıram ile evlendi. Nikâhını Resûlullah efendimiz kıydı.

İslâm güneşi parladıkça, Medîne'ye hicret edenler de çoğalıyordu. Muhtaç olanları sevgili Peygamberimiz, ba'zı âilelerin yanına misâfir ediyorlardı. Kabiliyetli olanlara, Kur'ân-ı kerîm öğretilmesini de istiyorlardı.

Onlardan biri, Hz. Ubâde'nin misâfiri oldu. Kur'ân-ı kerîmi iyice öğreninceye kadar yedi, içti, ağırlandı. Ayrılık vakti gelince O da, Hz. Ubâde'ye bir karşılık vermek istedi. Elinde, çok güzel bir yay tutuyordu. Hem ağacı, hem kirişi, hem işçiliği fevkalâde idi. Dedi ki:

- Bana verdiğin emeklere karşı, lütfen bu yayı kabûl et!

Hz. Ubâde vaziyeti Peygamber efendimize arzetti. Allahü teâlânın Resûlü buyurdu ki:

- Eğer o yayı kuşanırsan; omuzların arasında bir ateş közü taşımış olursun.
Böylece öğrenmiş oluyoruz ki, ba'zı şeyler, bilhassa, Kur'ân kerim öğretilmesi; yalnız Allah rızâsı için yapılmalıdır. Karşılığında, herhangi bir şey almak, doğru değildir...

Şehîdler kimdir?
Ubâde bin Sâmit şöyle anlatır:

Birgün hasta idim. Peygamber efendimiz, Ensârdan ba'zı zâtlarla beni görmeye geldi. Resûlullah efendimiz, şehîdlerden bahsederek;

- Şehîdlerin kim olduğunu biliyor musunuz? diye sordu.

Herkes susmuştu. Resûlullah suâli üç defa tekrarladı. Beni kaldırdılar. Şöyle cevap verdim:

- Şehîd, İslâmiyeti kabûl eden, hicret eden, sonra Allah yolunda ölendir.

Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu:

- O zaman ümmetimin şehîdleri çok az olur. Allah yolunda ölen şehîddir. Denizde boğulanlar şehîddir, karın ağrısından ölenler şehîddir, lohusalıktan ölen kadın şehîddir.
Ubâde bin Sâmit, talebelerinden Sanabic'in hastalığına üzülüp, ağladığını görünce:

- Ne ağlıyorsun, eğer mahşerde sana şehâdet etmeme ve şefâ'at etmeme müsâade edilirse, şehâdet ve şefâ'at ederim.

Bu Resûl-i ekremden işittiğim bir hadîstir. Size şimdi de Resûl-i ekremin diğer bir hadîs-i şerîfini rivâyet ediyorum. Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki:

(Kim ki Allahtan başka tapacak bir ma'bûd bulunmadığına, Muhammed aleyhisselâmın, Resûlullah olduğuna şehâdet ederse, onun cesedi Cehenneme harâm olur.)
Sabır ve iyilik severler
Ubâde bin Sâmit şöyle anlatır:

Birgün bir zât Peygamber efendimize gelerek sordu:

- Yâ Resûlallah, amellerin en üstünü nedir?

- Allahü teâlâya îmân ile O'nu tasdik, O'nun yolunda cihâddır.
- Yâ Resûlallah, daha kolayı yok mu?

- O hâlde, sabırlı ve iyilik sever ol!
- Yâ Resûlallah, daha da kolayını istiyorum.

- O hâlde, Allahü teâlâ sana ne kısmet etmiş ise ona râzı ol!
Başka bir zamanda da Resûlullah efendimiz o'na şöyle buyurdu:

- Ben sizin benden sonra şirke düşeceğinizden korkmam. Sizin için korktuğum mala meyl ve rağbet etmenizdir.
Birisi Ubâde bin Sâmit'e dedi ki:

- Ben harb ederken Allahü teâlânın rızâsını murâd ettiğim gibi, başkalarının beni övmesini de isterim.

Bunun üzerine Ubâde hazretleri buyurdu ki:

- Sana bundan kâr yok.

Adam üç kere aynı sözü tekrar edince, Ubâde hazretleri, şu hadîs-i şerîfi okudu:

(Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ben ortaklıktan müstagnî olanların en müstagnîsiyim. Kim ki benim için amel eder ve başkasını da bu amele katarsa, hissemi o ortağıma devrederim.)
Ubâde bin Sâmit, Eshâb-ı kirâmın en fazîletlerinden biri idi. Peygamber efendimiz zamanında Kur'ân-ı kerîmi tamamen ezberlemiş, ayrıca bir de Kur'ân-ı kerîm yazmıştı.

Cehennemin yedi kapısı
Buyurdu ki:

"Cehennemin yedi kapısı vardır; üçü zenginler, üçü kadınlar, birisi de fakirler içindir."

"Yapacağın işin sonunu düşün, salâh ve iyilik ise onu yap. Azgınlık ise ondan vaz geç."

Allahü teâlânın rızâsı için yaşıyan Peygamber efendimiz, vazîfelerini tamamladıktan sonra; bu dünyadan ebedî âleme göçtüler. Birinci halîfesi, Hz. Ebû Bekir de ömrünü tamamladı. Arkasından, Hz. Ömer halîfe seçildi. Onun zamanında İslâm orduları, büyük fetihler yaptılar.

Şunu iyi bil ki
Hz. Amr ibni Âs kumandasında bir ordu, Mısır seferine çıktı. Epeyce zaman geçmesine rağmen, zafer haberi gelmiyordu. Nihâyet bir mektup geldi. Mısır için, yardım isteniyordu!..

Bunun üzerine Hz. Ömer de, bir mektup yazdı:

Ey Amr! Şunu bil ki Cenâb-ı Allah, hiçbir millete doğru niyetli olmadıkça, yardım etmez. Sana yardım için, dört Müslüman gönderiyorum. Bildiğim kadarıyla bunlardan her biri, bin kişiye bedeldir.

Mektubumu aldığın zaman, askerlerini topla. Onlara güzel bir şekilde hitâb et. Yolladığım dört Müslümanı, onlara tanıt. Askerlerine evvelâ niyetlerini düzeltmelerini; sonra da, düşman karşısında sabır ve sebatla savaşmalarını söyle.

Cum'a Günü, zevâlden sonra hücûm emrini ver. Çünkü o saatte, duâlar kabûl olunur ve Allahın rahmeti yağar. Bütün mücâhidler yüksek sesle Tekbîr getirip, Allahü teâlâdan yardım dilesinler. Sonra da, hücûma kalksınlar!

Hem âlim hem cengâver
Mısır Başkumandanı bu mektubu alır almaz, askerlerini topladı. Önce Halîfenin yazdıklarını, saygıyla okudu. Sonra da şöyle konuştu:

- Ey mücâhid gâziler. Emîr-ül Mü'minîn, Ömer bin Hattâb hazretlerinin; bizlere yardım için yolladığı bahâdırları, işte sizlere tanıtıyorum:

Bu zât: Cennetle müjdelenmiş, 10 büyük Müslümandan, sevgili Peygamberimizin öz halasının oğlu, Zübeyr bin Avvâm'dır.

Şu kahraman; "Resûlullahın süvârisi" ve Bedir savaşını yaşayan kahramanlarından, Mikdâd bin Esved'dir.

Bu genç ise; Peygamber efendimizin duâlarına mazhâr olan, meşhur Mesleme bin Muhalled'dir.

Sonuncu Müslüman da; hem âlim, hem hâfız, hem cengâver ve de Akabe Bî'atlarının reislerinden, Ubâde bin Sâmit hazretleridir.

Bu konuşmadan sonra mücâhidler gerçekten coştular. Hz. Ömer'in dediklerini aynen yapmaya başladılar. Mübârek Cum'a vaktinde, herkes güzelce abdestlerini aldı. Namazlarını kıldılar ve zafer için, Cenâbı Hakka duâ ettiler. Sonra da tekbîrlerle, hücûma geçtiler. İşte bu îmânlı hücûmlar sonunda, duâlar nihâyet kabûl oldu. Mısır topraklarına da, İslâm güneşi doğdu.

Hz. Ubâde, dirâyetli, üstün kabiliyetli bir kimseydi. Hz. Ebû Bekir, hilâfeti zamanında Bizans Kralı Herakliyus'a elçi olarak Haşim bin Âs ile Ubâde bin Sâmit'i gönderdi.

Bu iki zât, Şam'a uğradıktan ve uzun bir yolculuktan sonra İstanbul'a vardılar. Boyunlarında kılıçları olduğu hâlde atlarının üzerinde kralın sarayına kadar yaklaştılar. İstanbul halkı onları hayret ve hayranlıkla seyrediyordu. Hayvanlarından inerken;

- Lâ ilâhe illallahü vallahü ekber, deyince, sarayın, hurma ağacı gibi sallandığını gördüler.

En büyük kelâm
Kralın huzuruna çıktılar. Kral kendilerine, Peygamberimiz ve İslâmiyet hakkında bir hayli suâl sordu. Aralarında şu konuşmalar geçti:

- Sizin yanınızda en büyük kelâmınız nedir?

- Lâ ilâhe illallahu vallahü ekber'dir.
- Siz evinizde, memleketinizde bunu söylediğiniz zaman evleriniz sarsılıp, tavanlarınız üzerlerinize çökmüyor mu?

- Hayır, biz bu sözün hiçbir zaman öyle yaptığını görmedik. Ancak senin yanında gördük. O, bize öğütten başka birşey değildir.

- Vallahi mülkümden çıkmaktan nefsim hoşlansaydı size tâbi olurdum, ölünceye kadar da sizin hakîr bir köleniz olmayı isterdim.

Kral, bu itiraftan sonra elçileri kıymetli hediyelerle gönderdi.

Hz. Ubâde 655 yılında yetmişiki yaşlarında iken Remle'de hastalandı. Çok sevilen ve sayılan bir sahâbî olduğu için, bütün mü'minler ziyâretine koşuyorlardı.

Hasta yatağında bile, Peygamber efendimizin hadîs-i şerîflerini ve mübârek Kur'ân-ı kerîm âyetlerini açıklıyor; güzel nasîhatlerde bulunuyordu. Bir keresinde oğlu Velid dedi ki:

- Babacığım! Bana da bir nasîhatta bulunur musun? Fakat lütfen en önemlisi hangisiyle, onu söyleyiniz.

- Beni yatağımda doğrultun, oturayım!

Dediğini yaptılar. Sonra şunları söyledi:

- Oğlum! Eğer sen, kaderin hayrına ve şerrine inanmazsan; îmânın tadına eremezsin.
- Fakat Babacığım, kaderin, hayrını ve şerrini nasıl anlıyabilirim?

- Şöyle inanmalısın ki: kaderinde olmayan şey, seni aslâ bulamaz. Kaderinde yazılı olandan da, aslâ kaçamazsın.
Son nasîhat
Hz. Ubâde'nin hastalığı ziyâdeleşti. Vefât edeceğini anlayınca dedi ki:

- Ne kadar akrabam, azatlı, hizmetli ve komşularım varsa; toplayıp getirin!

Hepsi gelince, onlara;

- Sanıyorum bugün; dünyadaki son günüm, âhiretteki ilk gecem olacaktır. Ba'zılarınızı, elimle veya dilimle incitmiş olabilirim. İşte şimdi bana, kısas yapın. Çünkü bu dünyada kısas yapmazsanız, yemin ederim ki öbür dünyada, hakkınızı benden alacaksınız, dedi.
Etrafındakilerle helâlleşti. Sonra son vasiyetini yaptı:

- Rûhumu teslim eder etmez, hepiniz kalkıp güzelce abdest alın. İkişer rek'at namaz kılıp; hem kendinize, hem de şu garip Ubâde'ye duâ edin. Çünkü cenâbı Hak, yüce Kitâbında (Sabır ve namazla, Allaha sığının!) buyurmuştur. Daha sonra hiç bekletmeden, beni kabrime götürün.


Kaynak: Eshab-ı Kiramın Örnek Hayatı
şahmaran
şahmaran
Özel Üye
Özel Üye

Aktiflik :
UBÂDE BİN SÂMİT Left_bar_bleue550 / 999550 / 999UBÂDE BİN SÂMİT Right_bar_bleue

<b>Uyarı Seviyesi</b> Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 302
<b>Puanı</b> Puanı : 377
<b>Teşekkür</b> Teşekkür : 31
<b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 17/03/10
<b>Yaş</b> Yaş : 60

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz