Saat
En son konular
Hadis-i Şerif


Giriş yap
Kontrol Paneli
![]() Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
![]() Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
![]() Gelen Kutusu ÖM Gönder |
![]() Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11835 mesaj attılar bunda 4574 konu
Sevgi ilişkilerinde kıskançlık
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası • Paylaş •
Sevgi ilişkilerinde kıskançlık
Sevgi ilişkilerinde kıskançlık: Tehlikeli ve güzel-I
Kıskançlık: Hem güzel hem tehlikeli...
Güzel, çünkü özellikle âşık olduğumuzda, yoğun duygularla dolup taştığımızda tavan yapar. Duyguların en tatlısında -sevdiğimizde- sessiz sedasız, durduğu yerden, "ben buradayım" diye seslenir.
Hemen tüm sevenler kıskançlık krizine girer, az çok. "Seven insan kıskanır" denir.
Tehlikeli, çünkü yoğun kaygının ikizi. Kaybetme korkusunun diğer adı. Cennetteki cehennem gibi. Tatlı bir ilkbahardaki ayaz gibi. İçin için yanan kömürün içindeki ateş gibi. Shakespeare'in Othello'sunda yazdığı gibi; "Kıskançlık, beslendiği avla oynayan yeşil gözlü bir canavardır."
Kaybetmekten korkmayan yok gibidir. Özellikle değer verdiklerimizi, bağlandıklarımızı, sevdiklerimizi, önemsediklerimizi. Kaygı, kendi varlığımıza ve sevdiklerimize yönelik bir tehdit algısıyla baş gösterir. Bir alarm işaretidir. Tehdit ya gerçektir, hemen yanı başımızdadır. Üzerimize gelen bir araba, başımıza dayanan bir silah gibi. Ya da hayalîdir, vehmîdir. "Ya olursa" biçiminde, olabilecek ama olmamış, muhtemel bir durumdur.
Kaybetmekten korktuğumuz bir sevgi ilişkisi de gerçeği ya da hayali kaybetme kaygısına dayalı olarak kıskançlığı tetikler. Aşk ne kadar parlaksa onu kaybetmenin gölgesi de o kadar karanlıktır. Ya başkasına gönlü kayarsa? Gerçekten en sevdiği ben mi oldum? Neden bir başkası ona bakmıştır? Niye başkasıyla konuşmuştur? Neden öyle gülümsemiştir? Dün niye aramamıştır? O halde kıskançlık, bizim için önemli bir insanı başka bir kişiye kaptırma kaygısından doğan zor bir halin içine düşmektir. Hadi, kaybetme olmasa bile sevdiğimiz kişiye başka birinin bizim baktığımız gözle bakması durumunda hissedilen duygudur.
Kıskançlığı ahlaki bir hüküm olarak dile getirmek oldukça yaygınsa da aslında dert edilen ahlaki bir durum değildir. O, ailesiyle (anne, baba, kardeşleri) yemektedir. Bir ara ararsınız. Sesi mutlu, mesuttur. Neşelidir. Sonrasında attığınız mesaja hemen cevap vermemiştir. Deli divane olur, odanın içinde bir yukarı bir aşağı dört dolanırsınız. Gözünüzü telefondan alamazsınız. Bir "bip" sesiyle uyanırsınız. Beklemekten gına getiren o mesaj gelir. O da ne. Canınız sıkılır. Her zamanki gülücük işareti neden yoktur? Mesajı görmez, gülücük işaretinin olmayışına takılırsınız. Göğsünüzde bir alev topu. Bir şeyler ters mi gidiyor? Mesajın gelmemesi bir dert, gelmesi ayrı bir derttir.
Aslında, o an, o da sizi düşünüyordur. Sizden gelecek bir mesajı beklemekte, yemekte dalıp dalıp gitmektedir. O da sizin yolladığınız mesajda gülücük işaretinin neden olmadığına takılmıştır. Yoksa sevginiz mi azalmıştır? Zaten her akşam ararken o akşam aramamışsınızdır. Yoksa?..
"Yoksa sevgisi mi azaldı" kaygısı midenize oturur. Eskiden daha neşeliydi. Şimdi yüzü pek gülmüyor. Eskiden gelecekten konuşurdu. Şimdi çoğunlukla susuyor. Yoksa? Yoksa başkası mı var? Ya da sevgisi yokuş aşağı yuvarlanmaya mı başladı? Yok öyle bir şey diye kendinizi ikna edersiniz. Bir süre rahata erersiniz. Çok uzun sürmeden kaygı geri döner. Zihninize bir virüs girmiştir. Sorarsınız. "Yok," der. Bir daha sorarsınız. "Yok öyle bir şey" der. İçiniz içinizi kemirir. Bir kurt düşmüştür içinize. Yavaş yavaş beyninizi yiyen bir kurt: "Bir başkasına âşık olacak, beni bırakacak ve yalnız kalacağım."
Mustafa Ulusoy
Zaman
Kıskançlık: Hem güzel hem tehlikeli...
Güzel, çünkü özellikle âşık olduğumuzda, yoğun duygularla dolup taştığımızda tavan yapar. Duyguların en tatlısında -sevdiğimizde- sessiz sedasız, durduğu yerden, "ben buradayım" diye seslenir.
Hemen tüm sevenler kıskançlık krizine girer, az çok. "Seven insan kıskanır" denir.
Tehlikeli, çünkü yoğun kaygının ikizi. Kaybetme korkusunun diğer adı. Cennetteki cehennem gibi. Tatlı bir ilkbahardaki ayaz gibi. İçin için yanan kömürün içindeki ateş gibi. Shakespeare'in Othello'sunda yazdığı gibi; "Kıskançlık, beslendiği avla oynayan yeşil gözlü bir canavardır."
Kaybetmekten korkmayan yok gibidir. Özellikle değer verdiklerimizi, bağlandıklarımızı, sevdiklerimizi, önemsediklerimizi. Kaygı, kendi varlığımıza ve sevdiklerimize yönelik bir tehdit algısıyla baş gösterir. Bir alarm işaretidir. Tehdit ya gerçektir, hemen yanı başımızdadır. Üzerimize gelen bir araba, başımıza dayanan bir silah gibi. Ya da hayalîdir, vehmîdir. "Ya olursa" biçiminde, olabilecek ama olmamış, muhtemel bir durumdur.
Kaybetmekten korktuğumuz bir sevgi ilişkisi de gerçeği ya da hayali kaybetme kaygısına dayalı olarak kıskançlığı tetikler. Aşk ne kadar parlaksa onu kaybetmenin gölgesi de o kadar karanlıktır. Ya başkasına gönlü kayarsa? Gerçekten en sevdiği ben mi oldum? Neden bir başkası ona bakmıştır? Niye başkasıyla konuşmuştur? Neden öyle gülümsemiştir? Dün niye aramamıştır? O halde kıskançlık, bizim için önemli bir insanı başka bir kişiye kaptırma kaygısından doğan zor bir halin içine düşmektir. Hadi, kaybetme olmasa bile sevdiğimiz kişiye başka birinin bizim baktığımız gözle bakması durumunda hissedilen duygudur.
Kıskançlığı ahlaki bir hüküm olarak dile getirmek oldukça yaygınsa da aslında dert edilen ahlaki bir durum değildir. O, ailesiyle (anne, baba, kardeşleri) yemektedir. Bir ara ararsınız. Sesi mutlu, mesuttur. Neşelidir. Sonrasında attığınız mesaja hemen cevap vermemiştir. Deli divane olur, odanın içinde bir yukarı bir aşağı dört dolanırsınız. Gözünüzü telefondan alamazsınız. Bir "bip" sesiyle uyanırsınız. Beklemekten gına getiren o mesaj gelir. O da ne. Canınız sıkılır. Her zamanki gülücük işareti neden yoktur? Mesajı görmez, gülücük işaretinin olmayışına takılırsınız. Göğsünüzde bir alev topu. Bir şeyler ters mi gidiyor? Mesajın gelmemesi bir dert, gelmesi ayrı bir derttir.
Aslında, o an, o da sizi düşünüyordur. Sizden gelecek bir mesajı beklemekte, yemekte dalıp dalıp gitmektedir. O da sizin yolladığınız mesajda gülücük işaretinin neden olmadığına takılmıştır. Yoksa sevginiz mi azalmıştır? Zaten her akşam ararken o akşam aramamışsınızdır. Yoksa?..
"Yoksa sevgisi mi azaldı" kaygısı midenize oturur. Eskiden daha neşeliydi. Şimdi yüzü pek gülmüyor. Eskiden gelecekten konuşurdu. Şimdi çoğunlukla susuyor. Yoksa? Yoksa başkası mı var? Ya da sevgisi yokuş aşağı yuvarlanmaya mı başladı? Yok öyle bir şey diye kendinizi ikna edersiniz. Bir süre rahata erersiniz. Çok uzun sürmeden kaygı geri döner. Zihninize bir virüs girmiştir. Sorarsınız. "Yok," der. Bir daha sorarsınız. "Yok öyle bir şey" der. İçiniz içinizi kemirir. Bir kurt düşmüştür içinize. Yavaş yavaş beyninizi yiyen bir kurt: "Bir başkasına âşık olacak, beni bırakacak ve yalnız kalacağım."
Mustafa Ulusoy
Zaman
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3946
Puanı : 4329
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
MINE- Özel Üye
-
Aktiflik :Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 344
Puanı : 276
Teşekkür : 36
Kayıt tarihi : 02/11/10
Yaş : 44
Nerden : GREECE
ZÜMRÜT- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 1882
Puanı : 1360
Teşekkür : 73
Kayıt tarihi : 29/09/10
İsLaMCoKGuZeL FoRuMLaRı :: •°¤*(¯`° İsLaM ÇoK GüZeL FoRuM °´¯)*¤°• S E R B E S T K Ö Ş E :: Makaleler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
» Kendimden Kaçabilsem
» Özleminle Ey Sevgili
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
» Af Dilerim..
» Ya Rabbah :(
» Gül Efendim (S.A.V.)
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
» Ey Yar (S.A.V.)
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
» Ya Rasulallah (SAV)
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
» Minber’den Ötelere Bakış
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
» Hayret Doğrusu
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
» Göz Kalbin Elçisidir
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
» Başkaları Bilmese de Olur..
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
» Artan Pilav
» Yardım..
» Ömür Sermayesi..
» Mecnun ve Devesi
» Usta ve Şaşı Çırak..
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
» De ki: "Allah (c.c.) bana yeter.."
» Dünya Sevgisi..
» İmam-ı Rabbani Hazretlerinden İnciler..
» Ebu Hureyre (r.a.) Anlatıyor..
» Okunmaya Değer..
» DAĞ BAŞLARINDA KUR’AN ÖĞRETİRLERDİ
» Cürmüm İle Geldim Sana - Affeyle Beni Ya Rabbi (c.c.)
» Kalbe Dokunan Sözler...
» Mahcubiyet
» İhtiras
» Kurban ve Bilmemiz Gerekenler
» |❀ܓ|Kurban Bayramımız Mübarek Olsun|❀ܓ|
» Hamd ve Şükür