Saat
Similar topics
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
İSLÂM KÜLTÜRÜ ve MEDENİYETİ
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
İSLÂM KÜLTÜRÜ ve MEDENİYETİ
İSLÂM KÜLTÜRÜ ve MEDENİYETİ
Toplumlar inançlarını huzur, güven ve mutluluk içinde yaşayacakları sosyal hayatlarını maddî, manevî ve geleneklerine göre tanzim ederek kültür ve medeniyetlerini geliştirirler. Budist Hintliler, gelenek ve inançlarını bozmadan teknolojide üstün seviyelere ulaşarak atom bombasını yaptılar. Komünist Çinliler, her konuda dünya ile yarışıyor, Güneşe tapan Japonlar bilimde ve teknolojide en ileri duruma geldiler. Hıristiyanlar, bilimde, tıpta, teknolojide ve uzayda her an yeni başarılara ulaşmaktadırlar. Kısacası İslâm dünyasının karşısındaki tüm toplumlar, kültür ve medeniyetlerini devamlı geliştirerek en mükemmel seviyeye ulaştırmakta yarışıyorlar.
İslâm toplumları tarihin sayfalarına terk ettikleri, Emevî, Abbasî, Selçuklu, Endülüs, Osmanlı kültür ve medeniyetleri ile kendilerini kandırarak avutmaya çalışmaktadırlar. Tarihe bırakılmış medeniyetler antika hatıradan başka anlam ifade etmez ve hiçbir işe yaramaz. Antik Mısır medeniyeti Piramitler, Güney Amerika’daki Aztek, İnka medeniyetleri, Asya’da antik Çin Seddi ve Göktürk gibi medeniyetler açık hava müzelerinden başka bir şey değillerdir.
Emevilerden, Abbasilerden, Endülüslülerden, Selçuklulardan ve Osmanlılardan geriye kalan Cami, Medrese, Han, Hamam, Köşk, Saray müzeleri hatıralarından başka bir şey yoktur. Terk edilen, geliştirilerek yaşatılmayan kültür ve medeniyet ölmüş demektir. Bir toplumun kültür ve medeniyeti ölmüş ve tarihî hatıralar olarak müzeler hâlinde sergileniyorsa, o toplum maddî, manevî ölmüş yok olmuştur. Yeryüzünün hiçbir yerinde yaşayan İslâm Kültürü ve Medeniyeti’nin zerresi bile kalmamıştır. Sömürgeciler ve onların yerli uşakları İslâm kültürünü tamamen yok etmişler tarihe gömmüşlerdir. Günümüzde İslâm coğrafyasında görülen sömürgecilerin dayattığı örf/adet ve geleneklerin toplumlara, İslâm kültürü ve medeniyeti olduğu yutturularak okullarında öğretilmektedir.
İslâm Kültürü ve Medeniyeti: Kur’an’ın ilk mesajları ile başlayan muazzam bir medeniyettir. Önemini ve değerini kaybetmiş eski medeniyetleri de muhafaza ederek, Asya’da, Afrika’da, Endülüs’te ve Osmanlı Avrupası’nda gelişen İslâm medeniyeti, Hıristiyan ve Yahudileri aşağılık kompleksine düşürerek topyekûn karşı mücadeleye başlatmış ve senelerce sürdürdükleri İslâm Kültür ve Medeniyeti’ni yok etmek için başlattıkları Haçlı Savaşları’nı hâlen devam ettirmektedirler. İslâm toplumlarını birbirlerine karşı milliyetçilik duygularını kışkırtarak, savaşlar yaptırarak darmadağınık duruma getirdiler. İslâm inançlarının reddettiği saltanat ve laik seküler rejimleri, toplumlara kanla, zulümle kabul ettirerek, İslâm düzeninden, ilimlerinden, sanatından uzaklaştırdıkları toplumların kültür ve medeniyetlerini yok ederek tarih sayfalarına gömdüler.
Selçuklu, Osmanlı medeniyet ve kültürünün sembolleri olan şehirler ve binalar yok edilerek yerlerine Avrupa modeli binalar ve şehirler yaptırdılar. Ulaşım zorluklarından dolayı yıkımdan kurtulan antik yerleşim yerleri de şimdi açık hava müzeleri olarak muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. İstanbul şehrinin, tarihî hamamları, sokak çeşmeleri yok edilmiş toprağa gömülmüşlerdir. Dünyaya 600 sene başkent olan İstanbul kültürü, edebiyatı, lisanı, aile kültürü, sosyal hayatı tamamen yok edilmiştir.
Londra, Paris, Roma, Venedik, Viyana, Moskova, Bürüksel, Madrid v.s. Avrupa şehirlerine baktığımızda, mimarî kültür yapılarının özenle korunduklarını görmekteyiz. Avrupa’nın hiçbir şehrinde İslâm mimarisine göre yapılmış bina bulamazsınız. Avrupa devletleri ve onların yerli hayranları, Osmanlı ve Endülüs medeniyet izlerini taşıyan her türlü bina ve eseri yok ettiler, yerlerine kendi binalarını yaptılar. Osmanlı sarayları, Sirkeci, Haydarpaşa garları ve tüm tren istasyonları Avrupa mimarisidir.
Yıkılarak, yakılarak yok edilen eski evlerin yerine yapılan yeni bina ve apartmanların plân ve projelerinde, İslâm kültürünün yaşanmaması için ne mümkünse yapılmış ve yapılmaktadır. Mesela, çocukların, yaşlıların namaz abdesti alabilecekleri lavabo kesinlikle yoktur. Helâların kıbleye göre tanzimi dikkate alınmamıştır. Eski İstanbul evleri ve bu evlerdeki yaşam tarzlarının kısaca açıklanması, umarım konunun iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
ESKİ İSTANBUL EVLERİ
Vefa, Fatih, Beşiktaş, Üsküdar semtlerinde, şimdi beton binalar yapılmış mahallelerdeki kıyıda köşede kalan son Osmanlı mahallelerini ve evlerini gördüm ve içlerinde yaşadım.
Evin İç Yerleşimi ve Sosyal Yaşam:
Memur, isçi evleri: Tek ve iki katlıdır. Yatak odası, çocuk odası, oturma odası, misafir odası, yemek odası, mutfak ve banyodan ibarettir. Yani bir salon dört odadırlar. Her evin bodrumu vardır.
Zengin evleri: Simetrik olarak Selâm ve harem kısmı olarak iki ana bölümden meydana gelir. Her bölüm de, oturma, misafir salonu, çocuk odaları, yemek salonu ve banyo tuvalet vardır. Mutfak ve kiler odası, çok büyük olup selâm ve haremin ihtiyacını karşılayacak ölçülerde ayrıca bahçe girişleri de vardır. Bu evlerin çok büyük bodrumlarının içinde onarım atölyesi de bulunur.
Zengin, memur, işçi evlerinde, namaz abdesti alınacak yer çok güzel itina ile düzenlenir, çocukların ve yaşlıların çok kolay abdest almaları sağlanacak ölçüde yapılırlar. Zengin evlerinde, selâm ve harem de misafirler için lüks ölçüsünde namaz abdesti bölümleri vardır.
Erkekler eşlerini “Bayan”, hanımlar eşlerini “Efendi veya Hu” diye seslenerek çağırırlar. Çocuklar, aile içinde “Babacığım”, “Anneciğim”, misafirlerin ve yabancıların yanında da “Efendibaba”, “Hanımanne” diye hitap ederler.
Sabah namazından sonra kahvaltı yapılır. Kahvaltıda herkes yapmaları gereken günlük işleri hakkında bilgi verir. Erkek işine, çocuklar okullarına, hanım da ev işlerine yönelir.
İslâm kültüründe, aile terbiyesi, okul eğitim/öğretim terbiyesi, esnaf terbiyesi, iş yeri terbiyesi, çarşı terbiyesi, ticaret terbiyesi, belediye ve kolluk kuvvetleri terbiyesi olmak üzere başlıca ahlâk ve disiplin kuralları geliştirilmiştir.
İslâm kültüründe çocuk üç yaşına gelene kadar ilk öğretmen annedir, daha sonra anne, baba, çocuk reşit yaşına geldikten sonra terbiyesinden önce ailesi, sonra da toplum sorumludur.
Başlıca ulaşım aracı olan tramvay da gençlerin bilhassa erkek çocukların oturması çok ayıplanırdı. Tramvayla Sultanahmet Erkek Sanat Enstitüsüne arkadaşlarımla gidip gelirken boş yer olduğu hâlde oturmaya utanırdık. Oturanları yaşlı yolcular “Ayıp, ayıp” diye ikâz ederlerdi. Her sokakta Efendi Baba, Hanım Anne bulunurdu, bu büyükler komşuların ihtilaflarını çözer, sorunların hâlli için yol gösterir, hastalara, fakirlere, öğrencilere yardımcı olurlar, gelin kaynana sorunları hâl ederlerdi. 1960 İhtilâlinden sonra, Avrupa’nın ve laik seküler düzen egemenlerinin teşviki ile 600 sene dünya siyâsetine merkezlik ve Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan İstanbul’u, İstanbul lisanını ve İstanbul kültürünü yok etmek için “İstanbul’un taşı toprağı altın” slagonu ile iç göçü teşvik ederek arzularını gerçekleştirdiler. İslâm medeniyetinin önce merkezini sonra da tümünü yok ettiler. Kültür ve medeniyetleri yok edilen İslâm toplumları, galip gelen Hıristiyanların kültür ve medeniyetlerini isteyerek, istemeyerek kabul ettiler.
Günümüzde yeniden yeşermeye başlayan İslâm, tüm düşmanlarını korkutmakta, uykularını kaçırmaktadır. İslâm’ı daha filizlenmeden yok etmeye uğraşmaktadırlar ve başarılı da oluyorlar. Son izlerini görerek yaşadığım esas konumuz olan İslâm medeniyeti ve kültürüne dönelim.
İslâm medeniyetinde evler, bahçe içinde ve genellikle cepheleri kıbleye doğrudur. Bahçe duvarları iki metre kadar yüksek olduğundan yoldan geçenlerin bahçeyi, bilhassa evin pencerelerini görmeleri mümkün değildir, evde yaşayanlar, meraklı gözlerden korunduklarından güven içinde yaşarlar. Evler genellikle iki katlı ahşap yapılardır. Zenginlerin evleri üç dört katlı ve simetrik harem selâmlık bölümleri vardır. Harem ve selâmlık bölümlerinde muhteşem kabul salonları bulunur. Tüm evlerin selâm kapısı, harem kapısı ve bahçe kapısı olmak üzere genellikle üç kapısı vardır.
Selâm Kapısı:
Selâm kapısının zili veya çıngırağı harem kapısının zil veya çıngırağından farklı ses çıkardığından gelenler hakkında ön bilgi verir. Hane halkı selâm kapısını kullanır ve zil çalışları şifreli olduğundan yabancı olmadıkları anlaşılır. Akrabalar, yakın arkadaşlar ailece geldiklerinde harem kapısını çalarlar. Gelenler çok kalabalık olduğunda harem kapısı açılarak hanımlar buradan içeriye alınırlar.
Harem Kapısı:
Harem kapısının zil veya çıngırak sesi farklı çaldığından gelen misafirin hangi kapıya geldiği kolayca anlaşılır. Eve gelen hanımlar, harem kapısından içeriye alınırlar ve harem kapısından uğurlanırlar.
Bahçe Kapısı:
Bahçe kapısı aynı zamanda mutfak kapısıdır. Erzak ve malzemeler bahçe kapısından içeriye alınır. Konaklarda çalışan hizmetçiler ve çocuklar bahçe kapısını kullanırlar.
Sonuç
Bu kısa açıklamadan sonra, İslâm kültür ve medeniyeti yok edildiği hâlde, hâlen medeniyetler arası hoşgörü ve diyalog diyerek geriye kalan hatıralar bile yok edilmeye çalışılmaktadır. İslâm kültür ve medeniyeti Kur’an sayfalarının içindedir. Bu gerçek adalet ve mutluluğu yeniden diriltilerek hayata döndürülmesini ancak, ilk muhatapları Bedevilerin anladığı gibi Kur’an’ı anlayanlar, yaşayanlar ve yaşatanlar başaracaklardır.
Selâm Kur’an’a koşanların üzerine olsun.
Toplumlar inançlarını huzur, güven ve mutluluk içinde yaşayacakları sosyal hayatlarını maddî, manevî ve geleneklerine göre tanzim ederek kültür ve medeniyetlerini geliştirirler. Budist Hintliler, gelenek ve inançlarını bozmadan teknolojide üstün seviyelere ulaşarak atom bombasını yaptılar. Komünist Çinliler, her konuda dünya ile yarışıyor, Güneşe tapan Japonlar bilimde ve teknolojide en ileri duruma geldiler. Hıristiyanlar, bilimde, tıpta, teknolojide ve uzayda her an yeni başarılara ulaşmaktadırlar. Kısacası İslâm dünyasının karşısındaki tüm toplumlar, kültür ve medeniyetlerini devamlı geliştirerek en mükemmel seviyeye ulaştırmakta yarışıyorlar.
İslâm toplumları tarihin sayfalarına terk ettikleri, Emevî, Abbasî, Selçuklu, Endülüs, Osmanlı kültür ve medeniyetleri ile kendilerini kandırarak avutmaya çalışmaktadırlar. Tarihe bırakılmış medeniyetler antika hatıradan başka anlam ifade etmez ve hiçbir işe yaramaz. Antik Mısır medeniyeti Piramitler, Güney Amerika’daki Aztek, İnka medeniyetleri, Asya’da antik Çin Seddi ve Göktürk gibi medeniyetler açık hava müzelerinden başka bir şey değillerdir.
Emevilerden, Abbasilerden, Endülüslülerden, Selçuklulardan ve Osmanlılardan geriye kalan Cami, Medrese, Han, Hamam, Köşk, Saray müzeleri hatıralarından başka bir şey yoktur. Terk edilen, geliştirilerek yaşatılmayan kültür ve medeniyet ölmüş demektir. Bir toplumun kültür ve medeniyeti ölmüş ve tarihî hatıralar olarak müzeler hâlinde sergileniyorsa, o toplum maddî, manevî ölmüş yok olmuştur. Yeryüzünün hiçbir yerinde yaşayan İslâm Kültürü ve Medeniyeti’nin zerresi bile kalmamıştır. Sömürgeciler ve onların yerli uşakları İslâm kültürünü tamamen yok etmişler tarihe gömmüşlerdir. Günümüzde İslâm coğrafyasında görülen sömürgecilerin dayattığı örf/adet ve geleneklerin toplumlara, İslâm kültürü ve medeniyeti olduğu yutturularak okullarında öğretilmektedir.
İslâm Kültürü ve Medeniyeti: Kur’an’ın ilk mesajları ile başlayan muazzam bir medeniyettir. Önemini ve değerini kaybetmiş eski medeniyetleri de muhafaza ederek, Asya’da, Afrika’da, Endülüs’te ve Osmanlı Avrupası’nda gelişen İslâm medeniyeti, Hıristiyan ve Yahudileri aşağılık kompleksine düşürerek topyekûn karşı mücadeleye başlatmış ve senelerce sürdürdükleri İslâm Kültür ve Medeniyeti’ni yok etmek için başlattıkları Haçlı Savaşları’nı hâlen devam ettirmektedirler. İslâm toplumlarını birbirlerine karşı milliyetçilik duygularını kışkırtarak, savaşlar yaptırarak darmadağınık duruma getirdiler. İslâm inançlarının reddettiği saltanat ve laik seküler rejimleri, toplumlara kanla, zulümle kabul ettirerek, İslâm düzeninden, ilimlerinden, sanatından uzaklaştırdıkları toplumların kültür ve medeniyetlerini yok ederek tarih sayfalarına gömdüler.
Selçuklu, Osmanlı medeniyet ve kültürünün sembolleri olan şehirler ve binalar yok edilerek yerlerine Avrupa modeli binalar ve şehirler yaptırdılar. Ulaşım zorluklarından dolayı yıkımdan kurtulan antik yerleşim yerleri de şimdi açık hava müzeleri olarak muhafaza edilmeye çalışılmaktadır. İstanbul şehrinin, tarihî hamamları, sokak çeşmeleri yok edilmiş toprağa gömülmüşlerdir. Dünyaya 600 sene başkent olan İstanbul kültürü, edebiyatı, lisanı, aile kültürü, sosyal hayatı tamamen yok edilmiştir.
Londra, Paris, Roma, Venedik, Viyana, Moskova, Bürüksel, Madrid v.s. Avrupa şehirlerine baktığımızda, mimarî kültür yapılarının özenle korunduklarını görmekteyiz. Avrupa’nın hiçbir şehrinde İslâm mimarisine göre yapılmış bina bulamazsınız. Avrupa devletleri ve onların yerli hayranları, Osmanlı ve Endülüs medeniyet izlerini taşıyan her türlü bina ve eseri yok ettiler, yerlerine kendi binalarını yaptılar. Osmanlı sarayları, Sirkeci, Haydarpaşa garları ve tüm tren istasyonları Avrupa mimarisidir.
Yıkılarak, yakılarak yok edilen eski evlerin yerine yapılan yeni bina ve apartmanların plân ve projelerinde, İslâm kültürünün yaşanmaması için ne mümkünse yapılmış ve yapılmaktadır. Mesela, çocukların, yaşlıların namaz abdesti alabilecekleri lavabo kesinlikle yoktur. Helâların kıbleye göre tanzimi dikkate alınmamıştır. Eski İstanbul evleri ve bu evlerdeki yaşam tarzlarının kısaca açıklanması, umarım konunun iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
ESKİ İSTANBUL EVLERİ
Vefa, Fatih, Beşiktaş, Üsküdar semtlerinde, şimdi beton binalar yapılmış mahallelerdeki kıyıda köşede kalan son Osmanlı mahallelerini ve evlerini gördüm ve içlerinde yaşadım.
Evin İç Yerleşimi ve Sosyal Yaşam:
Memur, isçi evleri: Tek ve iki katlıdır. Yatak odası, çocuk odası, oturma odası, misafir odası, yemek odası, mutfak ve banyodan ibarettir. Yani bir salon dört odadırlar. Her evin bodrumu vardır.
Zengin evleri: Simetrik olarak Selâm ve harem kısmı olarak iki ana bölümden meydana gelir. Her bölüm de, oturma, misafir salonu, çocuk odaları, yemek salonu ve banyo tuvalet vardır. Mutfak ve kiler odası, çok büyük olup selâm ve haremin ihtiyacını karşılayacak ölçülerde ayrıca bahçe girişleri de vardır. Bu evlerin çok büyük bodrumlarının içinde onarım atölyesi de bulunur.
Zengin, memur, işçi evlerinde, namaz abdesti alınacak yer çok güzel itina ile düzenlenir, çocukların ve yaşlıların çok kolay abdest almaları sağlanacak ölçüde yapılırlar. Zengin evlerinde, selâm ve harem de misafirler için lüks ölçüsünde namaz abdesti bölümleri vardır.
Erkekler eşlerini “Bayan”, hanımlar eşlerini “Efendi veya Hu” diye seslenerek çağırırlar. Çocuklar, aile içinde “Babacığım”, “Anneciğim”, misafirlerin ve yabancıların yanında da “Efendibaba”, “Hanımanne” diye hitap ederler.
Sabah namazından sonra kahvaltı yapılır. Kahvaltıda herkes yapmaları gereken günlük işleri hakkında bilgi verir. Erkek işine, çocuklar okullarına, hanım da ev işlerine yönelir.
İslâm kültüründe, aile terbiyesi, okul eğitim/öğretim terbiyesi, esnaf terbiyesi, iş yeri terbiyesi, çarşı terbiyesi, ticaret terbiyesi, belediye ve kolluk kuvvetleri terbiyesi olmak üzere başlıca ahlâk ve disiplin kuralları geliştirilmiştir.
İslâm kültüründe çocuk üç yaşına gelene kadar ilk öğretmen annedir, daha sonra anne, baba, çocuk reşit yaşına geldikten sonra terbiyesinden önce ailesi, sonra da toplum sorumludur.
Başlıca ulaşım aracı olan tramvay da gençlerin bilhassa erkek çocukların oturması çok ayıplanırdı. Tramvayla Sultanahmet Erkek Sanat Enstitüsüne arkadaşlarımla gidip gelirken boş yer olduğu hâlde oturmaya utanırdık. Oturanları yaşlı yolcular “Ayıp, ayıp” diye ikâz ederlerdi. Her sokakta Efendi Baba, Hanım Anne bulunurdu, bu büyükler komşuların ihtilaflarını çözer, sorunların hâlli için yol gösterir, hastalara, fakirlere, öğrencilere yardımcı olurlar, gelin kaynana sorunları hâl ederlerdi. 1960 İhtilâlinden sonra, Avrupa’nın ve laik seküler düzen egemenlerinin teşviki ile 600 sene dünya siyâsetine merkezlik ve Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan İstanbul’u, İstanbul lisanını ve İstanbul kültürünü yok etmek için “İstanbul’un taşı toprağı altın” slagonu ile iç göçü teşvik ederek arzularını gerçekleştirdiler. İslâm medeniyetinin önce merkezini sonra da tümünü yok ettiler. Kültür ve medeniyetleri yok edilen İslâm toplumları, galip gelen Hıristiyanların kültür ve medeniyetlerini isteyerek, istemeyerek kabul ettiler.
Günümüzde yeniden yeşermeye başlayan İslâm, tüm düşmanlarını korkutmakta, uykularını kaçırmaktadır. İslâm’ı daha filizlenmeden yok etmeye uğraşmaktadırlar ve başarılı da oluyorlar. Son izlerini görerek yaşadığım esas konumuz olan İslâm medeniyeti ve kültürüne dönelim.
İslâm medeniyetinde evler, bahçe içinde ve genellikle cepheleri kıbleye doğrudur. Bahçe duvarları iki metre kadar yüksek olduğundan yoldan geçenlerin bahçeyi, bilhassa evin pencerelerini görmeleri mümkün değildir, evde yaşayanlar, meraklı gözlerden korunduklarından güven içinde yaşarlar. Evler genellikle iki katlı ahşap yapılardır. Zenginlerin evleri üç dört katlı ve simetrik harem selâmlık bölümleri vardır. Harem ve selâmlık bölümlerinde muhteşem kabul salonları bulunur. Tüm evlerin selâm kapısı, harem kapısı ve bahçe kapısı olmak üzere genellikle üç kapısı vardır.
Selâm Kapısı:
Selâm kapısının zili veya çıngırağı harem kapısının zil veya çıngırağından farklı ses çıkardığından gelenler hakkında ön bilgi verir. Hane halkı selâm kapısını kullanır ve zil çalışları şifreli olduğundan yabancı olmadıkları anlaşılır. Akrabalar, yakın arkadaşlar ailece geldiklerinde harem kapısını çalarlar. Gelenler çok kalabalık olduğunda harem kapısı açılarak hanımlar buradan içeriye alınırlar.
Harem Kapısı:
Harem kapısının zil veya çıngırak sesi farklı çaldığından gelen misafirin hangi kapıya geldiği kolayca anlaşılır. Eve gelen hanımlar, harem kapısından içeriye alınırlar ve harem kapısından uğurlanırlar.
Bahçe Kapısı:
Bahçe kapısı aynı zamanda mutfak kapısıdır. Erzak ve malzemeler bahçe kapısından içeriye alınır. Konaklarda çalışan hizmetçiler ve çocuklar bahçe kapısını kullanırlar.
Sonuç
Bu kısa açıklamadan sonra, İslâm kültür ve medeniyeti yok edildiği hâlde, hâlen medeniyetler arası hoşgörü ve diyalog diyerek geriye kalan hatıralar bile yok edilmeye çalışılmaktadır. İslâm kültür ve medeniyeti Kur’an sayfalarının içindedir. Bu gerçek adalet ve mutluluğu yeniden diriltilerek hayata döndürülmesini ancak, ilk muhatapları Bedevilerin anladığı gibi Kur’an’ı anlayanlar, yaşayanlar ve yaşatanlar başaracaklardır.
Selâm Kur’an’a koşanların üzerine olsun.
şahmaran- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 302
Puanı : 377
Teşekkür : 31
Kayıt tarihi : 17/03/10
Yaş : 60
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur