Saat
Similar topics
Mart 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Anlat Bize Ey Uhud!
1 sayfadaki 1 sayfası
Anlat Bize Ey Uhud!
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu kutsal topraklarda başımı ne yana çevirsem Efendimizi, asr-ı saadeti hatırlatan bir şeyler görüyorum mutlaka. Başka bir deyişle, her bir dağ, taş, bana Efendimizi, asr-ı saadeti hatırlatıyor. Her bir karışı O’nu ve ashabını hatırlatan bu topraklarda sizlere hangi güzelliklerden bahsedeceğimi şaşırmış durumdayım. Zamanla hepsinden bahsetmek istiyorum elbette fakat öncelik olarak Uhud dağından ve Uhud savaşından bahsetmek istedim.
Uhud, Mescid-i Nebevi’ye beş kilometre uzaklıkta, yüksekliği yüz on metre olup uzunluğu sekiz kilometre olan bir dağdır. Uhud dağı ismini, yanlızlığından almış. Etrafında başka dağlar bulunmadığı, tek başına olduğu için Uhud ismini almış. Rengi kırmızı tonlarında. Efendimiz, üzerinde Allah için nice kanların döküldüğü bu mübarek dağdan övgüyle bahsetmişdir. Bir seferinde: “Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz” buyurmuştur.
Uhud dağına ilk gittiğimde çok heyecanlanmıştım. Burada, evden çıktığım anda başlıyor bu heyecan bende. Attığım her adımda Efendimizi düşünmeden edemiyorum. O’nun geçtiği, yürüdüğü yollarda yürüdüğümü düşünmek, mübarek gözünün baktığı yerleri görmek her seferinde daha çok mutlu ediyor beni. Her seferinde “Çok şükür Allahım hala burdayım” diyorum.
Uhud dağına doğru yola çıktığımızda da bu halet-i ruhiye içindeydim. Uhud’u karşımda gördüğümde çok şaşırmıştım, mutlu olmuştum, heyecanlanmıştım. Dimdik duruyordu karşımda. Kırmızı kırmızı sanki bana bakıyordu. Resulullahı anlatmak istercesine, beni asr-ı saadete götürürcesine bakıyordu. Ben de ona, okurcasına, gözümü kırpmadan, nefes bile almadan bakıyordum. Uhud savaşını hayal ediyordum sanki görmüşcesine.
Anlat dedim Uhud’a, anlat bana Efendimi, anlat bana Allah yolunda senin üzerinde dökülen kanları, anlat bana mübarek sahabelerin nasıl savaştıklarını, anlat bana “Allah Allah” diye düşmana doğru koşan mübarekleri... Canlarını Allah yolunda gözlerini bile kırpmadan vermek isteyen Ashab-ı Kiramı anlat. Bir yandan Efendimizi koruyup diğer yandan da aslan gibi vuruşan mübarekleri anlat. Okçular tepesini anlat. Nasıl olmuştu da Efendimizin sözünden çıkmışlardı. Nasıl olmuş da O’nu dinlememişlerdi. Halbuki Resulullah onlara “Ben emretmedikçe burdan ayrılmayın” demişti. Tam da kureyşliler kaçmaya başlamıştı ki, okçular Efendimizin sözünden çıkıp yerlerinden ayrılmışlardı.
Anlat Uhud, hepsini anlat bana. Efendimiz zannedip Hz Mus’ab’a kıyan haini, Efendimizin mübarek dişini kıran kafiri anlat. Savaşta yaralanan sahabelerin yaralarını saran mübarek kadınları, Vahşi’nin mızrağıyla şehit olan arslan gibi kükreyerek savaşan, şehitlerin babası Hamza’yı anlat. Efendimizi korumak için kollarını, bacaklarını kalkan yapan, bu yolda kolunu kaybeden Talha’yı anlat.
Safiyye’nin; kardeşi Hz Hamza’nın paramparça olmuş cesedini gördüğünde ki teslimiyetini anlat. Öyle ki, ensardan bir kadın da babasının, kardeşinin ve kocasının şehit olduğu haberini alınca sadece Efendimizin nasıl olduğunu sormuş ve sağ olduğunu haber alınca “çok şükür” demiş, rahatlamıştı. Nasıl bir teslimiyettir bu, nasıl bir Peygamber aşkıdır bu. Nasıl bir Peygamber aşığıdır bu. Efendimizi mübarek dişi kırıldığında bağrında sen saklamışsın müşriklerden, kızı Fatıma mübarek babasının kanayan yanağını da bu mağarada tedavi etmiş. Bugün milyonlarca müslüman bu mübarek mağarayı görmek için tırmanıyor sana. O’nun dinlendiği bu mağarayı sırf görmek için... O’nu gören dağı taşı görmek için... İşte bu kadar hasretiz, bu kadar muhtacız O’na.
Yetmiş tane sahabe şehit olmuş Allah yolunda, senin üzerinde mübarek canlarını vermişler. Müşrik kadınlar nasıl da iğrençlikler yapmışlar sahabelerin cesedlerine, nasıl kıymışlar, nasıl yapabilmişler bu çirkinlikleri. Nasıl bir kin, nasıl bir nefrettir bu. Nasıl bir cahillik, nasıl bir nasipsizlikdir bu. Sen nelere şahit olmuşsun Ey Uhud.
Efendimiz, ömrü boyunca bu savaşı, bu savaşta şehit olan mübarekleri unutamamış. Vefatına kadar Uhud şehitlerinin kabirlerini ziyaret etmiş. Bugün ise o mübarek şehitlerin kabirlerini Ümmet-i Muhammed ziyaret ediyor Ey Uhud.
Asırlardır ziyaretine gelen müslümanların hepsi, sana, tıpkı benim şu anda baktığım gibi baktılar. Tüm bunları görmek ister gibi, bugün Uhud savaşının tek şahidi olan senden duymak ister gibi baktılar. Bir dile gelebilsen kimbilir neler anlatırsın bize Ey Uhud!
Bu kutsal topraklarda başımı ne yana çevirsem Efendimizi, asr-ı saadeti hatırlatan bir şeyler görüyorum mutlaka. Başka bir deyişle, her bir dağ, taş, bana Efendimizi, asr-ı saadeti hatırlatıyor. Her bir karışı O’nu ve ashabını hatırlatan bu topraklarda sizlere hangi güzelliklerden bahsedeceğimi şaşırmış durumdayım. Zamanla hepsinden bahsetmek istiyorum elbette fakat öncelik olarak Uhud dağından ve Uhud savaşından bahsetmek istedim.
Uhud, Mescid-i Nebevi’ye beş kilometre uzaklıkta, yüksekliği yüz on metre olup uzunluğu sekiz kilometre olan bir dağdır. Uhud dağı ismini, yanlızlığından almış. Etrafında başka dağlar bulunmadığı, tek başına olduğu için Uhud ismini almış. Rengi kırmızı tonlarında. Efendimiz, üzerinde Allah için nice kanların döküldüğü bu mübarek dağdan övgüyle bahsetmişdir. Bir seferinde: “Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz” buyurmuştur.
Uhud dağına ilk gittiğimde çok heyecanlanmıştım. Burada, evden çıktığım anda başlıyor bu heyecan bende. Attığım her adımda Efendimizi düşünmeden edemiyorum. O’nun geçtiği, yürüdüğü yollarda yürüdüğümü düşünmek, mübarek gözünün baktığı yerleri görmek her seferinde daha çok mutlu ediyor beni. Her seferinde “Çok şükür Allahım hala burdayım” diyorum.
Uhud dağına doğru yola çıktığımızda da bu halet-i ruhiye içindeydim. Uhud’u karşımda gördüğümde çok şaşırmıştım, mutlu olmuştum, heyecanlanmıştım. Dimdik duruyordu karşımda. Kırmızı kırmızı sanki bana bakıyordu. Resulullahı anlatmak istercesine, beni asr-ı saadete götürürcesine bakıyordu. Ben de ona, okurcasına, gözümü kırpmadan, nefes bile almadan bakıyordum. Uhud savaşını hayal ediyordum sanki görmüşcesine.
Anlat dedim Uhud’a, anlat bana Efendimi, anlat bana Allah yolunda senin üzerinde dökülen kanları, anlat bana mübarek sahabelerin nasıl savaştıklarını, anlat bana “Allah Allah” diye düşmana doğru koşan mübarekleri... Canlarını Allah yolunda gözlerini bile kırpmadan vermek isteyen Ashab-ı Kiramı anlat. Bir yandan Efendimizi koruyup diğer yandan da aslan gibi vuruşan mübarekleri anlat. Okçular tepesini anlat. Nasıl olmuştu da Efendimizin sözünden çıkmışlardı. Nasıl olmuş da O’nu dinlememişlerdi. Halbuki Resulullah onlara “Ben emretmedikçe burdan ayrılmayın” demişti. Tam da kureyşliler kaçmaya başlamıştı ki, okçular Efendimizin sözünden çıkıp yerlerinden ayrılmışlardı.
Anlat Uhud, hepsini anlat bana. Efendimiz zannedip Hz Mus’ab’a kıyan haini, Efendimizin mübarek dişini kıran kafiri anlat. Savaşta yaralanan sahabelerin yaralarını saran mübarek kadınları, Vahşi’nin mızrağıyla şehit olan arslan gibi kükreyerek savaşan, şehitlerin babası Hamza’yı anlat. Efendimizi korumak için kollarını, bacaklarını kalkan yapan, bu yolda kolunu kaybeden Talha’yı anlat.
Safiyye’nin; kardeşi Hz Hamza’nın paramparça olmuş cesedini gördüğünde ki teslimiyetini anlat. Öyle ki, ensardan bir kadın da babasının, kardeşinin ve kocasının şehit olduğu haberini alınca sadece Efendimizin nasıl olduğunu sormuş ve sağ olduğunu haber alınca “çok şükür” demiş, rahatlamıştı. Nasıl bir teslimiyettir bu, nasıl bir Peygamber aşkıdır bu. Nasıl bir Peygamber aşığıdır bu. Efendimizi mübarek dişi kırıldığında bağrında sen saklamışsın müşriklerden, kızı Fatıma mübarek babasının kanayan yanağını da bu mağarada tedavi etmiş. Bugün milyonlarca müslüman bu mübarek mağarayı görmek için tırmanıyor sana. O’nun dinlendiği bu mağarayı sırf görmek için... O’nu gören dağı taşı görmek için... İşte bu kadar hasretiz, bu kadar muhtacız O’na.
Yetmiş tane sahabe şehit olmuş Allah yolunda, senin üzerinde mübarek canlarını vermişler. Müşrik kadınlar nasıl da iğrençlikler yapmışlar sahabelerin cesedlerine, nasıl kıymışlar, nasıl yapabilmişler bu çirkinlikleri. Nasıl bir kin, nasıl bir nefrettir bu. Nasıl bir cahillik, nasıl bir nasipsizlikdir bu. Sen nelere şahit olmuşsun Ey Uhud.
Efendimiz, ömrü boyunca bu savaşı, bu savaşta şehit olan mübarekleri unutamamış. Vefatına kadar Uhud şehitlerinin kabirlerini ziyaret etmiş. Bugün ise o mübarek şehitlerin kabirlerini Ümmet-i Muhammed ziyaret ediyor Ey Uhud.
Asırlardır ziyaretine gelen müslümanların hepsi, sana, tıpkı benim şu anda baktığım gibi baktılar. Tüm bunları görmek ister gibi, bugün Uhud savaşının tek şahidi olan senden duymak ister gibi baktılar. Bir dile gelebilsen kimbilir neler anlatırsın bize Ey Uhud!
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur