Saat
En son konular
Hadis-i Şerif


Giriş yap
Kontrol Paneli
![]() Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
![]() Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
![]() Gelen Kutusu ÖM Gönder |
![]() Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11835 mesaj attılar bunda 4574 konu
“Allah hüzünlü kalbi sever.”
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası • Paylaş •
“Allah hüzünlü kalbi sever.”
“Allah hüzünlü kalbi sever.”
(Hakîm, el-Müstedrek, IV, 315; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliya, VI, 90)
-Baharında eylülü yaşayan kuşcağız! Kalbini hüzünle dağladın mı hiç?
Hüzün ki su ve ateştir ılgım salgım; gülünü de gülistanını da, ırmağı ve lalesini de ateş ve suya döndürür hayatın... Hani ateşe değince bir su, bakılır ya niceliğine ırmak mıdır, ya yağmur mu. Yağmurlu havanın yangını büyük olur ya hani; hani serpintiler ateşi besler ya!?.. Bardak bardak boşalıyorsa bir su, söner de alevler; yağmur yağmur serpilince çoğalır ya hani!..
Hüzün ki kalpte başlayan bir yanıştır, elbet onu söndürmek için gayrete gelir göz pınarları yağmur yağmur... Ve yazık ki ırmak olamadıkça, yalnızca içindeki yangını çoğaltır bir kuşcağızın. Minicik kalbi yandıkça ağlayan bir kuş, gerçekte kentler tutuşturacak yangınlar çoğaltmaktadır turfa yüreğinde, ve yazık ki başkaları gafildir alevlerden... Bir döngüdür bu yüzden su ve ateş, hüzün potasında insanı yandırıp yundurmak için; ve belki başına baht, ayağına taht kondurmak için.
–Rüyalarına siyah hüzünler düşen kuşcağız! Damlada denizce çağladın mı hiç?
Deniz ki ateşlere sürgün sancılarda eflatun düşünceler çoğaltır. Kelimeleri tutsak olmuş zamanları can evine dalga dalga sürükler kasıtla. Bir süvarinin terkisinde uyuyan sağır uğultuları getirir ufuklardan, ve bir geminin pruvasında karanlığın kurşun ağırlığı duyulur. Sonsuz hürriyete benzer uzayan bir şey vardır uzaklarda, hep uzaklarda... Alabildiğine maviliklerde uçuşur bulutsu sevinçler pupa yelken, ve çoban ateşlerine koşan gecelerde derbeder ömürler bölünür orta yerinden kâbus kâbus... Umut salıncaklarındaki huzurlu uykular, öldürülecek heyecanların tenhalarında eylül şiirlerine döner de baygın ormanların ve ölü sahillerin öte yakasında sıtmalı arzular vurur udun tellerine; kafessiz bülbüller düşer bir bir yere...
–Yüreğinde melal büyüten kuşcağız! Okul önlerinde gizli gizli ağladın mı hiç?
Gözyaşı ki bir tesellidir yavaş yavaş ayağa kalkan ve sürgünlerin yurda son dönüşlerindeki özlemdir. Yağmayan yağmurların altında, yalınayak, antik güzelliklere tutkun papatya tarlalarını seher yürüyüşleriyle geçerek beyaz saatler yaşamaktır gözyaşı. Parıltısını yeni bulmuş gözlerinde bir kuşcağızın, çeşmibülbül tutsaklıklarıyla yıkık bendlerinden taşra akan hayallerdir, eski resimlerde yıllanmış hatıralardır, seruma koşan hastalar gibi. Aylara ve yıllara değmez karınca yollarında yağı biten kandiller aydınlatıyor şimdi hazin çehrelerini güvercinlerin, ve domdom kurşunuyla vurulup düşmekteler yere. Damla damla arınmadır bu, kirli sulardan ve basamak basamak yükseliştir heyûlâ kaygulardan...
– Kanadı orta yerinden kırılan kuşcağız! Umudunu bir âh’a bağladın mı hiç?
Âh ki Rabb’ın en kısa adıdır, tutulmuş yollarda kararıp yitirilen rüyaları uygarlığın kaçamak suskunluklarının yüzüne çarpıverir, ve son kapıda selvalar ve sisler, mahşer çıvgını ruhlarımıza adalet dağıtır. Rakkaslarına söz geçiremeyen saatler, yüreklerin hüzünle en tanıştığı anda durur ve yoğun ihanet lifli ince yapraklarda, çizgi çizgi çile okunan yüzler belirir, dolunay olur... Varsın gündüzler ışığından utansın artık, kederler buz kessin yangınlarında ve dillerimizdeki sefil ilençleri güden dişlek çobanların geçtiği kapılar kapansın bir bir.
Hüzne ne hacet kuşcağız; zeytine and içerek ve kevserlere not düşerek bir tayy–i mekana dönecekse ıyşımız, işretimiz... Âh ile adreslerimiz ırmaklar olmuşsa elbette öğreneceğiz yüzmeyi, değil mi?!..
- Prof. Dr. İskender Pala
(Hakîm, el-Müstedrek, IV, 315; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliya, VI, 90)
-Baharında eylülü yaşayan kuşcağız! Kalbini hüzünle dağladın mı hiç?
Hüzün ki su ve ateştir ılgım salgım; gülünü de gülistanını da, ırmağı ve lalesini de ateş ve suya döndürür hayatın... Hani ateşe değince bir su, bakılır ya niceliğine ırmak mıdır, ya yağmur mu. Yağmurlu havanın yangını büyük olur ya hani; hani serpintiler ateşi besler ya!?.. Bardak bardak boşalıyorsa bir su, söner de alevler; yağmur yağmur serpilince çoğalır ya hani!..
Hüzün ki kalpte başlayan bir yanıştır, elbet onu söndürmek için gayrete gelir göz pınarları yağmur yağmur... Ve yazık ki ırmak olamadıkça, yalnızca içindeki yangını çoğaltır bir kuşcağızın. Minicik kalbi yandıkça ağlayan bir kuş, gerçekte kentler tutuşturacak yangınlar çoğaltmaktadır turfa yüreğinde, ve yazık ki başkaları gafildir alevlerden... Bir döngüdür bu yüzden su ve ateş, hüzün potasında insanı yandırıp yundurmak için; ve belki başına baht, ayağına taht kondurmak için.
–Rüyalarına siyah hüzünler düşen kuşcağız! Damlada denizce çağladın mı hiç?
Deniz ki ateşlere sürgün sancılarda eflatun düşünceler çoğaltır. Kelimeleri tutsak olmuş zamanları can evine dalga dalga sürükler kasıtla. Bir süvarinin terkisinde uyuyan sağır uğultuları getirir ufuklardan, ve bir geminin pruvasında karanlığın kurşun ağırlığı duyulur. Sonsuz hürriyete benzer uzayan bir şey vardır uzaklarda, hep uzaklarda... Alabildiğine maviliklerde uçuşur bulutsu sevinçler pupa yelken, ve çoban ateşlerine koşan gecelerde derbeder ömürler bölünür orta yerinden kâbus kâbus... Umut salıncaklarındaki huzurlu uykular, öldürülecek heyecanların tenhalarında eylül şiirlerine döner de baygın ormanların ve ölü sahillerin öte yakasında sıtmalı arzular vurur udun tellerine; kafessiz bülbüller düşer bir bir yere...
–Yüreğinde melal büyüten kuşcağız! Okul önlerinde gizli gizli ağladın mı hiç?
Gözyaşı ki bir tesellidir yavaş yavaş ayağa kalkan ve sürgünlerin yurda son dönüşlerindeki özlemdir. Yağmayan yağmurların altında, yalınayak, antik güzelliklere tutkun papatya tarlalarını seher yürüyüşleriyle geçerek beyaz saatler yaşamaktır gözyaşı. Parıltısını yeni bulmuş gözlerinde bir kuşcağızın, çeşmibülbül tutsaklıklarıyla yıkık bendlerinden taşra akan hayallerdir, eski resimlerde yıllanmış hatıralardır, seruma koşan hastalar gibi. Aylara ve yıllara değmez karınca yollarında yağı biten kandiller aydınlatıyor şimdi hazin çehrelerini güvercinlerin, ve domdom kurşunuyla vurulup düşmekteler yere. Damla damla arınmadır bu, kirli sulardan ve basamak basamak yükseliştir heyûlâ kaygulardan...
– Kanadı orta yerinden kırılan kuşcağız! Umudunu bir âh’a bağladın mı hiç?
Âh ki Rabb’ın en kısa adıdır, tutulmuş yollarda kararıp yitirilen rüyaları uygarlığın kaçamak suskunluklarının yüzüne çarpıverir, ve son kapıda selvalar ve sisler, mahşer çıvgını ruhlarımıza adalet dağıtır. Rakkaslarına söz geçiremeyen saatler, yüreklerin hüzünle en tanıştığı anda durur ve yoğun ihanet lifli ince yapraklarda, çizgi çizgi çile okunan yüzler belirir, dolunay olur... Varsın gündüzler ışığından utansın artık, kederler buz kessin yangınlarında ve dillerimizdeki sefil ilençleri güden dişlek çobanların geçtiği kapılar kapansın bir bir.
Hüzne ne hacet kuşcağız; zeytine and içerek ve kevserlere not düşerek bir tayy–i mekana dönecekse ıyşımız, işretimiz... Âh ile adreslerimiz ırmaklar olmuşsa elbette öğreneceğiz yüzmeyi, değil mi?!..
- Prof. Dr. İskender Pala
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3946
Puanı : 4329
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
» Kendimden Kaçabilsem
» Özleminle Ey Sevgili
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
» Af Dilerim..
» Ya Rabbah :(
» Gül Efendim (S.A.V.)
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
» Ey Yar (S.A.V.)
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
» Ya Rasulallah (SAV)
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
» Minber’den Ötelere Bakış
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
» Hayret Doğrusu
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
» Göz Kalbin Elçisidir
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
» Başkaları Bilmese de Olur..
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
» Artan Pilav
» Yardım..
» Ömür Sermayesi..
» Mecnun ve Devesi
» Usta ve Şaşı Çırak..
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
» De ki: "Allah (c.c.) bana yeter.."
» Dünya Sevgisi..
» İmam-ı Rabbani Hazretlerinden İnciler..
» Ebu Hureyre (r.a.) Anlatıyor..
» Okunmaya Değer..
» DAĞ BAŞLARINDA KUR’AN ÖĞRETİRLERDİ
» Cürmüm İle Geldim Sana - Affeyle Beni Ya Rabbi (c.c.)
» Kalbe Dokunan Sözler...
» Mahcubiyet
» İhtiras
» Kurban ve Bilmemiz Gerekenler
» |❀ܓ|Kurban Bayramımız Mübarek Olsun|❀ܓ|
» Hamd ve Şükür