Saat
Similar topics
Mart 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
RASÛLULLÂH’A AŞK İLE TÂBÎ OLMAK
2 posters
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
RASÛLULLÂH’A AŞK İLE TÂBÎ OLMAK
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e duyulan gerçek bir aşk ve muhabbetin netîcesi, O’nun yolunun tozunu baş tâcı eylemek, O’na cân u gönülden itaat edip teslîm olmaktır.
Zîrâ O öyle bir şahsiyettir ki, her yönüyle insanlık için serâpâ bir rahmetten ibarettir. Bu meyanda O’nun kalbinin mü’minlere karşı ne derecede şefkat ve merhametle dolu olduğunu şu âyet-i kerîme ne güzel sergiler:
“Andolsun ki size kendi içinizden öyle izzetli bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Size çok düşkündür. Mü’minlere karşı Raûf (cidden şefkatli) ve Rahîm (son derece merhametli)dir.” (et-Tevbe, 128)
O’nun ümmetine olan şefkat ve merhametini gösteren hadîs-i şerîflerinden birisi şöyledir:
“Ey îmân edenler! Allâh sizi emniyet içinde tutsun! Sizi gözetsin! Sizi kötülüklerden korusun! Size yardım etsin! Sizi yüceltsin! Size yol göstersin! Sizi kendi emniyetine alsın! Sizleri her tür tâlihsizlikten sakındırsın ve dîninizi sizler için korusun!..”37
O, fiiliyle, kavliyle ve ahlâkî yaşayışıyla bütün insanlığı kuşatan bir rahmetti; yol göstericiydi. Hidâyet yolunda her türlü meşakkat ve çilenin en büyüğü O’nun sırtındaydı. Ümmetinin hidâyet ve rahmete nâil olabilmesi için öyle bir sabır ve gayretin içindeydi ki, bâzen kendisini harâb etmemesi için îkâz-ı ilâhî sâdır olurdu:
“Demek ki bu söze (Kitâb’a) inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa diye) arkalarından üzülerek neredeyse kendini mahvedeceksin!” (el-Kehf, 6)
“(Rasûlüm!) Onlar îmân etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!” (eş- Şuarâ, 3)
Âyet-i kerîmeler, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in dünyada yaşayan her insanın Allâh’a inanmasını ve kendisini cehennem azâbından kurtarmasını, şefkat ve merhamet muktezâsı olarak istediğinin bir delîlidir.
Rasûlullâh’ın ümmetine duyduğu bu engin şefkat, merhamet ve muhabbete mukâbil, ümmeti olarak biz bu sevgiye ne kadar karşılık verebildiğimizi tefekkür etmek zorundayız.
Hakîkaten, Allâh Rasûlü’ne olan muhabbetimizin ölçüsü, Kur’ân’ı ve Allâh Rasûlü’nü rehber edinerek, O’nun hâli ile ne kadar hâllendiğimizle belli olur. Onu seven ve O’nun uğruna her şeyini fedâ eden ashâb-ı kirâm, O’nu nasıl duydu ve hissetti? O’nun hâliyle nasıl hâllendi ve ahlâkını hayatına nasıl aksettirdi? Acaba bizler bu hâllerin neresinde bulunuyoruz? O’na olan muhabbetimizi bu ölçülerle mîzan edip gönüllerimizi O’nun ahlâkı ile tezyin etmeliyiz. Günahlarımız, hatâlarımız, kusurlarımız ve isyanlarımız O’nun zemzem misâli tertemiz ahlâkıyla yıkanmalı, O’nun mübârek hayatının mânâ ve hikmeti ile mânevî bir diriliş yaşamalıyız.
Vâsıl-ı ilâllâh olabilmenin sırrı, Allâh’ın kitâbına ve Varlık Nûru’nun Sünnet-i Seniyye’sine, yani yüksek ahlâk ve davranışlarına hulûs-i kalb ile yakınlaşabilmek, Allâh ve Rasûlü’nün sevdiklerine muhabbet, zıtlarına da nefrette gizlidir.
Zîrâ ilâhî muhabbetler, gönlü diri tutar, sıhhatli kılar, hayra istikâmetlendirir. Muhabbet ve onun zıddı olan nefret, ikisi birden aynı anda bir kalbde bulunamaz. Ne var ki, gönül boşluk kabûl etmediği için, birinin yokluğu, diğerinin varlık sebebidir. Bu iki zıdlık arasındaki fark, a’lâ-yı illiyyîn ile esfel-i sâfilîn arasındaki mesâfe kadar sonsuzdur.
Şâir Kemâl Edib Kürkçüoğlu, Allâh Rasûlü’nün Sünnet’inden ve muhabbetinden uzakta kalan gâfil mü’minleri şu beytiyle ne güzel irşâd ve îkâz ediyor:
İltifâtından uzak düşmesi eyvâh eyvâh;
İki dünyâda yeter gâfile hüsrân olarak!..
“Eyvâh, eyvâh! Hazret-i Peygamber’in iltifâtından uzak düşmesi, gâfil bir insana elbette hüsrân olarak yeter!..”
Rabbimiz bizleri, O’na muhabbetle bağlanan lâyık bir ümmet eylesin! Zîrâ O, kâ’bına erişilmez bir merhamet ve şefkat ufkuydu!..
Gerçekten, hidâyeti için var gücü ile çabaladığı insanların O’nu taşlamaları ve hakâret etmeleri karşısında yine de onlara hayır-duâ eden Hazret-i Peygamber’e, Zeyd bin Hârise’nin:
“–Yâ Rasûlallâh, onlar size şu ağır zulmü revâ görüyorlar… Siz hâlâ onlara duâ mı ediyorsunuz?” demesi üzerine O’nun:
“–Başka ne yapabilirim ki! Ben azâb için değil, rahmet için gönderildim…” diyerek onların hidâyetine duâ etmesi, yüksek bir fedâkârlık, vefâkârlık, iyi kalblilik, merhamet ve şefkatin erişilmez zirvesinde olduğuna şehâdet etmez mi?
Hakîkaten Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in peygamberliği ile beşeriyet, beklediği ulvî hidâyet rehberlerinin en mükemmeline kavuşmuştur. Bu yüzden bugün hâlâ hodgâm ve nefsânî bir hayat yaşamaya devâm edenler, böyle yüce bir örnek şahsiyet gelmeden önce câhilî bir hayat yaşayanlardan daha mes’ûl bir mevkîde bulunmaktadırlar.
Bu bakımdan, insanlığın ekseriyetle kuvvete râm olup nefis sultasında yaşadığı günümüzde, O Varlık Nûru örnek şahsiyetin, karakter ve şahsiyet inşâsına daha büyük bir ihtiyaç içindeyiz!.. Tarihimizin ihtişam devirlerindeki en büyük müessir de, O şânı yüce Peygamber’in hakîkî vârisleri olan amel-i sâlih sahibi mü’minlerin varlığı ve onların topluma örnek bir şahsiyet sunmaları idi. Hâlbuki günümüzdeki ahvâle nazar ettiğimizde en hazin gerçeklerden birinin, böyle örnek şahsiyetlerin azlığı sebebiyle mâneviyat sahasında yaşanan hüsran olduğunu müşâhede etmekteyiz.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in, O’nun izinden gidenlerin ve bilhassa kendi tarihimizdeki îmân ve vecd kahramanlarının heyecan dolu gönüllerinin seviyesine yeniden ulaşabilmek için tekrar o âbide ve örnek insanlara sahip olmamız gerekmektedir.
Bunun için de onları duymak, anlamak ve onların gönül âlemlerinden hisse alabilmek gerekir. Yani onların bu fânî âlemi nasıl telakkî ettiklerini, Allâh’ın kendilerine ihsân ettiği akıl, iz’an, idrâk, can ve malı nasıl kullanarak hem kendilerine hem de insanlığa saâdet yolunu açtıklarını iyi bilmek îcâb eder.
Zîrâ O öyle bir şahsiyettir ki, her yönüyle insanlık için serâpâ bir rahmetten ibarettir. Bu meyanda O’nun kalbinin mü’minlere karşı ne derecede şefkat ve merhametle dolu olduğunu şu âyet-i kerîme ne güzel sergiler:
“Andolsun ki size kendi içinizden öyle izzetli bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Size çok düşkündür. Mü’minlere karşı Raûf (cidden şefkatli) ve Rahîm (son derece merhametli)dir.” (et-Tevbe, 128)
O’nun ümmetine olan şefkat ve merhametini gösteren hadîs-i şerîflerinden birisi şöyledir:
“Ey îmân edenler! Allâh sizi emniyet içinde tutsun! Sizi gözetsin! Sizi kötülüklerden korusun! Size yardım etsin! Sizi yüceltsin! Size yol göstersin! Sizi kendi emniyetine alsın! Sizleri her tür tâlihsizlikten sakındırsın ve dîninizi sizler için korusun!..”37
O, fiiliyle, kavliyle ve ahlâkî yaşayışıyla bütün insanlığı kuşatan bir rahmetti; yol göstericiydi. Hidâyet yolunda her türlü meşakkat ve çilenin en büyüğü O’nun sırtındaydı. Ümmetinin hidâyet ve rahmete nâil olabilmesi için öyle bir sabır ve gayretin içindeydi ki, bâzen kendisini harâb etmemesi için îkâz-ı ilâhî sâdır olurdu:
“Demek ki bu söze (Kitâb’a) inanmazlarsa (ve bu yüzden helâk olurlarsa diye) arkalarından üzülerek neredeyse kendini mahvedeceksin!” (el-Kehf, 6)
“(Rasûlüm!) Onlar îmân etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!” (eş- Şuarâ, 3)
Âyet-i kerîmeler, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in dünyada yaşayan her insanın Allâh’a inanmasını ve kendisini cehennem azâbından kurtarmasını, şefkat ve merhamet muktezâsı olarak istediğinin bir delîlidir.
Rasûlullâh’ın ümmetine duyduğu bu engin şefkat, merhamet ve muhabbete mukâbil, ümmeti olarak biz bu sevgiye ne kadar karşılık verebildiğimizi tefekkür etmek zorundayız.
Hakîkaten, Allâh Rasûlü’ne olan muhabbetimizin ölçüsü, Kur’ân’ı ve Allâh Rasûlü’nü rehber edinerek, O’nun hâli ile ne kadar hâllendiğimizle belli olur. Onu seven ve O’nun uğruna her şeyini fedâ eden ashâb-ı kirâm, O’nu nasıl duydu ve hissetti? O’nun hâliyle nasıl hâllendi ve ahlâkını hayatına nasıl aksettirdi? Acaba bizler bu hâllerin neresinde bulunuyoruz? O’na olan muhabbetimizi bu ölçülerle mîzan edip gönüllerimizi O’nun ahlâkı ile tezyin etmeliyiz. Günahlarımız, hatâlarımız, kusurlarımız ve isyanlarımız O’nun zemzem misâli tertemiz ahlâkıyla yıkanmalı, O’nun mübârek hayatının mânâ ve hikmeti ile mânevî bir diriliş yaşamalıyız.
Vâsıl-ı ilâllâh olabilmenin sırrı, Allâh’ın kitâbına ve Varlık Nûru’nun Sünnet-i Seniyye’sine, yani yüksek ahlâk ve davranışlarına hulûs-i kalb ile yakınlaşabilmek, Allâh ve Rasûlü’nün sevdiklerine muhabbet, zıtlarına da nefrette gizlidir.
Zîrâ ilâhî muhabbetler, gönlü diri tutar, sıhhatli kılar, hayra istikâmetlendirir. Muhabbet ve onun zıddı olan nefret, ikisi birden aynı anda bir kalbde bulunamaz. Ne var ki, gönül boşluk kabûl etmediği için, birinin yokluğu, diğerinin varlık sebebidir. Bu iki zıdlık arasındaki fark, a’lâ-yı illiyyîn ile esfel-i sâfilîn arasındaki mesâfe kadar sonsuzdur.
Şâir Kemâl Edib Kürkçüoğlu, Allâh Rasûlü’nün Sünnet’inden ve muhabbetinden uzakta kalan gâfil mü’minleri şu beytiyle ne güzel irşâd ve îkâz ediyor:
İltifâtından uzak düşmesi eyvâh eyvâh;
İki dünyâda yeter gâfile hüsrân olarak!..
“Eyvâh, eyvâh! Hazret-i Peygamber’in iltifâtından uzak düşmesi, gâfil bir insana elbette hüsrân olarak yeter!..”
Rabbimiz bizleri, O’na muhabbetle bağlanan lâyık bir ümmet eylesin! Zîrâ O, kâ’bına erişilmez bir merhamet ve şefkat ufkuydu!..
Gerçekten, hidâyeti için var gücü ile çabaladığı insanların O’nu taşlamaları ve hakâret etmeleri karşısında yine de onlara hayır-duâ eden Hazret-i Peygamber’e, Zeyd bin Hârise’nin:
“–Yâ Rasûlallâh, onlar size şu ağır zulmü revâ görüyorlar… Siz hâlâ onlara duâ mı ediyorsunuz?” demesi üzerine O’nun:
“–Başka ne yapabilirim ki! Ben azâb için değil, rahmet için gönderildim…” diyerek onların hidâyetine duâ etmesi, yüksek bir fedâkârlık, vefâkârlık, iyi kalblilik, merhamet ve şefkatin erişilmez zirvesinde olduğuna şehâdet etmez mi?
Hakîkaten Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in peygamberliği ile beşeriyet, beklediği ulvî hidâyet rehberlerinin en mükemmeline kavuşmuştur. Bu yüzden bugün hâlâ hodgâm ve nefsânî bir hayat yaşamaya devâm edenler, böyle yüce bir örnek şahsiyet gelmeden önce câhilî bir hayat yaşayanlardan daha mes’ûl bir mevkîde bulunmaktadırlar.
Bu bakımdan, insanlığın ekseriyetle kuvvete râm olup nefis sultasında yaşadığı günümüzde, O Varlık Nûru örnek şahsiyetin, karakter ve şahsiyet inşâsına daha büyük bir ihtiyaç içindeyiz!.. Tarihimizin ihtişam devirlerindeki en büyük müessir de, O şânı yüce Peygamber’in hakîkî vârisleri olan amel-i sâlih sahibi mü’minlerin varlığı ve onların topluma örnek bir şahsiyet sunmaları idi. Hâlbuki günümüzdeki ahvâle nazar ettiğimizde en hazin gerçeklerden birinin, böyle örnek şahsiyetlerin azlığı sebebiyle mâneviyat sahasında yaşanan hüsran olduğunu müşâhede etmekteyiz.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in, O’nun izinden gidenlerin ve bilhassa kendi tarihimizdeki îmân ve vecd kahramanlarının heyecan dolu gönüllerinin seviyesine yeniden ulaşabilmek için tekrar o âbide ve örnek insanlara sahip olmamız gerekmektedir.
Bunun için de onları duymak, anlamak ve onların gönül âlemlerinden hisse alabilmek gerekir. Yani onların bu fânî âlemi nasıl telakkî ettiklerini, Allâh’ın kendilerine ihsân ettiği akıl, iz’an, idrâk, can ve malı nasıl kullanarak hem kendilerine hem de insanlığa saâdet yolunu açtıklarını iyi bilmek îcâb eder.
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
Geri: RASÛLULLÂH’A AŞK İLE TÂBÎ OLMAK
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Müptelânım Ya Rasul (S.A.V.)
Hasretin yakar canımı
Müptelânım Ya Rasul
Ne olur duy feryadımı
Aşığınım Ya Rasul
Sen ekmeğim
Sen aşımsın
Sen hayatım ışığımsın
Senin için akıp duran
Gözlerimde yaşımsın
Tutan elim
Gören gözüm
Sen benim baştacımsın
Sana geldim boynu bükük
Sen benim Sultanımsın
Hasretin yakar canımı
Müptelanım Ya Rasul
Ne olur duy feryadımı
Aşığınım Ya Rasul
Aşkın işlemiş özüme
Aşığınım Ya Rasul
Ne olursun gül yüzüme
Müptelanım Ya Rasul
Müptelânım Ya Rasul (S.A.V.)
Hasretin yakar canımı
Müptelânım Ya Rasul
Ne olur duy feryadımı
Aşığınım Ya Rasul
Sen ekmeğim
Sen aşımsın
Sen hayatım ışığımsın
Senin için akıp duran
Gözlerimde yaşımsın
Tutan elim
Gören gözüm
Sen benim baştacımsın
Sana geldim boynu bükük
Sen benim Sultanımsın
Hasretin yakar canımı
Müptelanım Ya Rasul
Ne olur duy feryadımı
Aşığınım Ya Rasul
Aşkın işlemiş özüme
Aşığınım Ya Rasul
Ne olursun gül yüzüme
Müptelanım Ya Rasul
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• İ S L A M :: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur