Saat
Similar topics
Mart 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En son konular
Hadis-i Şerif
Giriş yap
Kontrol Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Arama
Istatistikler
Toplam 2058 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: emrec77
Kullanıcılarımız toplam 11851 mesaj attılar bunda 4572 konu
Kur'an-ı Kerim ve Biz
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Kur'an-ı Kerim ve Biz
Bizden İstenen, Kur’an Okumak mı? Kur’an’ı “Okumak” mı? Sorunun cevabına geçmeden önce bahis mevzuu olan Kur’an-ı Kerim’den kısaca bahsetmek istiyorum. Kelime anlamı “okumak ve okunan şey” olarak karşılık bulan Kur’an, özel anlamı itibariyle, ilahi kitapların sonuncusu olarak Hz. Muhammed (sav)’e indirilen mukaddes metindir. Kur’an-ı Kerim’in bizatihi ayetlerde geçen diğer isimleri ise şöyledir: Kitab, Furkan, Zikr, Rûh, Şifâ, Nûr, Mecîd, Kelâmullah, Hablullah, Kerîm, Mübîn, Mübârek, Rahmet. “Mushaf” ise Kur’an-ı Kerim’in harflerle yazıya dökülmüş şekline verilen isimdir. Kur’an-ı Kerim’in Değeri Böylesine farklı isimleri olan bu mukaddes kitabın Allah katındaki değerinden de kısaca bahsetmek isterim. Bir âyette şöyle buyrulur: “Ey insanlar! Andolsun ki, (bu Kur’an) Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerinizdeki sıkıntılara bir şifadır. Ve o aynı zamanda mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir rahmettir.” (Yunus, 10/57) Hz. Peygamber (sav) ise şöyle buyurmaktadır: “Kur’an, Allah Teala’ya, göklerden, yerlerden ve bunların içinde bulunanlardan daha sevimlidir.” (Darimî, Fedailu’l-Kur’an) Kur’an-ı Kerim böylesine değerli, böylesine hidayet ve rahmet vesilesi iken, nasıl oluyor da bazı insanlar onun şifasından, rahmetinden istifade ediyor da, bazıları rahatsızlık duyabiliyor? Önce konuya işaret eden bir âyete kulak verelim isterseniz… “Biz Kur’an’dan, müminler için bir şifa ve rahmet kaynağı olacak ayetler indiriyoruz. Bununla beraber bu Kur’an, zalimlerin ancak hüsranını artırmaktadır.” (İsra, 17/82) Kanaatimizce ayeti anlamamıza en çok yardımcı olacak izahlardan birini Hz. Mevlana, şu anlamlı misali vererek yapmaktadır. Konuyla ilgili olarak şöyle der, gönül dünyamızın müstesna misafiri: “Nisan yağmurları yağdığında bir yağmur damlasını ağzını açarak yakalayan balık, o damlayı alarak suyun derinliklerine gider. Bir süre sonra o bir damlacık yağmur, balığın karnında bir inci tanesine dönüşür. Aynı yağmur damlasını, yılan da ağzını açarak bekler ve bir damla sudan o da istifade eder. Lakin, o bir damla su, bir müddet sonra yılanın ağzında en kuvvetli zehirlerden birine dönüşür. Yağan yağmur aynı yağmurdur fakat netice itibariyle o, birinde inci, birinde ise zehir olur. İşte Allah’ın âyetleri de böyledir. Onlar sadece ve sadece rahmettir. Ancak mü’minlere şifa olan bu âyetler, zâlimler için bir sıkıntıdır, bir hüsrandır…”
Kur’an-ı Kerim’i Öğrenmek ve Öğretmenin Önemi Gâye bir metni “okumak” olunca, tabiatiyle önce okumayı öğrenmek gerekecektir. Kur’an okumayı öğrenmek ve öğretmek ise başlıbaşına önem arzeden ve Müslümanlar tarafından da önemsenmesi icab eden bir konudur. Bu mevzuda, öncelikle birkaç hadis-i şerifi burada zikretmemiz gerekir. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an) Bu hadisle bağlantılı olması bakımından bir İslam büyüğünün, Tâbiûn’un önde gelen simalarından biri olan ve kırk yılı aşkın bir süre insanlara Kur’an okumasını öğreten Ebu Abdurrahman es-Sülemî’yi de burada zikretmek istiyoruz. Yukarıdaki hadisi zikrettikten sonra şöyle demişti: “Beni (insanlara Kur’an öğretmek üzere) şu bulunduğum yerde oturtan işte bu hadistir.” “Şu Kur’an’ı öğreniniz. Şüphesiz onu okumakla her harfine bedel olarak on sevap ile mükafaat alırsınız.” (Tirmizî, Fedailu’l-Kur’an) Şimdi yazımızın asıl konusu olan, “Kur’an okumak mı? Yoksa Kur’an’ı “okumak” mı?” sorusunun cevabını vermeye çalışalım. Şüphesiz ki herhangi bir metni okuyabilmek için önce onun okuma dilini bilmek gerekecektir ki, biz bundan önceki satırlarda Kur’an’ın değerinden ve onu okuyabilmeyi öğrenmenin öneminden bahseden bilgilere yer vererek, konuya yeterince vurgu yaptığımızı söyleyebiliriz. Ancak hemen belirtelim ki, bizden istenen Kur’an okumak’tan öte, Kur’an’ı “okumak”tır. Şöyle düşünelim. Bâzen insanlar konuşmaları esnasında birbirlerine, “Bu manzarayı iyi okumak gerek.” derler. Ya da bir uzman, konusuyla ilgili açıklamalarda bulunurken, “Bu tabloyu iyi okumak gerekiyor.” der. Burada “okumak” ifadesiyle dikkat çekilen şey, kişinin karşı karşıya olduğu durumu, muhatabı olduğu meseleyi iyi kavrayabilmek için önemsemesini, duygu ve düşünce yoğunluğu içinde anlamaya konsantre olmasını sağlamaktır. İşte biz mü’minlerden istenen de budur, diyebiliriz. Allah-u Teâlâ, âyetlerin muhatabı olan bizlerden, onları iyi okumamızı, anlamamızı beklemektedir. Nitekim konuyla ilgili bir ayette, “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.” (Müzzemmil, 73/4) buyrularak bu konsantrasyonu elde edebilmek için, ağır ağır okuma anlamına gelen “tertîl” üzere okumamız istenmektedir. Yine bizden istenen, ayetler üzerinde düşünmemiz ve onları anlamaya çalışmamızdır. Şu ayet de buna işaret etmektedir: “Allah, düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklayıp durmaktadır.” (Bakara, 2/221) Bazen anlamak için okumak yanında okunanı dinlemek de yeterli olabilir. Nitekim okunan Kur’an’ın dinlenilmesi hususunda tavsiye açık ve nettir: “Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki, rahmet-i ilahiyeye nail olasınız.”
Gerek okurken, gerek dinlerken bu duygu yoğunluğu yok ise, bir başka ifadeyle Kur’an, huşu’ içinde okunmuyor ve dinlenmiyorsa, bu faaliyetten, istenen netice alınamayacaktır diyebiliriz. Hz. Peygamber (sav) bir hadisinde şöyle buyurarak, Kur’an’ı okurken sahip olmamız gereken hâlet-i rûhiyemizin biçimini açık bir ifadeyle ortaya koymaktadır: “Kalpleriniz Kur’an üzerinde birleştiği sürece Kur’an’ı okumaya devam ediniz. Kalben ayrılık hissettiğiniz zaman ise okumayı bırakınız.” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an) Bu hadis bizlere, Kur’an’ı hem kalp huzuru, hem zihin uyanıklığı, hem dikkatle hem de istekle okumamız gerektiğini öğretmektedir. Bu huzurdan bizi uzaklaştıracak, hızlı ve daha fazla okuma anlayışının ise uygun görülmediğini burada eklemeliyiz. Bir defasında, “Üç günden az bir zamanda Kur’an’ı hatmeden kişi, ne okuduğunu anlamış değildir.” (Ebu Davud, Kıraat) diyerek ashabını uyaran Resûl-i Ekrem’in Kur’an’ı nasıl okuduğunu gelin Hz. Aişe (ra) validemizden dinleyelim: “Bir gecede hatim yaptığını söylediğiniz kimseler, Kur’an okuduklarını söyleseler de gerçek anlamda onlar Kur’an’ı okumuş değillerdir. Bazı geceler Rasûlullah ile beraber bütün bir geceyi uyanık geçirdiğim olurdu. Ancak o bir gece boyunca sadece Bakara, Âl-i İmran ve Nisa surelerini okurdu. Ancak Rasûlullah, müjde ayetlerini okuduğu zaman dualar edip niyazda bulunur, azap ayetleri geldiği zaman ise Allah’a sığınır, iltica ederdi.” (Ahmed b. Hanbel, VI, 92) Görüldüğü üzere, Hz. Peygamber (sav), Kur’an’ı tane tane, ağır ağır telaffuz ederek okur, manasını anlayarak ve içine sindirerek üzerinde tefekkür eder ve bu hâlet-i rûhiye içinde Kur’an’la, kalbini ve zihnini bütünleştirmiş bir halde ibadet ederdi. Kelimenin tam anlamıyla, O (sav), Rabbinden gelen ayetleri “okumakta” ve bunların kendisine neler telkin ettiğini anlamaya gayret etmekte ve bunları benliğine sindirmeye çalışmaktadır. Böylece O (sav), her konuda olduğu gibi, bu hususta da ümmetine “en güzel örnek” olmaktadır. Ne dersiniz, bizim Kur’an okuyuşlarımızla, sevgili Peygamberimiz (sav)’in Kur’an’ı okuması birbirine ne kadar benziyor?
2006 - Haziran
YENİ DÜNYA DERGİSİ
Kur’an-ı Kerim’i Öğrenmek ve Öğretmenin Önemi Gâye bir metni “okumak” olunca, tabiatiyle önce okumayı öğrenmek gerekecektir. Kur’an okumayı öğrenmek ve öğretmek ise başlıbaşına önem arzeden ve Müslümanlar tarafından da önemsenmesi icab eden bir konudur. Bu mevzuda, öncelikle birkaç hadis-i şerifi burada zikretmemiz gerekir. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an) Bu hadisle bağlantılı olması bakımından bir İslam büyüğünün, Tâbiûn’un önde gelen simalarından biri olan ve kırk yılı aşkın bir süre insanlara Kur’an okumasını öğreten Ebu Abdurrahman es-Sülemî’yi de burada zikretmek istiyoruz. Yukarıdaki hadisi zikrettikten sonra şöyle demişti: “Beni (insanlara Kur’an öğretmek üzere) şu bulunduğum yerde oturtan işte bu hadistir.” “Şu Kur’an’ı öğreniniz. Şüphesiz onu okumakla her harfine bedel olarak on sevap ile mükafaat alırsınız.” (Tirmizî, Fedailu’l-Kur’an) Şimdi yazımızın asıl konusu olan, “Kur’an okumak mı? Yoksa Kur’an’ı “okumak” mı?” sorusunun cevabını vermeye çalışalım. Şüphesiz ki herhangi bir metni okuyabilmek için önce onun okuma dilini bilmek gerekecektir ki, biz bundan önceki satırlarda Kur’an’ın değerinden ve onu okuyabilmeyi öğrenmenin öneminden bahseden bilgilere yer vererek, konuya yeterince vurgu yaptığımızı söyleyebiliriz. Ancak hemen belirtelim ki, bizden istenen Kur’an okumak’tan öte, Kur’an’ı “okumak”tır. Şöyle düşünelim. Bâzen insanlar konuşmaları esnasında birbirlerine, “Bu manzarayı iyi okumak gerek.” derler. Ya da bir uzman, konusuyla ilgili açıklamalarda bulunurken, “Bu tabloyu iyi okumak gerekiyor.” der. Burada “okumak” ifadesiyle dikkat çekilen şey, kişinin karşı karşıya olduğu durumu, muhatabı olduğu meseleyi iyi kavrayabilmek için önemsemesini, duygu ve düşünce yoğunluğu içinde anlamaya konsantre olmasını sağlamaktır. İşte biz mü’minlerden istenen de budur, diyebiliriz. Allah-u Teâlâ, âyetlerin muhatabı olan bizlerden, onları iyi okumamızı, anlamamızı beklemektedir. Nitekim konuyla ilgili bir ayette, “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.” (Müzzemmil, 73/4) buyrularak bu konsantrasyonu elde edebilmek için, ağır ağır okuma anlamına gelen “tertîl” üzere okumamız istenmektedir. Yine bizden istenen, ayetler üzerinde düşünmemiz ve onları anlamaya çalışmamızdır. Şu ayet de buna işaret etmektedir: “Allah, düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklayıp durmaktadır.” (Bakara, 2/221) Bazen anlamak için okumak yanında okunanı dinlemek de yeterli olabilir. Nitekim okunan Kur’an’ın dinlenilmesi hususunda tavsiye açık ve nettir: “Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki, rahmet-i ilahiyeye nail olasınız.”
Gerek okurken, gerek dinlerken bu duygu yoğunluğu yok ise, bir başka ifadeyle Kur’an, huşu’ içinde okunmuyor ve dinlenmiyorsa, bu faaliyetten, istenen netice alınamayacaktır diyebiliriz. Hz. Peygamber (sav) bir hadisinde şöyle buyurarak, Kur’an’ı okurken sahip olmamız gereken hâlet-i rûhiyemizin biçimini açık bir ifadeyle ortaya koymaktadır: “Kalpleriniz Kur’an üzerinde birleştiği sürece Kur’an’ı okumaya devam ediniz. Kalben ayrılık hissettiğiniz zaman ise okumayı bırakınız.” (Buhari, Fedailu’l-Kur’an) Bu hadis bizlere, Kur’an’ı hem kalp huzuru, hem zihin uyanıklığı, hem dikkatle hem de istekle okumamız gerektiğini öğretmektedir. Bu huzurdan bizi uzaklaştıracak, hızlı ve daha fazla okuma anlayışının ise uygun görülmediğini burada eklemeliyiz. Bir defasında, “Üç günden az bir zamanda Kur’an’ı hatmeden kişi, ne okuduğunu anlamış değildir.” (Ebu Davud, Kıraat) diyerek ashabını uyaran Resûl-i Ekrem’in Kur’an’ı nasıl okuduğunu gelin Hz. Aişe (ra) validemizden dinleyelim: “Bir gecede hatim yaptığını söylediğiniz kimseler, Kur’an okuduklarını söyleseler de gerçek anlamda onlar Kur’an’ı okumuş değillerdir. Bazı geceler Rasûlullah ile beraber bütün bir geceyi uyanık geçirdiğim olurdu. Ancak o bir gece boyunca sadece Bakara, Âl-i İmran ve Nisa surelerini okurdu. Ancak Rasûlullah, müjde ayetlerini okuduğu zaman dualar edip niyazda bulunur, azap ayetleri geldiği zaman ise Allah’a sığınır, iltica ederdi.” (Ahmed b. Hanbel, VI, 92) Görüldüğü üzere, Hz. Peygamber (sav), Kur’an’ı tane tane, ağır ağır telaffuz ederek okur, manasını anlayarak ve içine sindirerek üzerinde tefekkür eder ve bu hâlet-i rûhiye içinde Kur’an’la, kalbini ve zihnini bütünleştirmiş bir halde ibadet ederdi. Kelimenin tam anlamıyla, O (sav), Rabbinden gelen ayetleri “okumakta” ve bunların kendisine neler telkin ettiğini anlamaya gayret etmekte ve bunları benliğine sindirmeye çalışmaktadır. Böylece O (sav), her konuda olduğu gibi, bu hususta da ümmetine “en güzel örnek” olmaktadır. Ne dersiniz, bizim Kur’an okuyuşlarımızla, sevgili Peygamberimiz (sav)’in Kur’an’ı okuması birbirine ne kadar benziyor?
2006 - Haziran
YENİ DÜNYA DERGİSİ
yağmur- Özel Üye
- Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 3962
Puanı : 4330
Teşekkür : 72
Kayıt tarihi : 27/01/10
Geri: Kur'an-ı Kerim ve Biz
Tüm ibadetlerimizi, rızasına uygun olarak, gereği! gibi yerine getirmeyi nasip etsin Yüce Allah'ım (c.c.)
Geri: Kur'an-ı Kerim ve Biz
tşekkürler ALLAH razı olsun
xxkardelenxx-
Aktiflik :
Uyarı Seviyesi :
Mesaj Sayısı : 108
Puanı : 94
Teşekkür : 0
Kayıt tarihi : 10/03/12
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı Haz. 29, 2021 3:43 pm tarafından yağmur
» Gül’den hiç ders almıyor musun?
Salı Haz. 29, 2021 3:42 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:51 pm tarafından yağmur
» Kadir Geceniz Mübarek Olsun
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:50 pm tarafından yağmur
» Elveda Ey Şehri Ramazan
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:48 pm tarafından yağmur
» Kadir Gecesinde :((
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:46 pm tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Giderken
C.tesi Mayıs 16, 2020 2:44 pm tarafından yağmur
» Ateşten Lokma..!
Paz Ara. 01, 2019 5:43 pm tarafından yağmur
» Kadir Suresi, Okunuşu ve Anlamı
Cuma Mayıs 31, 2019 10:09 am tarafından yağmur
» Allah'ım (c.c.)
Paz Mayıs 05, 2019 7:49 am tarafından yağmur
» En Güzel Duâlar ve Anlamları
Paz Mayıs 05, 2019 7:48 am tarafından yağmur
» Amin
Paz Mayıs 05, 2019 7:46 am tarafından yağmur
» Yetişin...
Paz Mayıs 05, 2019 7:43 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerif Ne Demek ?
Paz Mayıs 05, 2019 7:42 am tarafından yağmur
» Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun
Paz Mayıs 05, 2019 7:38 am tarafından yağmur
» Ya Rabbi (c.c.) Ateşten [Cehennemden] Azat Edilenlerden Eyle Bizleri
Paz Mayıs 05, 2019 7:31 am tarafından yağmur
» Abdestten Sonra Yapılan Dualar (Arapça Türkçe)
Paz Ara. 30, 2018 9:36 am tarafından yağmur
» Kendimden Kaçabilsem
Çarş. Kas. 28, 2018 8:11 pm tarafından yağmur
» Özleminle Ey Sevgili
Çarş. Kas. 28, 2018 7:43 pm tarafından yağmur
» Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Çarş. Kas. 28, 2018 7:28 pm tarafından yağmur
» Af Dilerim..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:26 pm tarafından yağmur
» Ya Rabbah :(
Çarş. Kas. 28, 2018 7:19 pm tarafından yağmur
» Gül Efendim (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:13 pm tarafından yağmur
» Hayâdan ölen kişinin bedeni, sürmelenir..
Çarş. Kas. 28, 2018 7:12 pm tarafından yağmur
» Ey Yar (S.A.V.)
Çarş. Kas. 28, 2018 7:11 pm tarafından yağmur
» Onur, Can ve Mal Gibi Dokunulmazdır..
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» O'nun (s.a.v) Ahlâkı Kur'an'dı.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:26 am tarafından yağmur
» Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem)'i Sevmeliyiz..!
Ptsi Kas. 19, 2018 9:25 am tarafından yağmur
» Çağın Karanlığından Peygamberimizin Huzur'una?
Ptsi Kas. 19, 2018 9:22 am tarafından yağmur
» Şefaat Ya Rasulallah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:20 am tarafından yağmur
» Milletimizin ve Tüm İslâm Aleminin Mevlid Kandili Hakkımızda Hayırlara Vesile Olsun.
Ptsi Kas. 19, 2018 9:17 am tarafından yağmur
» Ya Rasulallah (SAV)
Ptsi Kas. 19, 2018 9:16 am tarafından yağmur
» Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'in Mübarek Doğum Günü "MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN"
Ptsi Kas. 19, 2018 7:53 am tarafından yağmur
» ❤Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun❤
Ptsi Kas. 19, 2018 7:45 am tarafından yağmur
» Minber’den Ötelere Bakış
Perş. Kas. 15, 2018 10:47 am tarafından yağmur
» Örnek Hanımefendi Hz. Fatıma Radıyallahü anhâ
Perş. Kas. 15, 2018 10:36 am tarafından yağmur
» Hayret Doğrusu
Paz Ekim 07, 2018 4:04 pm tarafından yağmur
» Göz Kalbin Elçisidir
Paz Ekim 07, 2018 3:56 pm tarafından yağmur
» Rabbül-âlemin, âşıklar için Yâr'dır..
Paz Ekim 07, 2018 3:55 pm tarafından yağmur
» Her Sabah Sizden 8 Şey İsteniyor.!
Paz Ekim 07, 2018 3:54 pm tarafından yağmur
» Başkaları Bilmese de Olur..
Paz Ekim 07, 2018 1:16 pm tarafından yağmur
» Sohbet; Güzelle Güzeldir..
Paz Ekim 07, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» İSLAM'IN KADINA VERDİĞİ DEĞER.. (Bir de bu açıdan düşünün..!)
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:26 pm tarafından yağmur
» BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATINALMAK
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Artan Pilav
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:24 pm tarafından yağmur
» Ömür Sermayesi..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:21 pm tarafından yağmur
» Mecnun ve Devesi
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:20 pm tarafından yağmur
» Usta ve Şaşı Çırak..
Ptsi Eyl. 24, 2018 12:18 pm tarafından yağmur
» İlâhi ente maksûdî ve rızâke matlûbî
Paz Eyl. 23, 2018 1:15 pm tarafından yağmur
» Bakî olan yalnız Allah (c.c.)’tır..
Paz Eyl. 23, 2018 1:12 pm tarafından yağmur